Neden Demirel’i Gördük de Gülen’i Görmedik
Bir zamanlar Sayın Demirel "Şeriat devleti isteriz diyenlere soruyoruz, neyi istiyorsunuz, bana söyleyin İslâm'ın hangi icabını yerine getiremiyorsunuz?..Haa tesettür diyecekler, kadınların örtünmesi... İran'daki gibi örtünürlerse o zaman çağdaşlıktan uzaklaşırsınız..." demişti. Biz o zamanlar adama demediğimizi bırakmamıştık. Elbette haklı idik.
İran'ı, Arabistan’ı, Cezayir'i, hatta Endonezya’yı filan çok karıştırdılar, dinini yaşamak isteyenleri oraya postaladılar. Biz demokrasi adına bunu yapanları ayıpladık, kınadık. Hatta “kahrolsun şeriat” diyerek yürüyenleri lanetledik. İyi de ettik. Bu bizim için dini bir vecibe idi.
Ama aynı zaman diliminde bir başka adam daha çıkmıştı ve “İslam devletine ne gerek var?” diyordu. İslam devletini isteyenleri neyi istediklerini bilmemekle itham ediyordu. “Demokrasi ile bir sorunumuz yok” diyordu. Eğer “laiklik” demokrasi için şart koşulmazsa, hadi bu söz “çoğunluğun iradesinin geçerli olması” açısından tevil götürebilirdi. Ama “laiklik”, “kanun yapma yetkisinin halka verilmesi” ise, bunun İslam ile bağdaşır yanı yoktu. Bu, Allah Teâlâ’nın ulûhiyet ve hakimiyetine kulun ortak olması, hatta onu bile kabul etmeyip, bu konuda biricik söz sahibi olarak insanı görmesi, insanı tanımasıydı. İşte adamın birisi kalkıyor ve “bizim laiklikle de bir sorunumuz yok” diyordu. Ama biz ona Demirel’e kızdığımız gibi kızmıyor, “galiba takiyye yapıyor” diyor ve “hizmet için kendini saklıyor” zannederek mazur görüyorduk.
Oysa adam açık açık “takiye yapmadığını ve asla da yapmayacağını, çünkü dinde takiyye olmadığını” söylüyordu. Biz bunu bile yok sayarak “yok yok, bakma sen öyle dediğine,yine de takiyye yapıyor” diyorduk.
Aman ne kadar safmışız!..
Kimdi bu adam?
Hepimizin bildiği. Fethullah Gülen.
Şimdi gelelim Sayın Gülen’in o çarpık fikirlerine. Bu sözler aynen Gülen’in sözleridir ve bizzat kendi adıyla yayında olan siteden alınmıştır, bakılabilir.
Sayın Gülen’e göre Erbakan ve partileri olmasaydı laik devlet içinde dindarlar dinlerini % 97 sini ne güzel yaşayıp gidiyorlardı. “İktidar miktidar gibi % 3 nispetinde bir şey tutar. Dolayısıyla laiklik İslam ile çelişmez. Kendi sitesinden okuyalım:
“Bununla beraber milletimizin geçmişten gelen genel terbiyesi var. Bundan ötürü, bugüne kadar laiklik karşıtı veya demokrasi karşıtı zümrelerin devlete başkaldırdığına hiç şahit olmuyoruz. Hatta şu siyasi parti (herhalde Erbakan’ın Partilerini kasdediyor) teşekkül edeceği ana kadar kimsenin ne ibadet ü taatına karışılıyordu, ne de kimse ibadeti taatına karışılıyor diye bundan rahatsızlık duyuyordu. Dolayısıyla başkaları ortaya çıkaracağı ana kadar millet çoğunluk, % 80 diyebiliriz, ne laiklikten rahatsızlık duydu ne de demokrasiden rahatsızlık duydu. Belli bir zümre bunları problem yaptı. ‘Bunlar olmaması lazım veya işte belli mülahazalarla Batıdaki ölçülerle gelsin, biz de evet deriz filan’ dediler…”
“Sadece belki hani bir iktidar miktidar mevzuu, iktidara meraklı olanlar ne var ki o Kuran-ı Kerimin bize öğretileri içinde bildiğiniz gibi % 3 nispetinde bir şey tutar. % 97 nispetinde ferdin şahsen dini, dini düşüncesi, ruhani hayatı, Allah'la irtibatı, münasebeti, ailesinin terbiyesi, çocuklarını okutma hak ve hürriyeti, kazanma hak ve hürriyeti, bu meselelerin hiç biri İslamla çelişmediğinden ötürü millet de laiklikle ve demokrasiyle hiçbir zaman çelişkiye düşmedi".
“Benim laik cumhuriyet esaslarına, cumhuriyete, hele cumhuriyete karşı söylediğim bir kelime varsa, yazdığım bunca kitap, 35 sene kürsülerde vaaz ettim, bunca sohbetlerim var, Türk toplumuyla bütünleşmiş bir insanım. Eğer bir kelimem varsa; doğru derim, hakikaten benimle konuşulmasın derim. Bunu ispat edemezler.” (http://tr.fgulen.com/content/view/2257/141/)
Şimdi düşünüyorum da aynı sözleri Demirel söyleyince ona kızmış, Gülen söyleyince onu sevmişiz.
Neden acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.