Mimar ve Mühendisler Grubu’nun aylık toplantılarının konuğu, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara idi.

“Yerel Yönetimlerde Tecrübe Paylaşımı ve Tavsiyeler” başlıklı bir konuşma yaptı. Üsküdar’a hizmetlerini ve siyasi tecrübelerini anlattı.

Siyaset hem kargaşanın hem de kargaşayı düzeltmenin adıdır. Siyaseti “amaç” olarak kullananlar kargaşa çıkarır, “araç” olarak kullananlar düzen sağlar.

Siyaset yaparak kargaşa çıkaranlar, “dünyalık menfaatperestlerdir.” Siyaset yaparak kargaşayı önleyenler de “dünyalıklarını hesap gününe göre ayarlayanlardır.”

Mustafa Kara’yı dinlerken bunlar geçti aklımdan. Yalnız önce yazının başlığındaki “veda” vurgusuna dikkat çekmek isterim.

Mustafa Kara bu dönem yeniden aday değil. Kendi isteği ve arzusuyla aday olmadı ve Mimar ve Mühendisler Grubu’ndaki konuşması da veda değildi.

Konuşmayı dinlerken duygusal bir anıma denk gelip böyle bir başlık not ediverdim önümdeki kâğıda.

………………..

“Mustafa Kara’nın Üsküdar karnesi nasıl?” sorusuyla başlayalım söze.

Eğer “partici, ferdiyetçi, bencil, kuruntulu, haset ve kıskançlık” duygularıyla hareket etmeyecek olursak, Mustafa Kara Üsküdar’a çok büyük hizmetler yapmıştır.

Üst paragraftaki gayri insani hasletlerle cevap vermeye kalkarsak, hiçbir şey yapmamıştır denilebilir.

Çünkü bencillik, kıskançlık, hasetlik ve particilik; “Allah bilmezlik, kul tanımazlık” demektir ve böylelerine göre sadece insanoğlu değil, tüm canlılar hatalıdır.

Üsküdar, tarihi ve medeniyeti soluklama adına İstanbul ilçeleri arasında en rahat gezilebilecek ve görülebilecek yerlerden birisidir ve bu dönemde tarih, Üsküdar’da yeniden ayağa kalkmış ve görücüye çıkmıştır.

Lafla bunları anlatmak mümkün olmadığı için Üsküdar’ı gezmek, görmek gerekir. Mustafa Kara veda ederken, Üsküdar’a imzasını yüreğiyle ve hizmet aşkıyla atmış birisidir.

……………….

Neden tekrar başkan olmadığını yazmak istemiyordum aslında. Fakat yazıyı yazarken duygulandığım için müsaadesi olur mu olmaz mı sormadım ama yazayım.

Çünkü bugünlerde fitne ateşi öyle yüksek oranda yanıyor ki, “dam üstünde saksağan vur belime kazmayı” sözü bile hafif kalıyor.

Tekrar başkan olmama sebebi son derece insani. “Neden tekrar aday olmadınız” sorusuna verdiği cevap şöyleydi.

“Bir aile şirketimiz var. (Çağrı Marketleri) başında bulunan ağabeyim rahatsız. İş yerlerimizde çalışan 3000’e yakın insan var. Bunların aileleri ve çocukları var. Bu kadar insana Allah’ın verdiği bir rızık kapısı olarak hizmet ediyoruz. Bize güvenen müşterilerimiz var. Dolayısıyla işlerimizin başına dönmek istiyorum.”

Son derece samimi ifadelerdi. Bence de Üsküdar’a her zaman başkan bulunur ama Çağrı marketleri gibi güvenle alışveriş yapılabilecek mağazalar, herkes tarafından yönetilemez.

Böyle düşünceyle hareket eden kaç siyasetçi vardır acaba? Bu arada Üsküdar için yeni aday da başkan yardımcılarından Hilmi Türkmen.

Kısacası Üsküdar’a bir güzel insan geldi ve umarız gelecek olan da böyle güzeldir.