Sayın Gül ve Sayın Erdoğan… Neyi tartışıyoruz?
Kanal 5’te Moderatör programını sunan meslektaşım İsmail Uğur, “3 Dönem Meselesi”ne ilişkin sorular yöneltince dedim ki; “Sayın Erdoğan için üç dönem doldu mu dolmadı mı tartışılır!”
İsmail Uğur’un şaşkın bakışları arasında devam ettim:
“Biliyorsunuz Sayın Erdoğan Genel Başkan olarak girdiği ilk seçimde rakiplerine büyük fark attı ama dönemin siyasallaşmış hukuk mekanizmaları tarafından önüne çıkartılan engel yüzünden milletvekili, dolayısıyla da Başbakan olamadı. Zaruretten dolayı 58. Hükümet Sayın Abdullah Gül’ün başkanlığında kuruldu. Sonrasında ise dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in engelleme çabalarına rağmen Meclis iradesi devreye girdi ve Sayın Erdoğan’ın önündeki engeli kaldırdı. Ve malûm, ‘Siirt formülü’ devreye girdi. Sayın Erdoğan vekil oldu, 59. Hükümeti kurdu.”
-Yani?..
“Sayın Erdoğan Genel Başkan olarak üç dönemi dolduruyor ama bunun bir bölümünde, milletvekili seçilene kadar engellenmişti. Yani, neredeyse üçte ikilik Meclis çoğunluğunu elde etmiş bir genel başkanın sahip olması gereken imkanlardan aylarca mahrum edildi. Dolayısı ile Sayın Erdoğan dolu dolu üç dönem geçirmiş oluyor mu olmuyor mu tartışılmaya değer. Evet, tartışmalı bir konu ama, 367 meselesi kadar değil!”
İsmail Uğur programdan çıktıktan sonra telefonuna davrandı ve meseleyi birkaç hukukçu ile görüştü.
Onlar da “Evet, Sayın Erdoğan’ın durumu farklılık arz ediyor. Dolayısı ile kendisi için 3 dönem engelinin olup olmadığı belirsiz” dediler.
•
Günümüz böyle açıldı.
Öğleden sonra karşıma aynı mevzular çıktı.
“Başbakan için 3 döneme hayır!” imza kampanyası başlattığımızı bilen ve üç döneme takılacaklar arasında yer almayan bir AK Parti yöneticisi, “Tartışmayı siz başlattınız, bakın ülke gündemine yerleşti” dedi.
Kendisine, “Sayın Erdoğan Köşk’e çıktığında sizce AK Parti’de sıkıntılar olur mu?” diye sordum.
Dedi ki, “Bunlar sosyal olaylar. Yüzde yüz doğru yok. ‘Olmaz’ gibi geliyor ama ‘Olması imkânsız’ diyemeyiz.”
AK Parti yöneticisinin ziyaretçilerinden biri, paralel gazete ve televizyonların, “İlle de Erdoğan Başbakanlıktan gitsin!” kampanyasına dikkat çekti.
“Bunlar öyle diyorlarsa Sayın Erdoğan’ın Başbakan olarak devam etmesi gerekir” diye de ekledi.
Bu sözlere, “Evet paralelciler öyle diyor ama Sayın Erdoğan’ı çok seven ve samimiyetinden şüphe etmeyeceğimiz bazı önemli isimler de Sayın Erdoğan’ın üç dönem kuralını kaldırmamasını istiyor” sözleriyle itiraz ettik.
•
Şahsi görüşüm; “Sayın Erdoğan bir dönem daha devam etse ve ilk genel seçimde AK Parti’nin Anayasa’yı tek başına değiştirebilecek sayıda sandalye çıkartmasını sağlasa çok iyi olur.”
Sayın Abdullah Gül’ün dirayetinden şüphe duymuyorum ama Genel Başkan olarak gireceği seçimden Sayın Erdoğan kadar oy çıkartabilir mi, tahmin etmek zor.
Sayın Gül’ün dört başı mamur başarılı sayılabilmesi için, son genel seçimde elde edilen neticeyi aşması yani ilk genel seçimden “Yüzde 50’nin üzerinde oy çıkartması” gerekebilecek.
•
Tüzük meselesine gelince…
Hukukçular, ortadaki engelin “Anayasa”ya aykırılık teşkil ettiği görüşünde birleşiyorlar.
(Hatırlatalım;
Yargı, TOBB yönetim kurulu üyelerinin üçüncü kez seçilme hakkına kısıtlama getiren kuralın Anayasa’daki “seçme ve seçilme hakkına aykırı olduğu” gerekçesiyle iptaline karar vermişti.)
•
Neyse…
Şu anda neyi tartışıyoruz?..
Şunu:
“Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Başbakan olarak mı yoksa konumunu koruyarak mı daha iyi hizmet üretir?..
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa konumunu koruyarak mı daha iyi hizmet üretir?..”
“Çok iyi”ler zaten elde, formüllerin en iyisini arıyoruz!
•
Bunları tartışırken “muhalefetten” herhangi bir ismi göz önünde bulundurmuyoruz.
Meclis içi muhalefet çaresiz!..
AK Parti’nin Köşk’e taşıdığı Sayın Gül ve AK Parti’nin Lider’i Recep Tayyip Erdoğan’ın neler diyeceklerini, nasıl tavır alacaklarını izlemekle ve dahası ‘fitne’ üretmekle meşgul.
•
Her iki büyük devlet adamı da, çok zorlu süreçlerden geçti.
Her ikisi de, birilerinin AK Parti’yi yıkma hesaplarının ardındaki “gerçek güçleri” çok iyi biliyor.
İnşallah “hata” yapmayacaklardır.