Yıllar önce Batı’da olanlardan çoğu yoktu ülkemizde ama; onlarda olmayan bir şey vardı: 

“Milli ve manevi değerlere bağlı, şuurlu¸ aktif, dinamik gençler yetiştiren sivil toplum örgütleri!”

•

Bu işlere nedense hayli vakit ara verildi.

–İstisnalar müstesna- sivil toplum örgütlerimizde tam bir uyuşukluk hali…

Sivil toplum örgütlerimizin yönetimlerinde “yükseliş”ten pay kapmak isteyen ya da “hâlâ” itibar gördüğünü ispatlamaya çalışan zatlar...

Senede birkaç kere medyatik merasimlerle “Merhum” anan sivil toplum örgütlerimiz, gençliğin “Dirilmesi” için yürütülen “altyapı hizmeti” niteliğindeki çalışmaları birkaç fedakârın omuzlarına yıktı.

Geçmişimizle övünme seansları ve “kulis” gayretleri arasından gençliği göremedik.

Sonuç mu?

Gezi olaylarının kişi aşamalarında alandaydım, bizzat gördüm:

Yakın, çok yakın tarihini bile bilmeyen şuursuz bir gençlik.

“Aptal”laştırılmış, eline verileni fırlatmaya hazır.

•

Bir yanda öyle bir gençlik var, öbür yanda da beynini kerameti kendinden menkul  bir şahsa teslim etmiş, hindi gibi düşünür papağan gibi tekrarlar halde, neye “hizmet” ettiğini bilmeksizin habire koşturan, koşturulan bir gençlik….

Ritüelleri farklı gibi ama bunlar da geziciler gibi şuursuz!..

•

Bu iki grup dışında, bir şeyler yapmaya, bir yerlere gelmeye çalışan gençlerimiz de var ama; el uzatanları çok çok az. 

•

Bunca sıkıntı arasında bir çiçek.

Müthiş çalışıyor, müthiş ve gerçek “hizmet”ler üretiyor…

Rahmetli Necip Fazıl üstadın tarif ettiği “ Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispetle usûle, stratejiye uygun gençliği” yetiştiriyor.

Bundan dolayı da şer odaklarının hedefinde yer alıyor.

Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, TÜRGEV.

Başbakan Erdoğan’a “Bu dönemde bu memleket birçok hizmet gördü. Bunların hepsi bir yana, hepsinden önemlisi bana göre TÜRGEV” dedim. Hak verdiler.

Evet…

“Soysuz” operasyonun hedef aldığı hayır müesseselerimizden biri de TÜRGEV.

Bu operasyona verilen vakıf tepkisi anlamlı…

İçinde bulunduğumuz şu hassas günlerde “hatırlatmakta” büyük fayda görüyorum:

“Vakfımıza bağışta bulunan hayırseverlere ‘rüşvetçi’ yaftası yapıştırmaya çalışmak, vakıf kültürümüze, özellikle de bu aziz milletin yardımlaşma ve paylaşma duygularına açık bir saldırıdır. Hele ki ‘bunun karşılığında devletin çeşitli kurumlarının ihalelerinin alındığı’ iftirasında bulunmak, en hafif ifadesi ile alçaklıktır. Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’a karşı başlatılan ve maksadı milletçe malum karalama kampanyası çerçevesinde asılsız, mesnetsiz ve son derece ahlaksız iddialar dile getirmiştir. Belli çevrelerde ve medyada yürütülen linç kampanyası, vakfımız ve tüm vakıf mensuplarımızın çalışma azmini daha da artırmış, gayretlerini çoğaltmıştır. Bu çevreler tarafından yürütülen linç kampanyası, vakfımızın ne kadar doğru ve isabetli bir yolda olduğunu, ne kadar iyi ve yararlı işler yaptığını açık ve net olarak göstermiştir. (..)

“MİLLETİNE İHANET EDENLER RAHATSIZ!..”

“Vakfımız, tüm saldırılara, tüm linç girişimlerine, ‘ahlaksızca iftira’ ve ithamlara rağmen, gençlere ve onların eğitimlerine destek olmaya, öğrencilerin barınma ve burs hizmetini sağlamaya devam edecektir. Milletin duygularını istismar ederek, topladıkları yardımları kendi şahsi ve örgütsel çıkarları için kullanan, hatta uluslararası odakların maşalığını yaparak ülkesine ve milletine ihanet edenler elbette vakfımızın faaliyetlerinden rahatsız olacaklardır. Vakfımız da bu kesimleri rahatsız etmeye, yoksul gençleri her ne pahasına olursa olsun desteklemeye devam edecektir.”

•

Kıymetli okuyucularım,

Vakıf açıklamasının şu bölümüne lütfen bir kez daha, dikkatlice göz atalım:

“Milletin duygularını istismar ederek, topladıkları yardımları kendi şahsi ve örgütsel çıkarları için kullanan, hatta uluslararası odakların maşalığını yaparak ülkesine ve milletine ihanet edenler elbette vakfımızın faaliyetlerinden rahatsız olacaklardır.”

•

TÜRGEV’i alkışlıyorum. 

Gençliğe “hizmet” yolunda etkili faaliyetler yapmayı düşünen sivil toplum örgütlerimize elimden geldiğince destek sözü veriyorum.

•

Şuurlu gençlik kendiliğinden yetişmez dostlar!..