İtiraf Ediyorum Yanılmışım
Bir ara yazısı yazmak zorunda kaldım, esas konuya devam ederiz inşallah.
Bazı yorumcular, “Daha dün Fethullah Hocayı saygıyla anıyor, eleştirsen bile davasına inanıyor, hükümetle arabuluculuğa soyunuyordun. Bugün ne oldu da adamın aleyhindesin?” diyorlar.
Doğru söylüyorlar.
İtiraf ediyorum:
Hayatta iki kere çok büyük çuvalladım.
Onlardan birisi bu muhterem hakkında oldu. Evet, çok büyük yanılgı yaşadığımı, "Beynimde Depremler ve Heyelanlar Var” ile “Ben O Eski Hocamı Geri İstiyorum” başlıklı yazılarım dahil, son yazılarımda itiraf ettim.
Bu yanılmamda iyi niyetim kadar araştırma ve incelemelerimin eksik olduğunu da gördüm.
İlkinden çok şikayetim yok, ama ikincisi öyle değil, kendimi kınıyorum.
Bu konuda üçyüz sayfaya yakın bir kitap yazmıştım bugünlerde. Kitabımın yarısı yanıldığım zamanların ürünü. Şimdi öyle kalsın ve okuyucu olan biteni daha iyi anlasın mı, yoksa onları yeniden yazayım mı, karar veremiyorum.
İyi niyetimiz şuydu; bir insan düşünün, bütün tahsilini sivil yapmış. Hayatını bir davaya teksif etmiş. Onun dışında başka bir şeyle ilgilenmemiş. Evlenmemiş bile davası için. Dünyalık malı mülkü yok. Gece gündüz uğraşmış, didinmiş. İyi insanlardan yoldaş bulmuş kendisine. Bir şeyler olabilecek noktaya da gelmiş.
Ama sonra devreye birileri girmiş, onlardan kaçacak yerde sundukları imkana aldanmış, nihayet kendisinin mukadderata meydan okuyan ilkesizliği yüzünden her şeyi berbat etmiş. İnsanlarını yanlışa yönlendirmiş. Vatanına, milletine zarar verir hale gelmiş. Yazık. Kaybolan sonuçta bizim milli servetimiz.
Acımamak mümkün mü?
Bu yüzden diyorum; yazık oldu Fethullah Gülen’e. Adam bir yıl önce vatanına gelseydi, yer yerinden oynardı. Şimdi ise gelmeye cesaret bile edemez artık. Mahkemeler peş peşe dava açıyor. Yarın İnterpol kırmızı bültenle ararsa belki ABD’de bile kalamayacak. Kim bilir, aramızda “suçluların iadesi anlaşması” olmayan hangi ülkeye sığınacak.
Gelse bile hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı artık maalesef. Bütün itibarı ve popülaritesi bitti. Kendi kibir iğnesi, bütün hırsıyla şişirdiğini patlattı. Keşke bir köşede “kendim ettim kendim buldum” şarkısını söyleyerek otursa da, bundan sonra daha çok zarar vermese. Zira görülen odur ki, hatasını telafi adına attığı her adım, daha büyük ve tehlikeli hatalara sebep olmakta. Yazık, çok yazık…
“Gülen'in itibarı kayboldu mu ki?” diyenlere, “bunu öğrenmek istiyorsanız önce kendinize sorun bu soruyu” deriz. Siz ne diyorsunuz? Kimse bilmese de siz biliyorsunuz içinizi. İçiniz ne diyor size? Kalbinizin görüşü ne bu konuda? Bu sizin için iyi bir ölçüdür.
Elbette halkın da bir ölçüsü var. Ama ona değer vermeyenler her zaman hüsranı yaşamışlardır.
Neydi o ölçüler?
Gelecek yazıya bırakalım inşallah.