Kaset işi yalancı çoban hikayesine döndü
Kaset işi sıkmaya başladı...
Baykal’la başladı; MHP’lilerle devam etti kasetler.
Son aylarda yeni yeni ses kayıtları dökülmeye başlandı piyasaya. Halkın çoğunluğunun montaj olduğuna inandığı ve “Alın size montaj böyle yapılır!...” cinsinden montajların ortalıkta dolaştığı günler yaşıyoruz. Öyle günler gelecek ki, ses veya görüntü kayıtları gerçek de olsa, artık millet bunlara inanmayacak.
“Yalancı Çoban” fıkrasını bilirsiniz. Biz gene de anlatalım:
Köyün birinde çoban, köylülerle dalga geçmek için “Sürüye kurt geldiiii!... Sürüye kurt geldiiii!...” diye bağırır, köylüleri sürünün olduğu yere çağırırmış. Köylüler kurt olmadığını görünce, kızarak köye dönerlermiş.
Bu bir böyle olmuş, iki böyle olmuş, üç böyle olmuş...
Köylüler her gelişlerinde kandırıldıklarını görüp kızarak köye dönerlermiş.
Fakat bir gün sürüye gerçekten kurt gelmiş ve çobanın bütün bağırmalarına rağmen, köylülerin kılı kıpırdanmış. Kurt da sürüyü talan edip gitmiş.
Şimdi iki güne bir ses kayıtları yayınlarsanız, milleti bıktırırsınız ve bir süre sonra inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
Benim tuhafıma giden husus, muhalefetin de kasetlere canla başla sarılması. O kasetli günlerde, biz muhalefete o kasetler üzerinden yüklenmedik. Ama CHP’ye bakıyorum; seçim meydanlarında ses kayıtlarından başka bir şey konuşmuyor Kılıçdaroğlu. Proje-mroje hak getire!... Varsa yoksa ses kayıtları!... Sen projelerini anlat da oy verelim baba!... Hiç bir şey yapmadan ses kayıtları üzerinden konuşursan, bir süre sonra sen de bıkkınlık verirsin.
Asıl tehlike ne biliyor musunuz?
Asıl tehlike, toplumun kesetlere karşı şerbetlenmesi; yani bağışıklık kazanması. Bir süre sonra kasetçilik, etkisini kaybedecek ve esas çalıp çırpmacılar piyasayı sardığında, bırakın kasetleri, millet gözüyle görse bile “Montajdır abi” diyecek.
Tabii bu arada iktidar da savunma refleksiyle kendini gereksiz yere kasıyor. İlk ses kaydı çıktığında, elinde sağlam deliller varsa –ki devlete sahipsen, delillere de çok kolay ulaşabilirsin- dayarsın sahteciliği, ondan sonra dönüp arkana bile bakmaz, Türkiye’ye ufuk açacak projeleri anlatırsın halka. Meydanlara toplanan halkın gazını almak için 2-3 cümle kullan ama geri kalan vakittte, değil meydandakilerin, bütün Türkiye’nin havsalasının almayacağı projelerle meşgul edersin gündemi.
Siyaseti, “Yalancı Çoban” fıkrası etrefında döndürüp durmak, siyasetçilere de bir şey kazandırmaz; Türkiye’ye de.
Ne bu yaa?...
Her akşam, her akşam kaset çıkıyor!...
Böyle giderse, her akşam kaset çıka çıka bu işin de cılkı çıkar haaa!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.