Selahaddin’in yolu...
Suriye’yi işgal eden Fransız komutan Selahaddin Eyyubi’nin kabri başına gelir ve şöyle der: “Selahaddin! Biz geri geldik!”
*
Hasan El-Benna’nın 22 yaşındayken 1928’de İsmailiye’de kurduğu Müslüman Kardeşler hareketinin de, Bediüzzaman Hazretlerinin 50 yaşındayken Barla’da 1927’de başlattığı Risale-i Nur Hareketi’nin de, Mevdudi’nin 1941’de kurduğu Cemaat-i İslami Hareketi’nin de, Gannuşi’nin 1981’de kurduğu İslami Yöneliş Hareketinin de amacı birdi: İslam Âleminin ayağa kalkması, ittifak etmesi, İslam medeniyetinin yeniden doğması, zalim devletlerin tasallutundan kurtulması ve meşruiyetin sağlanması…
İşte bugün İslam Dünyasının eşiğinde olduğu durum budur. Bir Selahaddin gelmiş, Selahaddinler gelmiş, mazlumlara sahip çıkmış, köleliği reddetmiş, 100 sene önce kurulan tuzağı tersine çevirmeye başlamış ve tüm oyunları bozmuştur. “Biz yeniden geldik!” demiştir. Bütün mesele budur.
Baharımızı kışa çevirmelerine müsaade etmemek istiyorsak her birimiz bir Selahaddin olmaya, Kudüs işgalden kurtuluncaya, Mescid-i Aksa hür oluncaya, Kahire’deki darbe yönetimi düşünceye, Arakan’daki, Gazze’deki, Keşmir’deki, Patani’deki, Doğu Türkistan’daki mahzun kalpler neş’e ile dolup bayram edinceye, Camii Emeviye’de, Ayasofya’da namaz kılıncaya kadar durmamaya, rahat uyumamaya mecburuz onun için.
*
Mısır’ın seçilmiş ve meşru liderlerine ve hükümetine karşı darbe planlayan, uygulayan, onaylayan irade ile Suriye Devrimi’ni karalayan, boğmaya çalışan irade ve Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda farklı isimlerle kurulan karanlık çeteleri destekleyen, Gezi Hadiseleri’ni tertip eden ve en son zehirli bir hançer gibi sahneye konulan tertiplerin arkasındaki irade aynıdır.
Amaçları da tektir: İslam Dünyası’nın yüz sene önce felç edilen iradesinin dirilip, yeniden kontrolü ele geçirmesine engel olmak.
Bu kesimler için Osmanlı henüz tasfiye edilmemiştir.
Son Kale düştüğü gün dünyanın şer güçleri bayram edeceklerdir.
Onun için Mısır’daki darbeye tüm gücümüzle karşı çıkıyoruz. Onun için Suriye’nin mazlum çocuklarına sahip çıkıp seferberlik ilan ediyoruz.
*
Suriye’de Mart 2011’den itibaren onurlu bir hayat ve demokratik, insan haklarına saygılı, meşru bir yönetim için barışçıl gösteriler yapan kardeşlerimiz üzerine ateş açılmıştır. Evini, canını, ailesini, şehrini, ülkesini seven Suriyeliler bu katliamlara uzun süre sabretmiş ve sonunda baş kaldırmak, silaha sarılmak zorunda kalmıştır. Kendi halkına silah doğrultmak istemeyen Suriyeli subay ve askerler büyük birlikler halinde ordudan ayrılmış, gösterilere katılanları korumuş, saldırılar soykırım seviyesine çıktığında silahlı mekanizmalar kurarak Esed rejimi ve müttefikleriyle savaşmaya başlamışlardır. Bugün Suriyeliler, sadece Esed rejimi ile değil, müttefiki Hizbullah militanlarıyla, İran devrim muhafızlarıyla, Rusya ve Ukrayna’dan gelen paralı askerlerle, küresel terör şebekeleriyle savaşmaktadırlar. Bir de bunlara Suriye devrimini karalayan, zarar veren IŞİD gibi radikal gruplar katılmıştır. Pekçok cephede gücünü kaybeden Esed rejimi bugüne kadar 150 bine yakın insanını katletmiştir. Bunların 20 bini atılan 5 bin varil bombasıyla ölmüştür. Son 10 günde varil bombasıyla katledilen Suriyeli sayısı 600’e ulaşmıştır. İnsanlık Suriye’de ölmektedir. 22 milyonluk Suriye’nin yarısından fazlası bugün temel insani gereksinimlerden mahrumdur. 2,5 milyonu komşu ülkelere sığınmış, 5 milyondan fazlası ülke içinde mülteci konumuna düşmüştür. 3000’den fazla cami ya yıkılmış yahut işkence merkezlerine dönüştürülmüştür. Sağlık altyapısı çökmüş, sağlık personelinin % 70’i ülkeyi terk etmiştir.
Tarihin en büyük insani dramı yaşanmaktadır Suriye’de.
Peki buna niçin izin veriyorlar? Niçin dur demiyor uluslararası güçler? Niçin sadece Türkiye, Suriyeli mazlumlara sahip çıkıyor?
Suriye, İslam Dünyasının dirilişinin omurgasıdır. Merkezidir. Arap devrimlerinin incisidir.
Şam ayağa kalktığında Bağdat, İstanbul hatta Endülüs yeniden uyanacaktır.
1916’da çizilen haritalar değişecek, gelişigüzel örülen duvarlar yıkılacak, İsrail’in zırhı delinecek, yepyeni bir Şark doğacaktır. Mescid-i Aksa’ya giden yol açılacaktır.
İşte bunun için dünyanın süper güçleri, taşeronları Esed muhibbi kesilmişlerdir. Bunun için Mısır’da Mursi’nin devrilmesine göz yummuşlardır. Bunun için Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ı hedef alan kirli oyunlar peşindedirler.
Bunlara yekvücut bir şekilde dur diyeceğiz.
Biz yeniden geldik çünkü!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.