Bağlılık ve Bağımlılık
Bağımlılığın çeşitleri vardır. Uyuşturucu, alkol, marka bağımlılığı gibi nefsin esir olduğu bağımlılık dışında, bir de insanlara karşı “bağlılık” yerine “bağımlılık türleri” vardır. Bu hal şöyle ifade edilir:
Kişinin kendi kendisini yönetmek için iradesini kullanmaması ve akli melekelerini bir kenara bırakarak, bağımlı olduğu şeye teslim olması demektir.
*
Bağlılar akıl ve idrakleriyle hareket ederler. Bağımlılar ise akıl ve fikirlerini yok sayıp, gelen emir ve işaretle hareket ederler.
Kendilerine söylenen her şeye sorgusuz sualsiz inanırlar. Velev ki söylenenler Kur’an’a ve Hadisi şeriflere muhalif bile olsa fark etmez.
Kendi kişisel çıkarlarını başkalarının sırtından yapmak isteyen kişi ya da kişiler, kendi ürettikleri “bağımlılarını” kullanırlar.
Çünkü bağımlılar kolay yönetilirler. Böyleleri bağımlı oldukları şahıslar dışında kimseden istifade etmez ve asla başkalarını dinlemezler.
Emirle konuşur, emirle susar, emirle yatar, emirle kalkar, emirle evlenir, emirle iş yapar, emirle gider, emirle gelir, emirle alışveriş yaparlar..
Aileleriyle, akrabalarıyla, komşularıyla ve diğer iletişim içerisine girdiği insanlarla, sürekli izin çerçevesinde ilişki kurarlar.
*
Mesela dinimize göre eğer kişi görme özürlü değilse, namazda gözlerini kapatarak namaz kılmasına müsaade edilmez.
Ama gelin görün ki, şahıslara bağımlılık gösterenler, gözü kapalı inanır ve Allah’ın ya da Peygamberimizin söylediklerine bile, bağımlı olunan şahıs müsaade ederse inanırlar.
Ayrıca apaçık ayet ve hadislere rağmen, bağımlıları idare etmenin en iyi yolu, uydurulmuş kerametler ve rüyalardır.
Rüyalarla amel edildiği kadar; “ayet, hadis, akıl, mantık, düşünce, fikir ve muhakeme” ile amel edilmez.
Örneğin trafikte lüzumsuz yere korna çalmanın bir kul hakkı olduğuna inanılır da menfaat elde etmek için her türlü riyakârlığa, ikiyüzlülüğe, yalana alkış tutulur.
*
Bağımlılığın bir başka göstergesi de özgüveni ve şahsiyeti oturmamış veya oturtulmasına müsaade edilmemiş kişiliklere sahip olanlardır.
Böyleleri iç âlemlerine dalıp muhasebe yapamazlar. Hatta muhasebe yapmayı günah sayıp, kendilerini o düşünceden uzaklaştırır ve şeytanın kendilerini aldattığına inanırlar.
Oysa insanın eğriyi düzden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilme kabiliyetine “ehliyet sahibi” denilir. Bağımlılar ise ehliyetlerini kaybetmiş kişilerdir.
Yine denilir ki; “Bağlı olanlar ilkeleri benimser, bağımlı olanlar şahısları benimser ve sadece onlara inanırlar.”
Bağlı olanların; aklına, tecrübesine, kimliğine, kişiliğine müracaat edilir ve yapılacak işlere ortak edilir.
Ama bağımlı olanları hiçbir özelliğine müracaat etmeden, buyruklarla idare etmek mümkündür. İtiraz isyan olarak algılanır.
Velhasıl, İslam dinine göre yaratılan her canlı özgürdür. Mahşer günü kendi aklıyla hesaba çekileceği için özgür yaratılmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.