Muhalefet Boşluğunu Bürokrasi Mi Dolduracak?
Ak Parti iktidara geldi geleli, şöyle eli yüzü düzgün, derli toplu ve ilkeli bir muhalif parti ile cedelleşemedi. Askerlerle, üniversitelerle, gazetelerle, yargıyla cedelleşti; adam akıllı bir muhalefetle seviyeli bir cedelleşme yaşayamadı.
En köklü ve etkili muhalefet, Gezi eylemleriyle Taksim’de yaşandı. O zamanlar “Artık Ana Muhalefet Taksim” diye bir yazı da yazmıştık.
2002’den önceki siyasî partilerin, iktidarların keskin muhalifleri olurdu. Demirel’in muhalifi Ecevit; Ecevit’in muhalifi Demirel, Türkeş, Erbakan; Özal’ın muhalifi Demirel; Tansu Çiller’in muhalifleri... O zamanlar “muhalefet” denince siyasî partiler ve genel başkanları anlaşılırdı. 2002’den beri, siyasî muhalifler etkisizleşti; bunların yerini kurumlar aldı. Siyasî partiler de, sanki siyaset yan gelip yatma yeriymiş gibi, yan gelip yattılar ve sadece devlet kurumlarının ürettikleri malzeme üzerinden muhalefet yaptılar.
Garâbete bakar mısınız?... Siyasî partiler toplumu kuşatan bir muhalefet yapamıyorlar ve bu boşluğu devlet kurumları ve medya dolduruyor.
Siyasîler, “Başbakan bir şey dese de biz de onun üzerinden tarafdarlarımızı tatmin etsek...” demekten başka bir şey yapmıyorlar.
Artık, Muhalefet Paralel Bürokrasi
2013 Ağustos’undan beri, muhalefet görevini cemaat üstlendi. Önce dershane yaygarası koptu; ardından da 17 ve 25 Aralık operasyonları ve bunların beslediği TIR durdurmalar ve kayıt sızdırma yaygarası. Bunların hangisi siyasî muhaliflerin işi? Hele o kayıt sızdırmalar!... Paralel yapı yemledi, muhalefet de bu yeme tav oldu. 30 Mart seçimlerinden önce muhalefet partilerinin sızdırmalardan başka bir şey konuştuğunu duyan varsa bir adım öne çıksın.
Hadi, normal bir işleyiş olmasa da cemaati bir sivil toplum kuruluşu olarak görelim ve halka hesap vermemesi açısından eleştirelim ama bu muhaliflerin politik ebterliği size normal geliyor mu arkadaşlar?
Emniyetteki paralelciler dinleme yapar, sızdırır; muhalifler sazan gibi atlar...
Yargıdaki paraleller bildiri dağıtıp belge sızdırır; muhalefet gene sazan...
Anayasa Mahkemesi Başkanı konuşur, muhalefet mal bulmuş gibi sevinir...
Şimdi sıra Anayasa Mahkemesi muhalefetinde...
Anayasa Mahkemesi twitter ve HSYK konusunda devreye girmese, bizim muhalefet partileri, uykularında kaçıncı iktidar rüyasını görecek kim bilir!...
AYM Başkanı Haşim Kılıç, AYM’nin kuruluşunun 52. Yılı münasebetiyle düzenlenen toplantıda, aslında muhalif siyasî partilerin söyleyecekleri sözleri söyledi. Aynı sözleri muhalefet partileri söylediğinde bir etkisi olmuyorsa, bu ülkede muhalefetin bittiği vehametiyle karşı karşıyayız demektir. Bir sözü bürokrat söylediğinde ortalık toz duman oluyor, muhalefet söylediğinde yaprak kıpırdamıyorsa, muhalefet bütün inandırıcılığını kaybetmiş demektir. İnandırıcılığını kaybetmiş bir muhalefetin ülkenin gelişmesine ne katkısı olabilir ki!...
Bütün bunlar, Türkiye’de bir muhalefet boşluğu olduğunu ve bu boşluğu son zamanlarda bürokrasinin doldurduğunu gösterir. Bu durum, demokrasi açısından sağlıksızlık göstergesidir.
Futbol Maçı Gibi
Demokrasi, futbol maçı gibidir. İktidar ve muhalefet, iki takım hâlinde maç yaparken, hakemler de maçı kurallarına göre yönetirler. Türkiye’de iktidar takımının karşısında ciddi bir muhalefet takımı olmadığı için, siyasî hesap vermeyen paraleller takımı muhalefeti yaşanmaktadır. Bu maçta hakemler topa girerse, o maç çığırından çıkmış demektir. Türkiye’de 17 Aralık’tan beri, yasal görevi hakemlik olan yargı bürokrasisi topa girerek yanlış yapmıştır.
Muhalefet mi?...
Onlar yedek kulübesinde bir sonraki maç için ısınma hareketiyle ve hakemleri alkışlamakla meşgul.
***
“Artık Ana Muhalefet Taksim” başlıklı yazımın için tıklayın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.