Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Umuda yolculuğun bitmeyeceği Nijer

Umuda yolculuğun bitmeyeceği Nijer

Her beyaz insan Nijer için umut değil elbet. Umut olan beyazların en belirgin özelliği ise aynı dili konuşmasalar da aynı duyguları paylaşmaları.

Bu paylaşımın başında “Selamünaleyküm” olan iletişim anahtarı gelmekte. Bu anahtardan sonra renkler ortadan kalkmakta ve “kardeşlik hukuku” devreye girmekte.

“Aynı dili konuşup, aynı duyguları paylaşmayan” beyazlardan Nijer halkı çok çekmiş.

Bugünkü açlık, kıtlık, yoksulluk ve diğer gayri insani tüm hasarların sebebi, batılı beyazlar olarak bilinmekte.

Haksız da değiller hani. Başta Fransa ve Çin olmak üzere diğer batılı ülkelerin deneme tahtası olarak kullanılmakta Nijer.

Bu gerçeği Nijer halkı veya yetkilileri söylemese bile ülkenin çeşitli yerlerinde dolaşırken görmek mümkün. İlla birinin bir şeyi ispat etmesine gerek yok.

“Aynı dili konuşup, aynı duyguları paylaşmayan” sözüme açıklık getireyim. Belki ne demek istediğim anlaşılamayabilir.

Nijer’de yerel dillerin yanında genel olarak sömürge dili olan Fransızca konuşulmakta. Kısmen Arapça’nın konuşulduğu ülkede çok sayıda yerel dil var ve işler halde.

*

Türkiye’den devletimiz başta olmak üzere; Deniz Feneri, İHH, Yeryüzü Doktorları gibi güvenilir hayır kurumları, halkımız adına Nijer’e “ne verebilirim” diye gitmişler.

Başta su kuyuları olmak üzere Nijer halkının imdadına yetişmişler. Kimi yerde gıda ve keçi dağıtmışlar, kimi yerde kuyular açmışlar kimi yerde insanları meslek sahibi yapmışlar.

Son birkaç yıldır ise en büyük desteği hükümetimiz vermiş. Başbakan Erdoğan’ın Nijer ziyaretinden sonra Nijer halkına yeni bir umut ve güven gelmiş.

Bu umuda yolculuk sonucunda Devlet Su İşleri çok sayıda araç ve gereçle, ülkenin ulaşılamayan bölgelerine giderek su kuyuları açmışlar.

Mesela öyle yerlerde kuyu açmışlar ki, kamyonlar çöle girince batmış ve kum üzerine paletler döşeye döşeye bir haftada çölü aşıp, su bekleyen insanların köylerine kuyular açıp, insanları suya kavuşturmuşlar.

Köy dediysek, çalıdan çırpıdan, sazdan samandan, derme çatma kulübeden evler. Kiminin üzerinde yağmurdan ve güneşten korunmak için örtülecek bir bez bile yok.

Türkiye’mizde imkânların kıt olduğu bir köy var mıdır bilmiyorum ama eğer varsa bile bu köyümüz, Nijer köylerinin yanında son derece lüks kalır.

 Haa bu şu demek değil tabii. Bu kadar yoksulluğun yanında hiç mi içine girilebilecek evlerden oluşmuş köyler yok.

Var elbet. Daha önce kuyular açılmış, suya kavuşmuş, yine Türkiye’nin yardımlarıyla az çok ellerine bir şeyler geçmiş köylerde kerpiçten evler yapılmış.

*

Nijer’de en büyük ve önemli çalışmalara TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) imza atmış ve devletimiz adına, milletimiz adına destan yazmaya devam etmekte.

Yarın Nijer’e devam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi