Nerede ve kimin yanında duracağız?
Allah (c.c) hepimize birbirimize karşı merhamet, sadakat, hoşgörü ve sevgi bahşetsin. Devletsiz ve Dinsiz fert ve toplum, ruhsuz ceset ve cesetsiz ruh gibidir. Meclis içi Millî Alternatifi olmayan bugün ki İktidarımızın altını oyarak kuyusunu kazmak isteyenlere alet olmak Ülkemize ve Dinimiz İslam’a yapılabilecek en büyük gaflet ve ihanettir! Cemaatleri güçlendirme adına Devleti zayıflatıcı kirli ortaklıklara girmek hem cemaatleri hem de Devleti zayıflatır. Toptan hepimizin gücünü yok eder!
İşgal kuvvetlerinin ekmeğine yağ sürmemek için haklı ve yetkili olduğu halde Padişah Vahdeddin Efendinin birliğin temini için sürgünü tercih etmesi hepimize büyük bir derstir.
Milli Kahramanlarımızdan Merhum Çerkez Ethem’in taraftarlarıyla İşgal Kuvvetlerine karşı elde ettiği başarıdan sonra d günkü malum iktidara karşı siyasi mücadele yerine silahlı mücadeleyi seçmesi hem kendisinin sonunu hazırladı! hem de taraftarlarının! Haklı olduğu halde haksız duruma düşürüldüğünü kardeş kanının durdurulması adına Suriye’ye gitmek için sığınmağa mecbur kaldığı Yunanistan’da anladı.
Said Nursi hazretlerinin tüm uyarılarına rağmen etrafındaki dalkavuklarının yanlış yönlendirilmesiyle savaşı tercih eden ve kendi içinden ihanete uğrayan Şeyh Said Efendi ve taraftarlarının hazin sonunu iyi düşünmeliyiz.
Şehid Menderes ve İktidarına büyük bir destek vermesine rağmen kendisine Ankara’ya giriş yasağı konulan Said Nursi hazretlerinin birlik ve sulh adına hicreti tercih ederek İktidarı zayıflatıcı fitnelere alet olmamasından ders almalıyız.
Afganistan’daki Cemaatlerin İktidarı ele geçirme adına kendilerini ve ülkeyi nasıl mahvettiklerini hâlâ görmeyecek miyiz? Ezher Üniversitesi hocalarından İslam Cemaat Lideri Eski Afganistan Başbakanı Prof.Burhan Rabbani’nin acı sonundan da mı ders almayacağız. Cemaat ve ırk taassubuyla Amerikan ve yandaşı haydutlarıyla işbirliği yaparak kendi ülkesinin işgaline alet olmasının ihanetiyle hayatı feci şekilde son bulmadı mı?
Irak’ta kardeş kavgalarının neticesindeki bölünme ve işgaller sebebiyle mazlum Irak halkı bugün Diktatör ve zalim Saddam’ı bile özler hale gelmiştir. Bu uyarılarımızdan da uyanmayacak mıyız?
Merhum Menderes’i idam ettirten, Merhum Özal’ı zehirlettiren ve Merhum Erbakan Hocamızı yargı savaşlarıyla siyaset sahnesinden saf dışı ettirten Koçum Şer sermaye şimdi aynı oyunu Tayyib Erdoğan kardeşimize oynamaktadır. Hem de kardeşlerimizi birbirine düşürerek.
Fabrikalarında hâlâ başörtüsü ve Cuma Namazı yasağını acımasızca uygulayan Koçum Sermayenin İktidarımıza alenen açtığı savaşta nerede ve kimin yanında duracağız?
“Zalimlere meyletmeyiniz. Yoksa Cehennem ateşi sizi kaplar “İlahi ihtarından da mı çekinmiyoruz?
İnsan Hak ve Hürriyetlerini gasp eden 28 Şubat ANASOL-M zulüm Hükümetinin Başbakanı Ecevit’e birliği sağlamak adına Hoca Efendinin “Ülkemin huzuru için tüm okulları devletime devretmeğe hazırım” sözündeki hoşgörüyü içinde tek bir Mason bakanın bulunmadığı bugün İktidardaki Mümin Kardeşlerine esirgemesini hâlâ anlamış değiliz. Bazı Müslüman grupların, iktidarımıza savaş açan faiz lobisi, şer sermayenin ve Emperyalist ülkelerin yanında yer almasını hiç mi hiç anlamış değiliz.
Kur’an Kursları ve İmam Hatip Liselerini kapatan ihanet odaklarına, “Sekiz yıllık kesintisiz Eğitim Reformu Devletin içtihadıdır. İsabet varsa iki sevap hata varsa bir sevap vardır” şeklindeki cevabı veren Hoca Efendinin, Kur’an Kursları ve İmam Hatipleri yeniden açan bugünkü İktidarın icraatlarındaki isabet ve hatalarında aynı içtihadı yapmaması hepimizi dilhun etmektedir. Kur’an Kursu ve İmam Hatipleri kapatan alçak ve hainlere bir sevap, açan kahramanlara ise günah yazan bir anlayış vallahi gayretullaha dokunmaktadır! Onun için sonumuzun Irak ve Suriye olmasından korkuyoruz. Allah korusun!
“Ey Muhammed! Bu inkarcılar, Sana vahyettiğimiz Kur’an haricinde birtakım sözler uydurup, Bize yakıştırman ve o sözleri Allah’ın ayetleriymiş gibi insanlara okuman için az kalsın Seni kandırarak, gönderdiğiniz bu Kur’an’dan Seni saptıracaklardı! Ve O kafirlerin baskısıyla dediklerini yapmış olsaydın, o zaman Seni kendilerine en yakın dost edineceklerdi. Eğer Seni tüm benliğini saran, kalbine yerleşen bir iman ve kararlılık ile desteklememiş olsaydık, neredeyse onlara -az da olsa- eğilim gösterecektin. Şayet - iyi niyetlerle bile olsa - böyle bir şey yapmış olsaydın, o zaman Sana hem hayatında, hem de ölümünden sonra kat kat azap tattıracaktık ve seni elimizden kurtaracak bir yardımcı da bulamayacaktın kendine! Âmâ (Ey Resulüm)Allah’ın lütfu sayesinde, zerre kadar taviz vermedin onlara. Bunun üzerine kafirler, başka yöntemlere başvurdular. (İsra S.73-74-75) İlahi Mesajında Sevgili Peygamberimizin şahsında toplumun öncüleri olan Siyasi ve İlim Önderleri uyarılmakta! Ve nerede ve kimin yanında duracağımız açık bir şekilde ihtar edilmektedir.
Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktur. Ve Müslümanın Kafir ve Zalimlerle işbirliği yaparak elde edilen İslami kazanımları yok etmeğe asla hakkı yoktur.
Allah (c.c) kardeşliğimiz, birliğimizi ve huzurumuzu sağlamada daim yar ve yardımcımız olsun.