Ersoy Dede

Ersoy Dede

Elde Var Halkbank

Elde Var Halkbank

Bakın soruşturmanın ilk gününden bu yana bas bas bağırıyoruz; “Bu Halkbank’a yapılmış bir operasyondur” diye.. Niye.. Çok açık ki gerek Kürdistan Petrolleri’nden gelecek olan paranın Halkbank’ta tutulmasına yönelik bir uluslararası reaksiyon var gerekse İran’la yapılan ticaretin Halkbank üzerinden dönmesi rahatsız ediyor birilerini.. Dış servislerce tezgahlanan bu operasyonun yerli işbirlikçileri eliyle hayata geçirilmiş olmasını ise en masum haliyle “bilgisizlik” olarak izah etmek mümkündür.. Yoksa bu uluslararası tertibe teşne ihanet içinde kimsenin olabileceğine asla inanmıyorum.. İşte o bilgisizlerin de 17 Aralık’tan beri başta hükümet olmak üzere elinde kılıç önüne geleni doğrayanların da bugün görmesi gereken tabloyu sunuyorum huzurlarınıza.. Bu fakir okumakta olduğunuz yazıyı kaleme aldığı dakikalarda, itibarı üzerine dört gündür beylik laflar edilen 70-80 kişi serbest bırakılmıştı.. İçinde; Fatih Belediyesi, Marmaray, TOKİ, müteahhit vb.. kelimeler geçen itham ve iddiaların hepsi, “tutuksuz” yargılanacak artık.. O halde Ali Ağaoğlu için ya da Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir için, tutuklu yargılamayı gerektirecek kadar vahim bir tablo görmeyen yargı kararı karşısında yeni pozisyonunuz ne olacak?.. Geçtik onu.. Geldik geri kalana.. Tutuklu yargılanmasına karar verilen mesele hangi meseleymiş peki?.. Elde var Halkbank.. Peki bunun yabancı servisler ve yerli işbirlikçileri derken bana sert tepki gösterenler, ABD Hazine Müsteşarı David Cohen’in, sadece bu konuyu araştırmak üzere Türkiye’ye gelmesini ve yalnızca bankacılarla toplantı yapıp resmi temasta bulunmamasını nasıl izah edecek?.. Bu nedir ya.. Bu adamlar Türkiye’yi, eyaletleri, işgal ettiği Irak ya da Afganistan ya da ekonomik açıdan kendilerine bağladıkları küçük ülkeler gibi görüyorlarsa hadlerini bilecekler.. Yok öyle iş.. Bakın bir bilgi daha size.. Cohen’e en yakın adamlardan biri.. Piyasa analizleriyle Amerikan ulusal ekonomi poltikalarına yön veren ekonomist Jonathan Schanzer’in 12 Aralık’ta yazdığı bir makale var, dikkatimizden kaçan.. Schanzer, İran’a dönük ambargonun yumuşaması halinde doğalgaza karşı altın ticaretinden Türkiye’nin kasasına 1 ayda 9.6 milyar dolar gireceğini yazıyor. Aynı Schanzer, 17 Aralık operasyonundan sonra ise twitter üzerinden memnuniyetini dile getiren mesajlar yazıyor.. Bu kadar açık ve net…

GELELİM PROPAGANDA AYAĞINA

Bu tip organizasyonlar kendi propaganda servisini de ya otomatik olarak ortaya çıkarıyor ya da önceden bunun da planlaması yapılıyor. Bakın mesela bir haftadır, bir para sayma makinesi ile bir de ayakkabı kutusu etrafında dönen garip haberler okuyoruz.. Buradan yola çıkılarak yapılan espriler, kendilerince creative zeka ürünü bir takım protesto gösterileri falan.. Peki bu para sayma makinesi üzerinden veryansın edenlerin hangisi, söz konusu makinenin oraya sonradan konduğu ortaya çıkınca özür dilediler.. Gelelim ayakkabı kutusuna.. Üzerinde gizlilik kararı olduğu için başsavcının da adli kolluk görevi yapan polisin amiri konumundaki şube müdürlerinin ve emniyet müdürlerinin bile bilmediği ama kamuoyunun bildiği bir mesele değil mi ayakkabı kutuları?.. Niye?.. Şakır şakır servis edilmiş durumda da ondan.. İlk etapta sadece bilgi servis edilmiş ve görüntü verilmemiş olduğundan; “işte o ayakkabı kutusu” diye 2 yıl evvel bir yabancı web sitesinde yayınlanmış bir resmi koydular önümüze.. “Vay bee” dedik.. “Paralara bak.. Ayakakkabı kutusunda”.. Oysa gerçek görüntüleri izleyince gördük ki, paraların bulunduğu kutular ayakkabı kutusu değilmiş.. Düzelttiler mi? Hayır.. devam edelim aynı yerden.. “Velev ki ayakkabı kutusunda olmasın, o paranın varlığını değiştiriyor mu?” diyen var mı aranızda?.. Zira söylememiz gerekiyor.. Açıklayalım o vakit.. Banka müdürünün evinden çıkan paralar, Makedonya’da Balkan Üniversitesi ve Osmancık’da İmam Hatip Lisesi’nin yapımında kullanılacak olan yardım paraları.. İlk gün yetkililer de bunu biliyorlardı çünkü Banka Müdürü’nün avukatı, söz konusu bağış paralarının belgesini savcılığa ilk gün sundu.. Peki yayınlar değişti mi bu saatten sonra?.. Ne arar?.. Çünkü o bilgi kamuoyuyla paylaşılırsa, tezgah bozulur.. Haysiyet cellatları emeline ulaşamamış olur.. Bu mesele daha çok su kaldırır.. Devam edeceğiz.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi