Berat Gecesi’nden kazananlar
Ramazan-ı Şerif’e girmeden önce kulların affedildiği gece olan Berat Gecesi’nde, ibadet eden Müslümanların manevi ve maddi nasıl bir kazançla çıktığını Allah bilir. Kimler kazançlı çıktı ve affedildiyse ne mutlu.
Yalnız mübarek geceler ve bayramlardan maddi olarak öyle kazançlı çıkanlar var ki, gecelere ve bayramlara pek de sadık olmayan bu kesimlerin cebini, gecenin ve bayramların önemine sahip çıkan iyi niyetli ve masum insanlar dolduruyor.
Dini günlerin en kazançlıları, haliyle Turkcell, avea ve Vodafone şirketleri oluyor. Yıl içerisinde elde edemedikleri paraları, mübarek gecelerde ve bayramlarda elde ediyorlar. Mesaj yoluyla kutlamaların tadını bu şirketler çıkarıyor.
Gecenin ve bayramların hürmetine birbirini seven insanlar, cep telefonlarından mesaj çekiyorlar. çekenlerin ruh haliyle mesajları alanların ruh hallerinin ne olduğunu kimse bilmiyor. Geceden biraz olsun manevi haz alabilmek adına yapılan mesajlaşma işi, patronların kasasını doldurmaktan başka bir işe yaramıyor.
Oysa karşıdaki kişi yerinde mi değil mi? Hasta mı, ölü mü? O numara ona mı ait başkasına mı ait? Numarası değişmiş mi değişmemiş mi? Birbirlerini tanıyorlar mı tanımıyorlar mı? Bunun gibi soruların hiç önemi yok. önüne gelen, gecenin hürmeti adına iyi dileklerini yazıp gönderiyor fakat hedefe ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyor.
Herkesin olduğu gibi benim cep telefonuma da sabaha kadar kutlama mesajları geldi. Kimini tanıyordum, kimini tanımıyordum. İnsan elbet mutlu oluyor ama israfın daniskası olduğu da ortada değil mi?
İbadetin patronu ruhumuzdur. İbadet için mali ve manevi elbet bir bedel ödemelidir ama bu ödemenin ne kadar işe yarayıp yaramadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Mesajlarla yapılan kutlamaların, “Dostlar alışverişte görsün”, “Ben de el içinde olayım, benim de telefonuma mesajlar gelsin” cinsinden öte gittiğini zannetmiyorum.
Hal böyle olunca Vodafone, avea ve Turkcell cebini dolduruyor, telefon sahiplerinin de ceplerini boşaltıyor. Cepleri boşalan vatandaşların sayesinde telefon şirketleri de reklam üstüne reklam yaparak, daha çok tüketime sevk ediyor. Yani her üç telefon şirketi de yapacakları reklamların parasını peşin peşin tüketiciden alıyor.
Mesela Vodafone ve avea’nın reklamları yine kısmen eline yüzüne bakılır cinsten. Turkcell’in reklamları ise başlı başına bir felaket. Cep telefonları bir teknoloji harikasıdır, buna bir diyeceğimiz yok. Ama gelin görün ki, bu teknoloji harikanın “güya avantajları”, “ayı karakterli” bir tanıtımla müşterilere sunuluyor.
Gece yarısı otomobilin üzerine çıkarak tavukla beraber reklam yapan bir karaktere “ayı kılıklı herif” demeyecek bir kişi çıkabilir mi? Cep telefonu kullanan kaç kişi o kılıkta ve kıyafette ve onun gibi konuşmaktadır ki, böyle bir tiplemeyle reklam yapılmaktadır.
Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde böylesine garip bir reklam anlayışı vardır. Biz gelişmemiş olduğumuz için veya gelişmekte olduğumuz için mi böyle ayı tiplerle teknoloji reklamı yapıyoruz. Yani bizi o adam mı temsil ediyor, bize o ayı kılıklı herif mi cep telefonlarının imkanlarından nasıl yararlanacağımızı anlatıyor.
Turkcell firması bana göre bütün Turkcell kullanıcılarına hakaret ediyor. “İşte siz busunuz, siz ancak böyle ayı kılıklı heriflerin dilinden anlarsınız” diyor ve kuruş harcamadan, dini ve milli günleri sömürerek, vatandaşın cebinden reklam parasını alıyor.
Şimdi önümüzdeki günlerde Ramazan ayı başlayacak ve pek çok insan yine birbirinin Ramazan ayını kutlayacak. Kutlamaya karşı değilim, elbet birbirimizin Ramazan’ını kutlayalım ama böyle ucuz ayak oyunlarına gelerek değil, “bedeni” ve “medeni” faturalar ödeyerek yapalım yapacağımız kutlamaları.
Eğer gerçekten bu işin “samimiyetine” inanıyorsak, cepten değil, ev telefonlarını kullanarak daha sıcak bir iletişim kuralım, birbirimizin sesini duyalım ama mesaj tezgahına gelmeyelim. Dostların birbirlerini ziyaret ve hediyeleşmesi bizim inancımızda sünnettendir. Sünneti mesaja kurban etmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.