Seçimler ve gençler!..
K Parti Genel Merkezi’ndeyiz.
Hatırı sayılır pozisyonlarda bulunan yöneticilerden bir grup ile sohbet ediyoruz.
Kimi CHP’lilerin “seçim mağlubiyetini” örtmek için sergiledikleri tavırlardan bahis malum.
Ben diyorum ki;
“Kış kışlığını yapacak elbet. Bu türden gelişmeler zaten bekleniyordu. Benim kafamı taktığım yer başka…”
Bana yönelen gözlere teker teker bakarak devam ediyorum:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde karşı tarafta birleşme oldu. Mansur Yavaş, Türkiye’nin 2023, 2071 vizyonundan rahatsız olanların desteğini alarak zorladı. Sayın Erdoğan’ın müthiş karizmatik etkisi ve Sayın Gökçek’in hizmet farkı olmasaydı iş gidebilirdi!..”
- Evet..
“Ben diyorum ki, uzun yıllardır dilimizde tüy bitirircesine tavsiye ettiğimiz adımlar atılmış olsaydı sıkıntının bu kadarı yaşanmazdı, gerek Ankara’da gerek başka kritik yerlerde.”
•
Açık yüreklilikle cevaplandırmalarını istedim:
“Uzun yıllar boyunca gençleri kazanmak için neler yapıldı?.. Bırakın ilk beş altı yılı, son beş altı yılda bu konu üzerine yeterince eğilmiş olunsaydı, eminim ki kritik merkezlerin hiçbirinde sıkıntı meydana gelmezdi.
Dahası, Gezi Parkı olaylarına şuursuzca katılan gençlerin çoğu kazanılmış olurdu. Yeni sivil toplum örgütleri oluşturmak, var olanlarını desteklemek, imkânları buralara seferber etmek noktasında birçok eksiklik dikkat çekti. Bundan dolayı da hem sokakta, hem sandıkta, hem de ‘kamu’da büyük sıkıntılar meydana geldi… Ne dersiniz?..Yanılıyor muyum sizce?”
İtiraz eden olmadı.
Aksine her konuşan “Evet bu konularda büyük boşluk oluştu” dedi.
Biz de hatırlattık…
Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığımız bir yazıdan:
- Aman bu işler ihmale gelmez.
Şuurlu gençlik kendiliğinden yetişmez!
İş, bu Paralel Yapı’nın ve diğer odakların faaliyetlerinden şikâyetçi olurken meselenin en mühim yönünü ihmal etmemekte.
Sen boşluk bırakırsan birileri doldurur!..
Sen gençlerine sahip çıkmazsan birileri kapar!..
Sen iyiyi öğretmezsen birileri kötüyü öğretir!..
Hani yeterince ilgi gösterilse hedefleri parçalayıp geçecek bu gençlerimiz.
Sayın Veysel Eroğlu’nun dedikleri önemli:
“Yol yaparız, köprü yaparız, baraj yaparız, dünyanın en büyük havalimanını yaparız. Bunları yaparız… Hepsinin en iyisini yaparız da… İşin bu tarafını eksik bırakırsak olmaz. Onun için en fazla önem vereceğimiz meselelerden biri de bu olacak; gençlerimize daha da fazla sahip çıkacağız. Sivil toplum örgütlerimizin bu alandaki çalışmalarına daha da fazla destek vereceğiz.”
GENÇLER VE ERGENEKON!
İşte, şimdi Ergenekon davası gerekçeli kararının “geç açıklanmasından” kaynaklanan sıkıntıları konuşuyoruz…
Geç açıklamanın “gerekçede izah edilen sebeplerinden” hiçbiri kamuoyunu tatmin etmedi.
Olacak iş mi; sanıkların temyiz imkânını “seçim sonrasına” kadar ellerinden al…
Onlar da gitsinler, Anayasa Mahkemesi’ne başvurup serbest kalsınlar…
Bu serbest kalışları da birileri “seçim sonuçlarını” etkilemek için kullansın.
Milletin gönlünde taht kuran Erdoğan’ı yıkmak için kullansın!..
Ne manidar “zamanlama” bunlar!..
•
Ben diyorum ki…
Vaktinde “şuurlu gençlik” meselesine eğilme noktasında eksiklikler olmasaydı, bütün bunlar büyük ihtimalle yaşanmayacaktı…
Nasıl mı?..
Dedik ya!..