Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bir Ezanı Dinlememişler!..

Bir Ezanı Dinlememişler!..

En az yirmi bin kişilik  “dinlenenler” listesi.

Örgüt bütün ülkeyi dinlemiş.

Hukukçular gün boyu dedi ki:

 “Bu dinleme ameliyesi asla cezasız bırakılamaz. Ortada tarihin en büyük dinleme organizasyonu vardır. Örgüt (birileri adına) topyekûn milleti, ülkeyi hedef almıştır.

Dinlenenlerin çerçevesi, bir ‘darbe plânı’na işaret etmektedir.

İşin ihmale gelir tarafı yoktur.” 

Ortaya dökülen, bilinenlerin ispatı!..

Bunlar dinliyor ve bir kısmını da kullanılmaya müsait “gasteci”lere servis yapıyordu.

Birilerinin eşlerinin “5 çaylarındaki” dedikoduları bile servise verildi.

Alanlar ve verenler ortada.

İşte bu örgütün “gasteci”lerinden biri geçtiğimiz günlerde kendi kanalından “satış” yaptı.

Dedi ki…

“O malzemeyi yayınlayan şu adamdır. Niye o adamın üzerine gitmiyorlar!”

Haydaaa, satışa bak!..

Neyse ki, bu tür ilişkililere hiç girmedik.

Temelinde samimiyet olmayan ilişkide işimiz ne!..

*

Bu dinleme meselelerinde geçmişte ne dediysek bugün de o:

“Dinleme tezgâhı” kurmak en büyük adiliklerdendir.

Okuyucuma açıklayamayacağım ilişkilerimin olmamasına şükür hep özen gösterdim, bundan dolayı da şükür hep rahat ettim.

Derdi dünya olanın da dünya kadar derdi olurmuş…

Maddi meseleler üzerinde pek durmadım.

Hayata hep böyle baktığım için “Dinleniyor muyum dinlenmiyor muyum?” endişem olmadı hiç…

Böyle bir endişem olmadı ama dinleme faaliyetlerine de hep tepki gösterdim. 

Zira, bu işlerin arka plânları kirlidir.

Bu işlere “karışan” örgütler; ekonomiyi, siyaseti, ülkeyi yönlendirmek için malzeme biriktirir.

Zamanı gelince de kullanır!..

Yapı’nın bir “örgüt” uydurarak ve “yalan” mektupları kaleme aldırarak yapmak istediği ortada.

Hukuk mukuk yok, zarf mazrufun milyonda birini örtmüyor.

Mesele ne?

Travestilerin ve masaj salonlarının dinlenmesinden de belli:

“Kılıflı dinleme yapılacak. Malzemeler şantajda kullanılacak!..”

O yapıya “kamyonet”ler dolusu sövmüş olan kimi “muhalefet partilerinin” nasıl “hizaya” getirildikleri de ortaya çıkmış oluyor böylece!..

O yapıyı savunan herkesin ya bir “menfaati” ya da bir “korkusu” vardır…

Bu böyle biline!..

Şer gibi görünendeki hayır; bundan sonra herkes girdiği çıktığı yerlere, konuştuğu mevzulara, kurduğu ilişkilere çok daha fazla dikkat ede!

Gazeteciysen salt gazetecilik yapacaksın, iş takip etmeyeceksin, ondan bundan ihale istemeyeceksin…

Adamsan adam gibi yerlerde bulunacaksın. 

Kimi “zaman”, “malzeme” verme vaadiyle olmadık yerlere davet ederler bizleri.

Bilmem ne bar!

Yok arkadaş neme lâzım;  simit cafe neyime yetmez, malzemesi olan orada da verir!..

Ara sıra kullandığım cep telefonunu köşemde veririm ya da twitterda filan.

Kim ne dinleyecekse dinlesin!

Gittiğin yerlere, görüştüğün kişilere dikkat et, karşı cinsten nikah düşer biriyle görüşmek mecburiyetinde kaldığında yanında biri olsun, kapını açık tut, bilinmesini istemediklerini yapma, yanlış işler peşinde olma…

Gerisi tevekkül.

Bununla birlikte…

Ey Devlet, Ey O devleti millet adına yöneten hükümet:

“Bu dinleme ameliyesi asla cezasız bırakılamaz. Ortada; tarihin en büyük dinleme organizasyonlarından biri var ve bu organizasyonun bağlı olduğu örgüt birileri adına topyekûn milleti, ülkeyi hedef almış durumda.

Dinlenenlerin çerçevesi, bir “darbe plânı”na işaret etmektedir.

İşin ihmale gelir tarafı yoktur.”

Yapılması gereken bir yandan gerekli “hukuki” takibatı gerçekleştirmek diğer yandan da “Milli İrade”nin dimdik ayakta olduğunu göstermektir.

Biri devletin diğeri milletin vazifesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi