Ersoy Dede

Ersoy Dede

Her şeyin başı sağlık mı para mı?

Her şeyin başı sağlık mı para mı?

Allah acil şifalar versin.. Ben Ariel Şaron’un bile ölmesini değil yaşayıp cezasını çekmesini diledim.. Bu sütundan Kenan Evren’e “Allah uzun ömürler versin. Daha yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz” yazan da benim. Dolayısıyla bir insanın ölümünü dilemem.. Hele ki aktör olarak son derece başarılı bulduğum Nejat İşler’in, bir an evvel sağlığına kavuşup setlere dönmesini en çok arzulayanlardan biriyim.. Enteresandır ki öyle de oluyor galiba.. İnşallah bu son gelişmeler doğrudur ve Nejat İşler kefeni yırtmıştır.. Zira kolay kolay insanı eve geri döndürecek türden değil İşler’in yaşadıkları.. Bodrum’da ilk kaldırıldığı hastanenin yetkilileri; “şiddetli akciğer enfeksiyonuna bağlı solunum yetmezliği ve enfeksiyonun çok ilerlemiş olmasına bağlı olarak septik şok tablosu” demişlerdi..  Ve bu septik şokun, çoklu organ yetmezliği ile seyreden ve yüksek hayati riskin oluşabildiği bir aşama olduğunu da anlatmışlardı.. Raporlarında var bu bilgiler.. Bu tanıyla yoğun bakıma alındı Nejat İşler.. Birkaç gün sonra ise düzenli tetkikler sonucu durumun daha da kötüye gittiği çıktı ortaya.. Aynı hastane, bu defa; “Hastamızda gelişen septik şok sonucunda akciğerleri çok ciddi şekilde etkilenmiştir. Aynı zamanda böbrekler, kalp ve kan hücrelerinin ve karaciğerin de bu durumdan etkilendiği tespit edilmiştir” dedi.. Bu, normal şartlar altında, aileye; “her şeye hazır olun” demenin doktorcasıdır.. 

BURADA ÖLÜMÜ BEKLERİZ!

Daha ilginç bir anımı da paylaşayım sizinle.. Bunu şimdi hiçbir yoğun bakım doktoru kabul etmez ya, ben de isim vermeden anlatacağım. Bir büyük hastanenin yoğun bakım klinik şefi, bir akşam vakti, odasındaki viski-kahve karışık fincanı dudağına götürdükten sonra gözlerimin içine baktı ve dedi ki; “Ersoy Bey, yoğun bakıma bir hasta geliyorsa ve bu, ameliyat sonrası tedbiren getirilmeler dışında bir durumsa, yani bir kişi artık yoğun bakımlıksa, biz o kişinin sadece acı çekmeden son günlerini geçirmesini sağlarız”.. Bu benim için travmatik bir tespitti.. Hakikaten öyle olup olmadığını hiç sorgulamadım. Eminim bunun bir istatistiği vardır. Yani yoğun bakımdan kaç kişinin cenazesi çıkıyor kaç kişi taburcu oluyor?.. İlgi alanım da olmadığı için çok durmadım üzerinde. Yüzde yüz doğru söylemiyorsa bile yoğun bakımdan sonra normale dönme oranının düşük olduğunu hep gözlemlemiyor muyuz? 

İŞLER KURTULACAK İNŞALLAH

Bugün de Nejat İşler İstanbul’da bir özel hastanede yoğun bakım servisinde yaşam savaşı veriyor.. İnşallah dönecek hayata.. İstanbul’daki doktorları da aynını söylüyor. Konuşabiliyormuş artık. Yakınlarını ziyarete de kabul ediyorlar. Solunum cihazından da ayırmışlar.. Arada bir hava maskesi veriyorlarmış..  Ayrıca çoklu organ yetmezliği sorunu da ortadan kalkmış. Bu iyi bir haber.. Zira biz “çoklu organ yetmezliği”nden geri dönüşe çok sık tanık olmuyoruz.. Rauf Denktaş, Yusuf Hayaloğlu, Ahmet Mete Işıkara, Toktamış Ateş, ünlü yönetmen Yash Chopra, Brezilyalı ünlü yazar Moacyr Sclia hep çoklu organ yetmezliğinden öldü.. Nejat İşler ise kurtuluyor.. Bir tek çoklu organ yetmezliği değil.. Nejat İşler’de “klebsiella” mikrobu da teşhis edilmişti.. Kurtulmakta olduğuna göre demek ki onda da ciddi gerileme olmuş.. “Klebsiella” mikrobu, bulaştığı yeni doğmuş bebekleri, hastaneden çıkartmamasıyla ünlü.. Hatırlıyorum sadece Şanlıurfa’da aynı gün 8 bebek birden “klebsiella”dan ölmüştü.. Hayat ne kadar güzel sürprizlerle dolu. Tıp ne kadar ilerlemiş.. “Hepimize mi?”..  Bilemem.. Ama bazılarımıza olduğu kesin.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi