Denizler durulmaz dalgalanmadan
Benim gördüğüm kadarıyla, 25 Aralık darbesi, 7 Şubat 2012 darbesiyle başlamıştı. O günlerde bunun “7 Şubat darbesi” diye adlandırılacağını yazmıştım. Birkaç yazar daha bu görüşü destekleyen yazılar yazmıştı.
7 Şubat 2012’yi hatırlayalım...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın kellesini almaya çalışanlar, işin ucunu Başbakan’a dayandırmak ve Başbakan’a kelepçe takmak istemişlerdi. Basit bir karaname ile o varta atlatıldı.
Gezi olaylarını hatırlayın... İstanbul’daki bir eylemci grup, ısrarla Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisini basmak ve darmadağın etmek istemişti. O büronun dağıtılmış fotolarının dünya basınına geçildiğini düşünün. Türkiye anında biterdi. O varta da toplumun sağ duyusu ile atlatıldı.
Sonra dershane olayı patladı. Meğer dershane, işin ısındırması imiş. Dershane kargaşası devam ederken 17 Aralık olayları patladı. Olay geldi geldi 25 Aralık günü bazı bakanlar görevlerinden ayrıldılar. Ertesi gün bir başka soruşturma dalgası sinyali geldi. Başsavcı Turan Çolakkadı’nın müdahalesiyle yargı vesayetinin darbe teşebbüsünün önü alındı. Aynı gün 13 HSYK üyesi korsan bildiri yayınladı. Bunların hepsinin amacı, Başbakan’a kelepçe takmaktı.
Son 2 senedir niye Başbakan’a kelepçe takılmak isteniyor? Niye Halk Bankası ve TCDD işin içine dâhil edilmek isteniyor?
Halk Bankasıyla ABD’den izinsiz para transferi yapmaya kalkarsan, bileklerine kelepçe takmaya kalkarlar.
Demir yolları yatırımlarına ağırlık verip, dış sermayeye açık Pazar olan karayolu taşımacılığını ikinci plana atmaya kalkarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler.
Dünyanın en büyük havaalanını yapmaya kalkıp hava ulaşımı pastasından Türkiye’nin payını arttırmaya kalkarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!
Kanalistanbul gibi bir projeyi hayata geçirmek istersen Sevrciler, Mondorosçular, Montröcüler, Lozancılar, bileklerine kelepçe takmak isterler!
80 yıldır boynu bükük yaşayan Türkiye’yi başı dik ülke yapmak istersen, bileklerine kelepçe takmak isterler!
80 yıldır iktidarın kapısından giremeyen Anadolu insanını iktidara taşımaya kalkarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!
Her ilde bir üniversite açarak yüksek tahsili Anadolu insanının ayağına götürmeye kalkarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!
Emperyalist Batı ile iş tutan yerli vesayetçilerin köküne kibrit suyu dökmeye kalkarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!
30 yıldır akan kanı durdurup terörü Türkiye’nin yumuşak karnı olmaktan çıkarırsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!
IMF’yi kovarsan, bileklerine kelepçe takmak isterler!...
7 Şubat, Gezi, dershaneler ve şimdi de 25 Aralık darbesi...
Bu dalgaları tanıyoruz... İlki 27 Mayıs 1960’ta gelmişti bu dalganın... Şimdi son dalgayı yaşıyoruz. Bundan sonra bu deniz durulacak ve şimdi söylenen laflar, bazılarının suratlarına tokat gibi çarpılacak... Esas tasfiyeyi ondan sonra görün!...
***
Bitirmeden kaydedelim: Bu olaylarda rol alan hizmet ehli, cemaatin bir fraksiyonudur ve belirleyici bir rol üstlenmemiştir. Uluslararası bir organizasyonun tuzağına düşmüşlerdir. Batı’nın amacı, Başbakan’ı, Mursî’nin durumuna getirmektir. Batı âlemi, Afganistan, Irak, Mısır, Suriye’den sonra Türkiye’ye bir operasyon gerçekleştirmektedir. Başarırlarsa, hedefte İran vardır. İran’daki Âzerîler, bu amaçla yedekte tutulmaktadır.
Son söz: Hizmet ehli olanların siyasî amaçları varsa, kursunlar bir parti; çıksınlar halkın karşısına; gelsinler iktidara!... Belki benim de oyumu alırlar... Demokrasi meydanında sorumsuz ve kaçak güreşilmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.