Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Sessiz Yaşadım Kim Beni Nereden Bilecektir

Sessiz Yaşadım Kim Beni Nereden Bilecektir

28 Aralık 1936 günü yayınlanan gazeteler, Mehmet Akif’i haklı çıkarmak istiyorlardı sanki. Bir büyük şahsiyetin, aynı zamanda bir ülkenin yaşanan tarihten çıkarılan Milli Marşının şairinin vefatı, o günün gazetelerinde birkaç satırla ve alelade bir şekilde yazılmıştı.
Resmi sessizliğe ve hatta olumsuz tutuma rağmen, halkın ve gençliğin geniş ilgisiyle kucaklanan Mehmet Akif, İstiklal Marşı’nı yazdığı ve Birinci Meclis'te okunduğu gün ayakta alkışlayanlar o gün neredeydi ben de en çok onu merak ediyorum.
Akif’in Rahmeti Rahman'a kavuştuğu gün sessiz ve sedasız kalan gazetelerin bugün devamı niteliğinde olabilecek gazeteleri, didik didik ettim ve hayretle ve şaşkınlıka gördüm ki, aynen o gün olduğu gibi bugün de sessiz kalmışlardı.
Vakit, Zaman, Yeni Şafak, Milli, Bugün, Star ve Türkiye gazetelerinin dışındaki gazeteler Akif’e yer vermemişlerdi. Malum gazetelerin sadece birinde Akif’i anlayan ve seven yazarın birisi, Akif’i köşesine taşımıştı.
Demek ki, onlara göre Akif’in “rejim muhalifliği” devam ediyordu. Onlar Akif’e ve fikirlerine ne kadar muhalefet ederlerse etsinler, Akif’e sahip çıkan büyük milletimiz, bugün yurdumuzun dört bir köşesinde, Akif geceleri, Akif sempozyumları, Akif konferansları düzenliyor ve büyük mütefekkirimizi hakkıyla anıyorlar.
Akif’in düşünce kervanı yürüyor. Kervanı ürkütmek isteyenler, nasıl o gün başarılı olamamışlarsa, bugün de ve bugünden sonra da başarılı olamayacaklardır. çünkü Mehmet Akif bir halk kahramanıdır ve bu halkın milli ve manevi değerlerinin temsilcisidir.
Bu yüzden halk kendisinde, düşünce dünyasında, fikir atlasında, milletinin ve devletinin bekasında, Akif’in ruhunu görüyor ve onu yaşatmak istiyor. “Rejim muhalifi” diye muhalefet edenler ise, halka ve devlete muhalif olduklarını böylece belirlemiş oluyorlar.
Her türlü muhalefet ve her türlü hakarete rağmen, merhum şairimizin ülkesi ve milleti için kurduğu hayaller, ölümünden 70 yıl sonra, 71 yıl sonra gerçekleşmiş bulunuyor. Devlet ve millet bütünleşmesinin yaşandığı günümüzde, devletiyle milletiyle Akif’in resmi ve özel merasimlerle anılması, Akif’in düşüncelerinin ve emeklerinin boşa gitmediğini gösteriyor.
Mısır Apartmanı 71 yıl sonra Akif’le tanışıyor. Burada Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ı kutlamak gerekir. Perşembe günü Mısır Apartmanı önünde bir program gerçekleşti ve Akif’in Mısır Apartmanı'nda yaşadığına dair bina önüne plaket çakıldı ve akşam da Karaca tiyatrosunda düzenlenen programla merhum şairimiz anıldı.
Mehmet Akif’in hatırasına ve mücadelesine sadakatimiz, vefamız yeterli midir? Hayır, elbet değildir. Belki yeri değil ama yaşanmış bir olayı anlatarak şunu söylemek isterim.
Mehmet Akif’e “rejim muhalifi” diyen zihniyet temsilcilerinden yakın geçmişteki eski bir milli eğitim bakanı, Japonya’ya gider. Japon bakan, Hiroşima’da söz eder ve ilkokul çocukları başta olmak üzere, bütün halkı oraya götürdüklerini ve hadiseyi anlattıklarını söyler.
Bunun üzerine bizden giden bakan efendi, Japon bakana hitaben; “Sizin milletinizi motive etmek için Hiroşima’nız var, bizim ise böyle şeyimiz yok. Siz bu bakımdan çok şanslısınız” der. Japon bakan bunu duyunca acı bir gülümseme yayılır yüzüne ve inanamaz duyduklarına. Bakar ki, bizden giden bakan sözlerinde samimi, o zaman şöyle der:
“Hayret ediyorum size sayın bakan; sizin milletinizin öyle büyük zaferleri var ki, nasıl bundan habersiz olabilirsiniz. Size sadece çanakkale yeter çanakkale” der.”
Bizden giden bakan ve o zihniyettekiler ise, yani Akif’i “rejim muhalifi” olarak ilan edenler ise, bırakın çanakkale’ye gitmeyi, çanakkale Şehitleri için yazılan şiiri bile kitaplardan çıkarma gayretindedirler.
Bu hadiseyi anlatmaktaki maksadım şuydu; eğer Mehmet Akif dünyanın başka bir ülkesinde olsaydı, kesinlikle orta öğretim ve yüksek öğretimde hayatı ve eserleri ders kitabı olarak okutulurdu. Umarım bizde de gerçekleşir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi