Geçtiğimiz günlerde MHP milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, meclis kürsüsünden bir ses kaydı dinletmiş.

Oh ne âlâ memleket!.. (İçişleri bakanının soy adı diye yazmadık öyle. Bakandan önce de vardı “âlâ” lafı.) 

Politik olarak bir şey üretme... 

Türkiye’nin vizyonuyla ilgili tek bir kelime sarf etme... 

Proje’nin p’sini bile telaffuz etme... 

Başbakan bir şey desin veya yapsın diye bekle. Ondan sonra da Başbakan’a Mağripli muamelesi yap!..

Valla Türkiye’de muhalefet ne kadar da kolaymış!.. 

Hani çocuklar yaramazlık yapmasın diye ana-babaları eline bir oyuncak verir de, çocuk onunla vakit harcayarak yaramazlık yapmaz ya, bizim muhalefet tam da öyle.

Muhtevasını onaylamadığım o ses kaydı ortaya çıkmasaydı, Halaçoğlu ne yapacaktı bilmem.

Hani diyorum, Halaçoğlu hazır “meclis kürsüsünden ses kaydı dinletme çağı”nı açmışken (Malum sevgili Hocamız tarihçi ya!.. Çağ kapatıp çağ açma işini iyi bilir.) ve bir icad olarak “kürsüden ses dinletme icadı”nın patenti ona aitken, arkasını getirip, video da yayınlar mı? Bildiğiniz videolar canııım!.. Şimdi “Ne videosu? Kim var videolarda? Kim çekmiş? Neymiş?..” deyip tecavüz-i ârif (Yanlış okumadınız, “tecavüz-i ârif”)  sanatı falan yapmaya kalkmayın ve Cem Yılmaz’ın “aldatan koca” skecindeki inkârcı koca ayağına yatmayın lütfen. O meşhuur videoları biliyorsunuz... Canlar yakan, evler yıkan, politik hayatları talan eden videolardan söz ediyorum. (O videolar hakkında tek bir kelime bile yazmadım. Öyle bir operasyonu asla onaylamadım; onaylamam da.) 

İşte onu diyorum... İyi bir tarihçi olduğunu bildiğimiz sevgili hocamız Halaçoğlu, tarih bilgisini konuşturup birkaç sene önce vuku bulan o videolar savaşındaki videoları, tarihî belge olarak ortaya çıkarıp meclis kürsüsünden gösterir mi diyorsunuz?

Tarih hep divanî, rik’a, siyakat yazılarla yazılan belgelerden ibaret değil ya!.. Ses kaydında olduğu gibi, o videolar da birer tarih vesikasıdır. Hem de ne tarih vesikası!.. Biri, bir siyasi partinin genel başkanını yedi, ötekiler 10 kadar millet vekilinin.

Tarihî etkisi bu kadar çok olan o video belgelerini diyorum; hassas bir tarihçi olan sevgili hocamız, meclis kürsüsünden gösterir mi acaba?.. 

Gösterir mi göstermez mi bilmem. Gösterse de ben seyretmem. Meclistekiler seyreder mi onu da bilmem. Ayrıca seyredip seyretmemelerine de zerrece karışmam.

Ama tekrar ediyorum: Halaçoğlu hocamız, meclis kürsüsünden video da gösterir mi, göstermez mi?

“Gösterir” diyenler parmak kaldırsın!..