Osman Sınav, "Kızıl Elma"yı ulusalcıların elinden kurtarabilir mi?
"Kızıl Elma" dizisini büyük bir heyecanla bekledim. Hakkında bir şeyler yazmak için henüz erken ama dayanamadım.
Benim bu diziden en büyük beklentim, yeni nesillere "Kızıl Elma" mefhumunu tanıtması. Yanarım da Kızıl Elma ve Ergenekon kavramları ile bayrağımızın solcuların eline geçmesine yanarım. Bir zamanlar bayrak yakanların, Türk düşmanlığı yapanların, birdenbire bu değerlere sahip çıkmasındaki esas maksadlarının ne olduğunu bilenler bilir.
Kızıl Elma, Oğuzların cihan hakimiyeti ülküsüdür. Müslüman olmalarıyla "ila-yı kelimetullah" adını verdikleri cihangirlik davasıdır.
Kızıl elma, gidilebilecek her yerdir. Anadolu'dur, İstanbul'dur, Viyana'dır. Kendisine, kimsenin sınır çizemeyeceği inancıdır. Bahar geldiğinde, kış boyunca bayramı bekler gibi sefere çıkmayı bekleyen akıncıların dillerindeki naradır: "Kızıl elmaya hey kızıl elmaya…"
Kısacası Kızıl Elma, buram buram İslam ve Türklük kokan bir mefhumdur. Ulusalcıların, Türklük kısmını alarak İslam'a mesafe koymaları bu ülküyü değersizleştirme oyunundan başka bir şey değildir. Kemalist-solun bir yutturmacasıdır. Ufukları, hayalleri Anadolu coğrafyasından öteye gidemeyen bir zihniyet, kızıl elmadan ne anlar?
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme / Dar geliyor, dar geliyor gardaşım
diyen şairi faşist diye niteleyenlerin milliyetçiliği ne kadar inandırıcı olabilir?
Yukarıda dediğim gibi dizi, sırf yeni nesle Kızıl Elma'yı öğretsin her türlü eksiğine, aksağına razıyım. Söz veriyorum, "Nur topu gibi bir James Bond'umuz oldu." demeyeceğim. MİT yöneticisi Meryem Hanım'ın, Bond filmlerinde Judi Dench'in oynadığı Bayan M karakterinden çalıntı olmasının çok sırıttığını söylemeyeceğim. Hatta Osman Sınav'ın, "Uzun Hikaye" gibi bir şaheserden sonra "Aşk Kırmızı" gibi bir saçmalığa imza atmasını affedeceğim. Hepsini görmezden geleceğim. Yeter ki Kızıl Elma'yı, Perinçekçilerin elinden kurtarsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.