Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Muhammed Mursi efsaneleşiyor

Muhammed Mursi efsaneleşiyor

Ehli delalete ve hıyanete asla taviz vermeyen Bediüzzaman’dan sonra Mısır semalarında Muhammed Mursi gibi bir mücahidin efsaneleştiğini görüyoruz.
3 Temmuz Mısır halkının miladı.
Her zaman olduğu gibi CIA ve MOSSAD ajanları o gün devreye girerek kukla general Sisi’yi ayaklandırıp Mısır’da askeri bir darbe gerçekleştiriyorlar.
Mısır halkının seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile ekibi o gece kayıp.
Nerede tutulduklarını Mursi bile hâlâ bilmiyor.
Darbe sonrası Rabiatul Adeviyye Meydanı cuntanın hedefinde.
Neler oluyor? Sorusunu soranların üzerine bomba yağmuru. Bu meydanda birçok Müslüman Kardeşler yanlısı şehit ediliyor.
Aynı meydanın bir başka şehidi İhvan Liderlerinden Muhammed el- Biltacı’nın genç yaştaki kızı Esma Biltaci.
Katiller özellikle bu genç yaştaki mücahideyi hedef alarak katlediyorlar.
Mahkemede Muhammed el- Biltaci ile göz göze gelince, “Esma cennette kardeşim” diyor Mücahid Mursi…
İslam aleminde Müslüman Kardeşler, Mısır’ın başında eli kanlı Firavunlar.
Her gün İhvan yanlılarına baskınlar, tutuklamalar.
İhvan’ın tüm mallarına el konuldu, yayın organları durduruldu, teşkilat faaliyetten men edildi. Gösterileri yasaklandı…
Gösteri yapmaya teşebbüs edenlerin üzerine askerler tarafından ateş açılıyor. Bunlara karşılık Mısır’ın eski Firavunlarından Mübarek, ağırlaştırılmış hapse mahkûm edilmişken Sisi yargısı tarafından serbest bırakıldı.
Firavuna adalet(!) Müslümana zulüm.
Şu anda Müslüman Kardeşler’in tüm üyeleri cuntanın ağır baskılarına muhatap iken hiçbirisinden zerre kadar taviz yok.
Sahabe ayarında hepsi tek yürek, tek yumruk.
Özellikle Muhammed Mursi’nin mahkemedeki tavrı, İslam aleminin dikkatlerinde ilgiyle izleniyor. Yok efendim biz de laiklikten yanayız, çağdaşız, şuyuz buyuz kıvırtmaları katiyetle yok.
Öyle ki Mursi her an, ipi boynunda görmeden uyku bile uyuyamazken, celladı sayılan mahkeme başkanına adeta haykırıyor:
“Ben Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı’yım ve sizin meşruiyetinizi tanımıyorum.” Bu demektir ki; bana hangi zulmü reva görürseniz görün, isterseniz boynuma kement atın, isterseniz kurşuna dizin, isterseniz çarmıha gerin, yine de sizin kıblenize de dönmem, adaletinize de biat etmem…
Öğle namazı, Mursi her zaman olduğu gibi imam, beyaz kefenliler arkasında cemaat: Allahüekber…
Aynı yürek, halkına dönüyor:
“Özgür Mısır halkına benden selam iletin. Onlara ‘Kardeşiniz Mursi, direnmeye devam edecek. Davasından vazgeçmeyecek’ deyin.”
Şimdi anladınız mı dava adamının nasıl olduğunu?
Çoklarını yargılarken müşahede ettim.
Adam iki satır yazı yazar, hakimin karşısına çıktığında yazdıklarının aksine taklalar atmaya başlar, sözüne özüne bile sahip çıkamaz.
Veya lider havalarına soyunarak sıkıştığında bakmışsın ki Kemalizm’e biat ediyor. Tövbe demedim, etmedim, hata ettim…
Şimdi sorularımıza gelelim.
Mısır halkı tarafından cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi kime ne yaptı? Firavunların yaptıkları gibi gelir gelmez halkın üzerine ateş mi açtırdı?
Muhaliflerini tutuklattı mı?
Medyaya sansür mü koydu?
Muhalif gazete ve televizyonları mı kapattı?..
Hiçbirisini yapamadı, ama tek bir şey yaptı, laik olmadı, tağutlara biat etmedi… O zaman Mursi ayağa kalk, Firavunlar oturun!!.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi