Akdeniz’in Mağrur Güzeli Tunus
“Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!
Adalardan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?”
*
Mağrur Tunus’a, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” adlı şiirinden mısralarla, önce selam verelim, sonra kelama başlayalım istedik.
“Mağrur” sözcüğünün karşılığı “Gururlu” olarak bilinse de doğru karşılığı, “Kurumlu” olmalıdır.
“Gurur” sözcüğü içerisinde daha çok “çirkinliği” barındırır. Ama “Kurumlu” sözcüğü, “biraz nazlı, biraz kibar, biraz çekingen” ve bunların toplamı “sessiz güzel,” “ilgi bekleyen, fark edilmek isteyen güzel,” gibi; “yumuşak, sevecen, birliktelik dileyen, paylaşmak niyetinde olan” manaları içerir.
İşte Akdeniz’in incisi ve mağrur güzeli Tunus, böylesine “Kurumlu” bir ülkedir. Beyaz ve Turkuaz rengin, belki de dünyadaki en yakışanı haliyle bu özelliğini hak etmektedir.
Tunus bir dönem Osmanlı vilayetiydi. Evet, en çok da Osmanlı Devleti’ne yakışan bir coğrafyaydı.
Böylesine güzel ve abide bir beldeye “insan ve vakıf” ruhuyla ancak Osmanlı ruhu bakabilir ve hâkim olabilirdi.
*
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın devletimiz ve milletimiz adına, Tunus Devleti ve halkına karşı muhabbeti ve ilgisi, Osmanlı’nın bu anlayışının devamıdır.
Tunuslular Türkiye’yi, Türkiye de Tunusluları kardeş bilmiştir. “Kardeş bilmiş” ifadesi biraz sığ kaldı galiba.
“Uzun bir ayrılıktan sonra yeniden kardeşlik akdi gerçekleşmiş” desek daha iyi olur.
Tunus’taki Türkiye sevgisini sürekli güçlendiren Başbakanlığa bağlı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı TİKA, ikili ilişkiler adına devlet ve halk nezdinde kardeşlik köprülerinin en güçlüsü olarak önemli icraatlar yapmakta.
“Tunus Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra şimdiki gibi yakın ilişkiyi ilk kim kurmuş” sorusu aklıma takıldığında cevabını elimdeki kitapta buldum.
Dün tanıtmaya çalıştığım; “Dostluk Üzerine Fethi Gemuhluoğlu Kitabı”nda Gemuhluoğlu ağabeyin Tunus hakkında bir yazısını okudum.
Tunus ile karşılıklı ilk samimi ve ciddi ilişkimiz rahmetli Menderes zamanında kurulmuş. İlk büyükelçilik onun zamanında açılmış ve karşılıklı iletişim başlamış.
Gemuhluoğlu ağabey, “insan kardeşliğinin” zirvesi olarak “Müslüman kardeşliğini” gördüğü için Tunus’ta elçiliğimizin açılmasına çok sevinmiş ve o tarihlerde Arapgir Postası’nda, birisi 1956, diğeri 1959 yılında iki yazı yazmış.
Fethi Gemuhluoğlu ağabeyin yazdıkları, aklıselim sahibi her insana göre “eskimez, pörsümez, kaybolmaz, daima yeni kalan düşünce ve fikir” olarak değerlendirilir.
Gemuhluoğlu ağabey söz ve yazı orucu tutan birisi olarak zaten az konuşmuş ve az yazmıştır. Yazdıklarının önemli kısmı da İslam dünyası ve İslam kardeşliği üzerinedir.
Evet, bugünkü Tunus’u anlatmadan önce ilk temasımızı anlatan yazı yarına.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.