M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

“Günahını Ben Çekeyim!”

“Günahını Ben Çekeyim!”

Velid bin Muğire, Mekke’nin ileri gelenlerinden Kureyş’li bir müşrikti. Sosyal statüsü gereği toplumda saygın bir yere sahipti. Çevresini etkileyeceği için, Hz.Peygamber (s.a.v) onun Müslüman olmasını çok arzuluyordu.
 
Allah Rasulü, aynı şekilde Ebu Cehil ile Ömer’den hiç olmazsa birinin Müslüman olmasını da çok arzu etmişti ama bu şeref Hz.Ömer’e nasip olmuştu.
 
***
 
Her zaman olduğu gibi, yine İslam’ı tebliğ ettiği bir günde Rasülullah’ın anlattıkları, müşrik Velid bin Muğire’yi oldukça etkilemişti. Efendimizin uyarı ve nasihatleri aklına yatmış, kalbini yumuşatmıştı. Neredeyse Müslüman olacaktı.
 
Velid’in arkadaşları, onun konuşma ve tavırlarından İslam dinine meylettiğini anladılar ve endişeye kapıldılar. Çünkü, Velid’in Müslüman olması kendileri için büyük kayıp,  Müslümanlar içinse büyük kazanç olacaktı.  
 
Bu durumu hazmedemeyen arkadaşlarından biri, Velid’e şöyle dedi:
 
“Duydum ki, atalarının dinini terk edip Muhammed’in dinini seçecekmişsin. Ahirette azap edilmekten korkuyorsan eğer, bana bir miktar para ver de senin yerine ahirette ben azap çekeyim.”
 
Bu teklif, Velid’in hoşuna gitti ve İslam’a girmekten vaz geçti. Azabını karşılayacağı düşüncesiyle vadettiği paranın bir kısmını da arkadaşına verdi, geri kalanını ise ödemedi.
 
***
 
Müfessirlerden bir kısmı, bu olayı Necm suresindeki 33 ve 35. ayetlerin nüzul sebebi olarak gösterirler. Böyle olsa da, söz konusu ayetler, başkasının kendi yerine azap çekeceğine inanan herkesi kapsar.
 
Aynı surenin devamındaki ayetler, hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenemeyeceğini açıkça ilan etmektedir. Ayetlerin meâli şöyledir:
 
“Kimse, kimsenin yükünü yüklenmez. Yapıp ettikleri müstesna, insan için hiçbir şey yoktur. Yaptıklarının karşılığı da, muhakkak kendisine gösterilir.”(Necm,38-40).
 
Gerçek bu iken, insanlara ne oluyor da başkalarının günahını yüklenmeye talip oluyorlar!?
 
Günahlarını affettirmeye garantileri mi var?
 
Yoksa, para veya başka menfaatler karşılığında, mukadder azabı üzerlerinden kaldırabileceklerini mi zannediyorlar?
 
***
 
İbadette, ticarette, tarımda, sanayide, bürokraside, diplomaside, üniversitede, askeriyede, top yekûn iş yerlerinde… kısaca hayatın her alanında, İslam’ın emrettiği veya yasakladığı fiillere aykırı davranış sergilemek, doğrudan bunları yapanları bağlar.
 
Bunun günahı öncelikle yapanlaradır.  Başka birilerinin bunu üstlenmesi, sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu, hem dünya hayatı hem ahiret hayatı için böyledir.
 
Ancak, bir kimse bir başkasının suç işlemesine sebep olmuşsa,  sebep olduğu nispette sorumlu tutulur. Zaten onun sorumluluğu, yine kendi yaptıklarından kaynaklanmaktadır.
 
 
Sonuç olarak, herkes kendi yaptığından sorumludur. Suçu başkasına atmak şeytanca bir davranış, başkasının günahını üstlenmek de müşrikçe bir tavırdır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi