Bugün eğitim, dershane konularından sıyrılalım, biraz mola verelim.

Hatta bu konular bizi çok gerdi ise, önümüze çekirdek, İzmirlilerin ifadesiyle çiğdem koyup çitleyelim ki gerginliğimizi alsın, azaltsın.

Yıllık enflasyon değerlendirme vaktim gelmiş, hatta geçmiş bile. Biraz geciksek de sonuç değişmiyor zaten.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri ortadayken, derin derin, rakamlara boğulmuş bir analiz yapmaya hiç niyetim yok.

Ben, yıllık enflasyonu, fiyatı değişmeyen ama gramı her geçen gün düşen çiğdem üzerinden takip ediyorum.

Önce TÜİK verilerine bakalım…

2012 Ekim ayı ile 2013  Ekim ayı arasında, TÜFE’ye göre yıllık enflasyon oranı  7,71. Geçen sene 100 TL olan bir ürünün fiyatı 107,71 TL’ye yükselmiş yani.

Ancak takibe aldığım çekirdekteki artış bu kadar değil.

2011 yılının Ekim ayında 82 gramlık ambalajda 1 TL’ye satılan çiğdem, bir yıl sonra, aynı paraya 72 gram satılmaya başlamış. Kilosu 12 lira 10 kuruştan 13 lira 80 kuruşa yükselmiş. Enflasyon yüzde 7,8 ancak ürünün fiyatı enflasyonun iki katı artmış.

Şimdi sıkı durun, çekirdek çitlemeyi bırakın, boğazınıza kaçabilir.

On iki ayda, fiyatı sabit kalan paketin ağırlığı miligram miligram düşe düşe 50 grama  inmiş. Kilosu 13,80 TL’den 20 TL’ye çıkmış.

Yıllık enflasyon yüzde 7.71, çiğdemdeki  fiyat artışı yüzde 45.

Araştırmamda bana katkıda bulunan Bakkal Tayfun ve baş yardımcısı Kenan’ın yorumları bayağı ilginç geldi bana. Biri  “obeziteyle savaşa destek veriyorlar” derken diğeri “esnafı düşünüyorlar. Gramı az olduğundan hemen bitiyor, yeniden alınıyor. Sirkülasyon artıyor…” dedi.

Çiğdemin yanına patlamış mısırı da ekledim. 54 gramı 1 lira. Ömrümüz yeterse, seneye onu da inceleyeceğiz. Bakalım ondaki artış ne kadar olacak.