Bilal Erdoğan... İpek Holding... Zemin kaymasın, tarih gitmesin!..
Daha da doğrusu, Sayın Erdoğan üzerinden milli iradeye.
•
Yeni Şafak gazetesinin haberi ilgimi çekti, “derinleştireyim” dedim.
Emniyet İstihbarat’ın hemen yanındaki muazzam hazine arazisinin “zaman”ında Pek Muhterem İpek kardeşimizin “hizmet” amaçlı Vakfı’na tahsisi…
Büyümesini büyük ölçüde Recep Tayyip Erdoğan iktidarının sağladığı güven ve istikrar ortamına, ülkenin bu “altın” yıllarına borçlu olan pek muhterem İpek kardeşimizin “hizmet”e tahsis ettiği bu “hayır” kurumuna “zaman”ında yapılan muazzam iyilik.
Pek Muhterem İpek kardeşimiz, “bugün”lerde Erdoğan ve ekibine en yaman, en şedit taarruzlarda bulunan ekibin patronu.
“Medyası”, kendisine “altın” günlerini yaşatan iktidara bir yükleniyor ki…
Hesap, hendese “kamyonet” sırtında!..
•
Efendim, Pek muhterem İpek kardeşimizi gündemimize yerleştiren, gayet güzel “hizmet”ler üretmesiyle ünlü Vakfı’na Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne ait muazzam bir arazinin “zaman”ında tahsis edildiğine dair haber.
Arazi’nin Emniyet İstihbarat’a bitişik olması, “teferruat”tan ya da (aslında öyle demek istemedim) “furuat”tan.
Pek Muhterem İpek kardeşimize tahsis işi son derece yasal, bazı “AK Partili”ler bu konunun münasip “zaman” ve “zemin”de halli için gayet verimli bir çalışma yürütmüşler…
Bu takdire şayan “hizmet”ler neticesinde,
O Vakıf’ın “rekreasyon” (boş ‘Zaman’ı değerlendirme) alanına duyduğu ihtiyaca binaen bir tahsisat gerçekleştirilmiş.
Muazzam bir arazi, maddi değeri furuattan, manevi değerine paha biçilemez!..
Biraz kazdık araziyi, bir şeyler çıktı.
Mesela, Çorumlu bürokratlarımızdan Tapu Kadastro Genel Müdürü Davut Güney, bu işe hayli muhalefet etmiş…
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün kendi “Hizmet”leri için gerekli olan yerin başka “Hizmet”ler için tahsisinin “kamu yararı” açısından pek de münasip olmadığını yazılı olarak bildirmiş…
Buna rağmen, tahsis gerçekleşmiş…
Edindiğim bilgilere göre, arazinin bir bölümü için bu iş “ön tahsis” aşamasında.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bugünlerde bir yazı daha göndermiş ilgili birime.
Konusu “Tahsisin durdurulması” değilse yanılıyorumdur!..
•
“Zaman ve Zemin” kaymaları mevzuunu atlamasak iyi olacak.
Tapu cenahında “zemin” kaymalarından bahis var…
“Kaz babam kaz, bizim Tapu’nun müesses kaideleri kaydı, biz de oralardan taşındık!” diyen orta düzey tapu görevlisi ile kaydığı iddia olunan mekânlardan birinde yemek yemiştik.
Şimdi o yemek yediğimiz mekân “zemin kaymasından dolayı” yok imiş!..
Bir de eğitim işleri görülürmüş oralarda.
Rivayet olunur ki, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü “tahsis”ten dolayı oraları kaybettiğinden, personel eğitim işleri otellerde, motellerde yapılıyormuş…
Bu işler de devlete hayli pahalıya patlıyormuş!..
Devlete değil aslında; sana, bana, Haso ile Hüso’ya!..
Olsun sonuçta otellerimiz de kazanacak!..
•
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü “Arazisinin geri verilmesini” talep ediyor imiş, kamu yararı ilkesine yaslanmak sureti ile…
Oralarda çok sayıda ağacın kesilmiş olmasına ilişkin iddialarla “Gezi taifesi” ilgilenmeyecektir.
Doğrusu ben de ilgilenmiyorum.
Bakanlıklardaki “Hizmet” ruhu, hazine arazisinin tahsisini sağlamışsa orası da anlaşılabilir, sonuçta “hizmet” üretilecek oralarda, hem zaten vatan sağolsun.
Benim ilgilendiğim…
“Zaman”la “zemin”in kayması.
Ey Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü;
“Arazi tahsisini” engelleyemiyorsan, bu konuda sonuç alman mümkün olmuyorsa, kamu yararı “hizmete tahsis”te görülüyorsa o arşivi oradan taşı lütfen.
Orada 700 yıllık tarihi eserler var, saymadım ama tahminen 700 bin cilt!..
Tarihimiz orada ve “zeminde kayma var!” diyorsun…
“Kaç tesisimizi zemin kaymasından dolayı boşaltmak mecburiyetinde kaldık” diyorsun…
Ey Tapu Kadastro, taşı o tarihi, kayma ihtimali var ise!..
Yer bulamıyorsan otel tut (Münasip görürlerse pek muhterem İpek kardeşimizin oteli de olabilir) ve koru tarihimizi!..
Zemin bir kayarsa altından kalkamayız!..
Kimse kalkamaz!..