Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Tebrikler Birol Güven

Tebrikler Birol Güven

Beğenmediğimiz şeyleri ortaya dökerken gösterdiğimiz cömertliği, beğendiğimiz şeyleri takdir ederken de göstermeliyiz. Eleştiri namusu bunu gerektirir.

Daha evvel, "Doksanlar" dizisi ile ilgili bir eleştiri yazmışdım. Etkisi olmuş mudur bilmiyorum ama, dizide müsbet gelişmeler oldu.

Bir bölümde, dini nikah kıyıldı. Hem de usulünce. Seyircinin ekrana kilitlendiği yazıldı.

Son bölümde, sala verildi. Bundan sonraki beklentim dizide başörtülü birinin olması. Çok şey mi bekliyorum? Artık Meclis'de bile var.

Bunlar zaten olması gerekenler. Ben, asıl, son bölümde dikkatimi çeken bir konudan bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu bir gelenekden. Nuri Beğ, torunu olacağını duyunca sevinçle bakkala giderek mahallelinin  borçlarını kapatdı. Borç defterindeki sayfaların tek tek yırtılışı ne kadar güzeldi.

Eskiden,Ramazan'da, mahallenin zenginleri esnafa gider, kendi bütçesinin yetdiği kadar borcu silermiş. Ne  borcun sahibi, kimin ödediğini  bilirmiş ne de borcu ödeyen, borcun kime ait olduğunu.

Şimdi diyeceksiniz ki  ne bakkal kaldı ne mahalle. Muhakkak kendi mahalleniz olması gerekmiyor.

Ümit Meriç ile yapılan bir röportajda okumuşdum. MÜSİAD'da yapdığı bir konuşmada, jipe binen hanımları eleştirerek paraları çoksa İstanbul'un fakir semtlerini dolaşarak  bakkal borcu kapatmalarını tavsiye etmiş. Bunu duyan zengin bir hanım jipini satmış  ve bakkal bakkal dolaşarak borç kapatmış. Ne müthiş bir şey. Hiçbir alışverişin, hiçbir eğlencenin, hiçbir pahalı tatilin vermeyeceği, veremeyeceği bir huzur (Bence bu hanım, ferrarisini satan bilgeden daha bilge).

Böyle mühim ve manidar bir geleneği konu etdiği için senaristi tebrik ediyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi