7 Şubat 2012 / Saat 17:00
Bugün tartışılan MİT yasa teklifi için öyle geç kalındı ki. Anlaşılıyor ki bu teklif akıllara Adana’da durdurulan MİT tırları hadisesinden sonra geldi. Orada insanı utandıracak manzaraların yaşandığını biliyoruz. Ancak böyle olacağı apaçık ortadayken bugüne kadar neden beklendiğini anlamış değilim.. Hafızamız zayıf. Biz 7 Şubat 2012’de yaşananları çabuk unuttuk.. Ülkenin en önemli teşkilatının başındaki isim ile ilgili olarak gözaltı kararı çıkardığı gün yaşananları kısaca hatırlayalım ister misiniz?..
BAŞBAKAN’A AMELİYATINI ERTELETEN OPERASYON
7 Şubat 2012’de saat 17.00’de, Savcı Sadrettin Sarıkaya Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ı arayarak ifadeye çağırdı.. Süreç bu ilk telefonla fiilen başlamış oldu. Bu telefonu, ifadeye davet edilen diğer dört Mit görevlisine açılan telefonlar izledi.. Savcı karşısındaki kişilere, “İfadeye gelmezseniz mevcutlu götürüleceksiniz” diyordu.. Ertesi gün MİT Hukuk Müşavirliği İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak MİT Kanunu’ndaki özel hükümleri hatırlattı. Kanuna göre, böyle bir operasyonun gerçekleştirilmesi için Başbakandan izin alınması gerekiyordu. Özel yetkili savcı ise, izne gerek olmadığı kanaatindeydi. İki gün sonra ise Savcı Sarıkaya ifadeye gelmeyen MİT mensupları için “gözaltı kararı” verdi. İkinci ameliyatını olmasına iki gün kala Başbakan Erdoğan ameliyatını erteletti ve bizzat süreci kendi yönetti.. Bu arada Hakan Fidan için hazırlanan yeni talimat hızla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırıldı. Ankara’da bulunan Özel Yetkili savcı Hakan Fidan’ı aradı ve ifade davetini tekrarladı..
BAŞBAKAN’IN KORUMA POLİSLERİ ÇEKİLDİ
Aynı dakikalarda İstanbul’da ise hareketli anlar yaşanıyordu.. Gözaltı kararı veren savcı İstanbul polisi ile MİT’in Yıldız’daki karargâhını kuşattı.. Beşiktaş hiç bu kadar polisi aynı anda görmemişti.. Polis gücü yetersiz kalabilir endişesiyle Başbakan’ın Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde görevli polisler de çekilmiş, Yıldız operasyonuna dahil edilmişti.. Hatta bir ekip de Hakan Fidan’ın uçağını izlemeye almıştı. Ankara’dan İstanbul’a gelmekten son anda vazgeçerse diye Esenboğa’dan MİT Başkanlığı’na kadar giden yol üzerinde tedbir alıyordu.. Dışarıda bunlar yaşanırken MİT de “kırmızı alarm” durumuna geçti.. Çevredeki istihbarat görevlileri ‘Acil Durum’ koduyla Başkanlığa çağrıldı. Bu arada, MİT Başkanlık binasında bulunan iki MİT görevlisi, binadan gizlice çıkarılarak güvenli bir adrese götürüldü. Aynı anda, eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve emekli Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş de güvenli evlere nakledildi.. Mit Yasası geçip de birinci tehdit bertaraf edilinceye kadar, paralel yapının bu gayrı-milli operasyonu devam etti..
ADANA TIRLARI
Bundan iki sene sonra aynı senaryo bu defa Jandarma eliyle bir kez daha sahneye kondu. Bu defa kolluk gücü olarak yanına polisi değil de Jandarmayı alan savcılar, MİT görevlilerine, izahı zor bir müdahalede bulunacaklardı.. Uzman çavuş rütbesindeki bir jandarma askeri, MİT yüzbaşısını darp edecek, dolu tüfekleri nişan alarak MİT görevlilerini tutuklamaya çalışacaklardı.. Detaylı anlatmıyorum, zira midem kaldırmıyor. Her hatırladığımda o fotoğrafları saatlerce kendime gelemiyorum.. Tablo bu kadar belirginken, Mit yasasına yapılan itirazı anlamakta güçlük çekiyorum. Ve bunun yerli bir refleks olmadığını düşünüyorum. Aksine de bu saatten sonra biraz zor ikna olurum.. Kalın sağlıcakla..