Sırrı Sakık Yapmasaydı Bari
Sırrı Sakık asla kabul edilemeyecek bir ithamda bulundu Eronat’a yönelik olarak.. “Otur yerine acısının keyfini çıkaran kadın” dedi.. Bunu Eronat TBMM’ye girdiği günden beri ara ara hatırlatıyorlar. Kim söylerse söylesin çok sert bir karşılığı hak ediyor. Ama söz konusu Sırrı Sakık olunca, çok daha fazla üzülüyor insan.. Açık söylemek gerekirse, Sırrı Sakık d
ha evvel de Oya Hanım için; “gasbettiğin koltukta oturuyorsun” demişti.. Bunun siyasi bir tartışma olduğunu düşündüğümden üzerinde durmadım.. Zira bir cevabı var.. Çok basit.. “Milletvekili olamayacağını bile bile Hatip Dicle’yi aday gösterdiyseniz, o koltuğu kaybetmeyi de göze alacaksınız” denir, olur biter.. Ama 17 yaşındayken, alçakça, hain bir terör saldırısına kurban verdiğimiz bir bebeğin annesine, “bunun keyfini çıkarıyorsun” demek, ne bileyim, Sırrı Sakık’ta hiç iyi durmadı..
ULUDERE İÇİN KİM ÖZÜR DİLESİN?
Dahası, Sayın Sakık, Uludere hatırlatması yaparak tevil edeceği sözlerine sahip çıkan da bir tavır içine girmiş.. “34 can için özür diledi de ben mi duymadım?” diyerek.. Neresini düzelteceksiniz ki?.. Uludere Faciası yaşandığında, soluğu ilk orada alan birkaç isimden biri Oya Eronat’dı.. Dahası, Uludere için hepimiz, nefes alan herkes sadece üzgün olduğumuzu ve acılarını paylaştığımızı söyleyebiliriz.. Özür ise bir tür sahiplenmedir.. Ve açık açık söylüyorum, Uludere’yi kim yaptıysa, özrü de onlar dilesin.. Bu lafımın altını kaldırın bakın bakalım hangi siyasi parti, hangi sivil yapılar hangi cunta çıkacak..
SAKIK’TAN NEDEN BEKLEMEZDİK?
Çünkü Sayın Sakık, sıradan bir milletvekili değildir. Fonksiyonel anlamda çok önemli bir noktada duruyor.. Şöyle söyleyeyim, ufukta barışın görünmediği o kanlı yıllarda bile ortaya koyduğu sağduyulu tavırla sürecin bu aşamalara gelmesinde önemli rol sahibidir.. BDP içinden ilk; “Türkiye’nin gündeminden artık silahı kesinlikle çıkarmak lazım” diyendir.. İlk; “Amacımız Türkiye’nin sorunlarının üniter yapı içinde çözülmesi” diyenlerdendir.. İlk; “Kürtlerin devlet talebi yok, demokrasi talebi var” diyenlerdir.. “Büyük Uzlaşı”yı ilk dillendirenlerdendir.. Dolayısıyla Sırrı Sakık, içinden geçtiğimiz süreç için siyaseten şans.. Keşke bunu iç politik kavgalarda kullandığı bel altı söz ve ithamlarla berhava etmese.. Farkındaysanız söylenen sözün ve yaklaşımın arızalı olduğunu söylemekle yetindik. Başka bir hatırlatmada bulunmadık. Bunu aklımızdan geçirmeyi bile doğru bulmayız çünkü..
OYA HANIM’A NEDEN ÖFKELİLER?
Oya Eronat’a baktığımızda ise çok tartışmalı bir saha görüyoruz.. 17 yaşındaki oğlu Eren Şahin, Diyarbakır’da 3 Ocak 2008 günü askeri servis aracının geçiş yoluna PKK’lı teröristlerin koyduğu bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.. Türkiye kamuoyu bu saldırının ardından tanıdı Oya Hanım’ı.. Koruduğu metaneti ve teröre oğlunu kurban vermiş bir kadının kin gütmeden barışa hamle yapan yaklaşımlarını konuştuk.. Bu misyon siyaseten değerlendirilmeliydi.. Ve AK Parti doğru hamleyi yaparak Sayın Eronat’ı milletvekili adayı gösterdi.. Sembolik olarak Oya Hanım’ın varlığı bile barışa katkı yapabilirdi.. Ama daha evvelden hesaplanmayan o talihsiz YSK kararı çıktı ortaya.. Hatip Dicle, milletvekili seçildiği halde YSK, milletvekilliğini düşürdü.. En olmaması gereken şeydi ve oldu.. Bana sorarsanız YSK dışında kimsenin suçu yok. Ama “bile bile aday gösterdiği için BDP’nin de suçu vardır” derseniz, itiraz edemem.. Sayın Dicle yerine Sayın Eronat milletvekili oldu.. BDP’lilerin asıl öfkesi buna.. Yani kendi koltuklarını aldığını düşünüyorlar ama eleştirilerini bu tamamen yasal durum üzerinden yapamadıklarından başka bir meseleyle veriyorlar kavgalarını.. Ne kadar lüzumsuz işler bunlar.. Kalın sağlıcakla.