Belli ki gündem trenini kaçırmışım…
Koştura koştura yetişmeye çalışayım bari…
Aklımın bir tarafında kalan ancak kaynağını bulamadığım bilgiyi google’da buldum sayılır. Aksiyon Dergisi’nde çıkan haberden bir alıntıyı okuyalım önce…
“...Bakanlıkta kiremit ihtiyacı belirince Vehbi Koç'a müracaat edilmiş. Ankara ve çevresinde kiremit bulamayan halk güç durumdaymış. Görevi alan Koç, ilk olarak evinin dışına çıkarak çevresine bakınmış, gözüne kestirdiği mahalleye doğru yürümüş. Mahalleye geldiğinde evlerin damlarına bir göz attıktan sonra ellerini ağzına götürerek var gücüyle bağırarak 'Duyduk, duymadık demeyin. Sağlam kiremitin tanesine 20 para veriyorum. Eski yeni ayrımı yok. Yeter ki sağlam olsun' demiş.

Çevresine toplanan halk ilk önce şaşkın ifadelerle Koç'a bakmışlar. Ne olduğunu anlayamamışlar. Mevsim kış, gelecek günler soğuk; ancak para o günlerde tatlı gelmiş. Kısa süre içinde bir kamyon dolusu kiremiti toplayarak doğruca Hükümet binasına giden Koç'u şaşkın gözlerle karşılamışlar. Yetkililer bu işi nasıl başardığını sormuşlar. 'Kiremitin tanesine 40 para veriyorum deyince herkes damını aşağıya indirdi' demiş. Parası Koç'a hemen verilmiş. Kârını da kendisinin hesaplaması istenmiş…”

Bu olayın yaşandığı dönemde merhum Vehbi Koç’un 20’li yaşlarda olduğunu hatırlatalım ve “Olmasaydın… olurduk, olmazdık” tartışmasına ben de katkıda bulunmuş olayım.
Dershane konusuna gelince…
Daha önce aklımızın erdiği kadarıyla yazdım...Şimdi araştırma dönemindeyim, yazacağım…
Kısaca, herkesin ortak fikri “ eğitimde her şey tamam da sıra dershaneye mi geldi?”  Noksansız, saat gibi işleyen bir sistemin olmadığı 10 yıllık iktidar döneminde 5 bakan değişmesinden belli.

Her konuda anket yapanlar neredesiniz? Okul önlerinde çocuğunu okuldan almaya gelen velilere, öğrencilere, öğretmenlere bir sorsanız “ sistemden, derslerden, öğretmenden, kitaptan, binadan vs. memnun musunuz?” diye. Alacağınız cevapları çok merak ediyorum doğrusu.

Okullarda bit neden olur bilen var mı?