Şükran
Malumunuz, geçen sene, "Huzur Sokağı"nın satış ve gişe rekoruna, dizi versiyonunun reyting rekoru eklendi. Cuma ekranının diğer dizileri, kaçacak ekran aradılar. Seyretmiş olacağına ihtimal vermediğim insanların "Kaçırmıyorum" dediğine şahidim.
"Dizide başörtülüler iyi; başı açıklar kötü gösteriliyor." feryadı yükseldi geçen sene. Yıllarca, "Dizilerde niye başörtülü birisi yok?" sorusunu sormayanların bu feryadı ne kadar dürüst olabilir ki? Diyelim ki haklılar. Yok olmak ile sorunlu olarak bile olsa var olmak arasındaki farkı bile bilmiyorlar.
Bu toplumda varsınız, gerçeksiniz, kalabalıksınız. Ama, birileri sizi yok kabul ediyor. O birileri, sadece zıt görüşlü olanlar değil. Muhafazakar bir firmanın reklamında bile yoksunuz.
Durumun vehametine çocuğunuzun gözünden bakın. Okula gidiyor. Rol model aldığı meslek grubunda yoksunuz. Fakültede yoksunuz. İşyerinde yoksunuz. Televizyonu açıyor; yoksunuz. Ders kitaplarında anlatılan ailede yoksunuz. Ama varsınız. Annesiniz, eşsiniz. Çocuklarda nasıl bir ikilem olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Yıllardır, merkez medyanın dizilerinde başörtülü tipler, kapıcı, temizlikçi veya yaşlılardı.
Bazen onu da göremiyorduk.
Sonra, birdenbire reyting rekoru kıran bir dizinin başrolünde, başörtülü bir genç kız belirdi. Hem de dizinin en olumlu kahramanı olarak. Evet, Şükran'dan bahsediyorum. "Olmaz" dedi birileri. "Onları iyi, bizi kötü anlatıyorsunuz." Halbuki bu itiraz, temelde, "Onlardan doktor, öğretmen olmaz" itirazının aynısı. Başörtülülerin yok sayılmalarının ayıp olduğu bir dönemde, artık ilkel sayılacak bir itirazın şekli değişdi o kadar.
Aynı itiraz şovu Meclis'de de yapılmadı mı?. "Burada olmanızı sindiremiyorum. Dışarı!" demek riskli olduğundan, "Ne yani, siz temizsiniz biz kirli mi?" oyununa sığınan bir başörtü karşıtlığına şahid olduk.
Şükran'dan bahsetmeye devam edelim.
Kitabın hikayesi, Feyza-Bilal aşkı üzerineydi ve Feyza ön plandaydı. Oysa dizide, durum farklı. Bir erkek uğruna değil, kendi iradesiyle tesettüre giren, fakülteye giremeyen, kimseye kötülük etmeyen ve düşünmeyen, karşılıksız aşkın acısıyla gözyaşı dökerken aşkını elinden alana saygı gösterebilen, mahallenin meleği Şükran gönülleri fethetdi.
Hatta Şükran varken Feyza'ya aşık olan Bilal senaryoyu bilmemize rağmen bizi üzdü.
Hani senaryo değişse ve Şükran ile Bilal evlenseydi "Ama kitabda böyle değil" itirazını yapmayacak kadar Şükran'ı sevdik. Ne yapalım, dindar erkekler için "öteki" kadın daima çekici oldu. Varsın dizide de olsun. (Bilal'in Feyza'ya olan aşkına gerçek aşk değil, erişilmez olanın cazibesi olarak bakıyorum. Hiçbir zaman da muhafazakar erkeklerin "öteki" mahallenin kızlarına olan aşklarını Leyla-Mecnun aşkı kategorisine sokmadım. Bana göre, dizide, Mecnun'un aşkını Şükran aşkı temsil ediyor. )
Esasında Şükran'a tahammül edemeyen ama, bunu, "Başı açıkların hepsi kötü anlatılıyor" diye itiraz ederek ifade edenler, Şükran'ın annesini fark etmemiş olamazlar. Bu kadar vesveseli, laf ebesi, hatta şirret bir kadının neresi olumlu anlayamadım. İftarda Bilal'in yanına oturması için kızını itdiren, koca bulsun diye yüz takla atan bir annenin neresi mazbut? Buna benzer bazı sorunların dizideki varlığını, Gezi eylemlerinde anladım. Senaristlerden birisi parkda ortaya çıkınca yapımcı şirket yollarını ayırdı.
Reytingi entrikanın belirlemesi dizilerin en büyük sorunu. Huzur Sokağı da bundan nasibini aldı. Fakat, Kerim, Emre gibi adamlar ile Bilal arasındaki polisiye vakalar diziyi çok sulandırdı.
"Çek uzasın" yüzünden asıl konudan uzaklaşıldı. Eh dizinin kimyası gereği pek aganigi de yok. Entrika içinde cinsellik de olacak ki tam dadı çıksın. Kerim ile Emel'in yasak aşkında bile yapımcılar gerçek hayatda evli olan oyuncuları oynatarak "Huzur Sokağı" hassasiyetlerini gözetdi. Seyirciyi kesmedi maalesef. "Amaaaan bunlar zaten karı-koca" düşüncesi, gayr-i meşruluğa gölge düşürdü.
Bu sezon reyting düşmeye başladı. Alınacak tedbirlerden endişe ediyorum desem yalan olmaz. Kitap nasıl tek ise, film nasıl tek ise dizi de tek sezonluk olsun ne zararı vardı?
Feyza ve Bilal umurumda değil. Şükran, hayırlısı ile senaristlerin elinden kurtulsun istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.