Size başvuruyorum Sayın Kılıç!.
Sayın Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin “twitter” kararına karşı olanların “duygusal tepki” verdiklerini söylüyor.
Sayın Başbakan ve karara karşı çıkanların duygudan ibaret (yani akıldan ve bilgiden uzak) tepkiler verdiğini öne süren Sayın Kılıç doğrusu hiç de “şık” hareket etmemiştir.
Kusura bakmasın ama bu sözler kendisine hiç yakışmamıştır.
•
Meclis’te bir grup meslektaşımla birlikte Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’a konuya ilişkin sorular yönelttik.
Ben Sayın Kılıç’ın sözlerine atıfta bulundum:
Sayın Bakan, “Duygusal tepki değil. Sayın Başkan AYM’nin kuruluş ve yargılama usulleri kanununun 45. maddesini okursa tepkimiz duygusal mı, yasal mı görecektir!” karşılığını verdi.
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 45 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenlemeler idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesini şart koşuyor…
Muhterem Haşim Kılıç ise, “paralel yapı” mevkutelerinin çok hoşuna giden ayak üstü açıklamasında,
İdare Mahkemesi’nin karar vermesinin “zaman” alacağını, bu twitter işinin çok önemli olmasından dolayı kanun yollarının tüketilmesini beklememenin makul karşılanması gerektiğini, hem zaten “bir hafta ya da daha uzun süre” (mesela yedi buçuk gün!) beklediklerini söylüyor.
Bu ne acele Muhterem Haşim Kılıç, birileri twittersizlikten öldü, bitti, mahvoldu sanki!..
Mahkeme kararını bekleseydiniz ne olurdu?..
Beklemediniz de ne oldu?..
•
Ne güzel bir yol!
Anayasa Mahkemesi bundan sonra, “kendince verdiği önem”den dolayı herhangi bir konuda iç hukuk yollarının tüketilmesine gerek görmeksizin her türlü kararı verebilir…
“140 karakterlik bir meseleye” iç hukuk yollarının tüketilmesini bekleyemeyecek kadar önem atfettiğine göre, Anayasa Mahkemesi’nin “önemsiz” bulacağı konu –neredeyse- yok demektir.
Bireysel başvuru hakkı bütün yargı yollarını tüketmiş kişilere tanınmış bir haktır ama Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhterem Kılıç, bunun “önemli” görülen durumlarda aşılabilmesinin gayet normal bir durum olduğunu söylüyor.
O vakit arkadaş, hiç kimse iç hukuk yollarının tükenmesini beklemesin!
Kısa yol tuşu; doğruca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru!..
Diğer mahkemeler de bir takım dosyalara baksın işte!..
Anayasa Mahkemesi, her bireysel başvuruyu kendi “önem sıralamasına” göre kabul edebilir, esas hakkında karar verebilir, iç hukuk yollarının tüketilmesine kağıt üstünde gerek vardır ama twitter kararından sonra “pratik”te gerek olmayabilir!..
Yargıtay, Danıştay, vs, buralardan çıkacak kararları beklemeye “kağıt üstünde” gerek vardır ama “pratik”te olmayabilir…
Ne alâ…
Ey vatandaş:
Mağdur olduğuna inanıyorsan başvur Anayasa Mahkemesi’ne…
Bakarsın olur, bu durumda niye olmasın ki?..
•
“Hiçbir mahkemenin kendisine anayasa ve yasanın vermediği bir yetki ve görev ihdas etmesi mümkün değildir. Hiçbir mahkemenin kendisine anayasa ve yasanın vermediği bir yetki ve görev ihdas etmesi mümkün değildir.” denir ama…
Denir ama…
Denir işte!..
•
O vakit, ben de başvuruyorum arkadaş!..
Nasılsa iç hukuk yollarını tüketmek de şart değil…
Elimde bir tomar kayıt, başvuruyorum!..
Bakalım twittera karşı benim hakkımı ne kadar savunacak Sayın Haşim Kılıç ve diğer üyelerimiz?..