Deniz Baykal ve delikanlılık!..
“ …. sen benim ifadem ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzımsın!..”
(Rahmetli Üstad Necip Fazıl Kısakürek)
*
Bu partiye bakışımız belli.
Hiç sevmeyiz!..
Meselenin bu tarafı bir yana…
Delikanlılığın partisi pırtısı olmaz; her yerde delikanlı var ve her yerde satışa teşne adam.
Mesela, Recep Tayyip Erdoğan’ı en zor “zaman”larında yalnız bırakanlar…
Ve Deniz Baykal’ı en zor günlerinde savunanlar…
Recep Tayyip Erdoğan’a en zor “vakit”lerinde sahip çıkanlar…
Ve Deniz Baykal’a en zor anlarında madik atanlar!..
Demek oluyor ki, her yerde her türlü adam var!
*
Deniz Baykal’ın “dünya görüşünü” hiç sevmemekle birlikte, en zor “zaman”larında kendisini hedef alan komploya hem de canlı yayınlarda karşı çıkmış bir vatan evladı olarak, bugünlerde olan biteni, şöyle kaşları hafiften yukarı kaldırır hallerde izliyorum.
Kim ne yapıyor?..
*
En çok da CHP tabanı ne yapıyor?..
Sayın Deniz Baykal, bugünlerde ortaya çıktı.
Seri ziyaretler, Meclis Başkanı’ndan sonra, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğerleri…
Dediklerinin tercümesi:
“Kemal Kılıçdaroğlu ve Mustafa Sarıgül ‘Fethullahçılar bize muhtaçken, istediğimizi yaptıralım!’ kurnazlığından medet ummamalı!..”
*
CHP için hazîn durum…
Son “zaman”lardaki operasyon CHP’yi de hedef alıyor!..
ABD Büyükelçisi ile ikide bir otellerde, motellerde buluşan Kemal Kılıçdaroğlu, bu tür temaslar için birkaç aylığına iki kişilik oda kiralasa çok daha ucuza gelecek!..
Camia’nın önde gelenlerinden Sayın Ceyhan Mumcu ile konuştum; “CHP’yi Ilımlı Kemalist yapma projesi bütün hızıyla devam ediyor. Taban bundan çok rahatsız!” dedi.
Müteveffa Uğur Mumcu’nun ağabeyinin sözleri hiç mi anlam taşımıyor!..
*
Yazımın girişinde Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek üstadımızın dizelerine yer vermek suretiyle CHP’nin dünya görüşüne bakışımızı ortaya koymuştuk.
Bununla birlikte, Deniz Baykal’ın başına gelenler için üzüntü duyduk, duyuyoruz.
Ya CHP tabanı?..
Deniz Baykal’ı terk etmiş, ona sahip çıkmamış olmak, vicdanlarını sızlatmıyor mu?..
Hatta kanatmıyor mu?..
*
Deniz Baykal genel başkanlık koltuğundan alaşağı edilmesine sebep olan “kaset komplosu”na ilişkin sorulara, “Oralarda olan biteni biliyoruz ama bugünkü mesele Deniz Baykal meselesi değildir!” karşılığını veriyor.
Onun açısından sorun yok.
Ya CHP tabanı…
Oradakiler ne düşünüyor?..
Delikanlı adam, o günlerde sahip çıkacaktı!..
O günlerde sahip çıkma erdemini gösteremeyen, şahsiyetini büsbütün yitirmemişse bugünlerde sahip çıkar!..
Hiç olmazsa bugünlerde, o dönemin karanlık ilişkilerinin, paralel ilişkilerinin deşifre olmaya başladığı bugünlerde ortaya çıkar ve “Deniz Baykal’a yapılan bana yapılandır!” der.
Kemal Kılıçdaroğlu’na da “Komploya muhatap olmuş Deniz Baykal’ın koltuğuna oturmanız bir hataydı. Bizim de Deniz Baykal’a yeterince sahip çıkmamış olmamız büyük eksiklikti.
Gelin, hatalarımızı eksikliklerimizi tamir edelim.
Ayıbımızdan kurtulalım.
Ve genel başkanımızı koltuğuna davet edelim!..” der!..
*
Bunu yapsalar, siyasi görüşüm itibarı ile işime gelmez!..
Çünkü, bu takdirde Deniz Baykal’ın CHP’nin oylarını artırması kuvvetle muhtemel hale gelir!..
Ne var ki, “delikanlılık” anlayışım Deniz Baykal’ı bir tehdit olarak değil bir “mağdur” olarak görmemi telkin ediyor.
Bu yazıyı kaleme almamın bir başka sebebi yok.