“Ne zaman sarhoş oldun da!...”
Bir kardeşim dedi ki;
“Yeni Yusuflar ancak; ‘Erkektir yapar.’ yerine ‘Müslüman’dır yapmaz!’ dediğimizde yetişir.”
•
Son vakitlerde sohbet toplantılarına sıkça katılıyoruz.
Eksik olmasınlar, bu fakiri iki kelâm etsin diye davet ediyorlar.
Memleketin dört bir yanında, nitelik ve nicelik olarak kuvvetli topluluklarla bir araya geliyoruz.
Kimle konuşsak, nerede bu bahsi açsak hep aynı karşılıkları alıyoruz:
“Türkiye’nin bir ahlâk seferberliğine ihtiyacı var. Günah adeta mübah oldu. Okullar çocuklarımıza, gençlerimize manen ve maddeten bir şey vermiyor. Hatta olanı da tüketiyor!.. Hükümet, sivil toplum örgütleri bu işlere acilen el atmazsa, Türkiye tez elden bir manevi kalkınma hamlesi başlatmazsa bu işin sonu kötü!”
Hayli vakittir yazıya döktüğüm, birçok ortamda dile getirdiğim bu sıkıntılara Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın da işaret etmesi dikkatinizi çekmiştir.
Sayın Arınç’ın şu sözleri:
“Herkes bilmeli ki, sigara içme yaşı çok küçüldü, alkol içme yaşı çok küçüldü. Uyuşturucuya başlama yaşı çok küçüldü… Bu bir alarm değil midir, bu bir kötü iş değil midir? Anayasa’da devlete verilen görevler var. Gençliğin ve ailenin korunmasıyla ilgili hükümler var. Alkol her yerden kolayca alınacak meta olmaktan çıkarılmalı. (..) Pek çok sanatçı, şarkıcının, dizi oyuncusunun, alışkanlık haline getirildiğinde insanların beynini dumura uğrattığı için, uyuşturucunun esiri hale geldiğine biliyoruz. Mesele, bu çocuklarımızın hayatlarının ne kadar hiçe sayıldığıdır. Kadına gösterilen şiddeti de bundan ayrı tutamayız. (…) Pek çok televizyonumuzda, lise çağındaki gençlere yönelik diziler başladı. Okul sıralarında öğretmenlere hitap, arkadaş ilişkileri, kız yüzünden kavga etmeler, çok genç yaşta lüks hayat özentileri. Bu çocukların ailesiyle olan ilişkileri o kadar büyük bir dejenerasyon halinde topluma naklediliyor ki, ben Türkiye’nin yaşadığı sosyal bunalımda, bu tür dizilerin, eğer eğitici ve öğretici olmuyorsa, çok büyük payının olduğuna inanıyorum. (…) Toplumdaki bunalımın kaynaklarından bir tanesi de bu.”
•
Sayın Arınç, uzun yıllardır dile getirmeye çalıştığımız dejenerasyona dikkat çekiyor.
“Zararın neresinden dönsen kâr.”
Sayın Bülent Arınç, medyanın yoğun ilgi gösterdiği bir devlet adamı olarak çok hayırlı bir işe imza atmıştır.
Son vakitlerde hızlanan “manevi erozyon meselesi üzerinde tefekkür” çabasına büyük katkı sağlamıştır.
•
İşimiz çok.
Okullarımızdaki “seçmeli” derslerle halledilebilecek bir mesele değil karşımızdaki.
“Test ile tost arasına sıkışmış” koskoca bir gençlikle karşı karşıyayız.
Bir vakitler genci aşka getirmek için bir “Hadis” yeterli olurdu, şimdi “Hatim” indirsen tesir etmiyor!..
Gençliğin kahir ekseriyeti, “Şu memuriyete kapağı bir atsam… İş garanti. Cumartesi Pazar tatil, yıllık izinler, raporlar… Ooooh kebap!” muhabbetinde…
Her gün yeni bir şarkıcı bozuntusu türüyor…
Bu kâzip şöhretlerin isimlerini nasıl ezberliyorlar, uyduruk güftelere kıvrak ritimlerle yedirilen şarkıların sözlerini nasıl akılda tutuyorlar hayret ediyorum…
Kafalarında kanalizasyonlardan boca edilen bunca “necâset” varken, faydalıyı nasıl görecek, nasıl fark edecekler, bilemiyorum…
Sadece gençler mi…
Geçtiğimiz günlerde, bolca manevi mesajın verildiği bir sivil toplum etkinliğine katıldım.
Başkan Bey çıktı maneviyat tarafı ağır basan onca laf etti.
Kürsüden inmesinden beş dakika sonra bir de ne görelim…
Hoparlörlerden bir bağırtı:
“Ne zaman şarhoş oldun da kaldıramıyon kolları!..”
Örtülüsü, örtüsüzü, bıyıklısı bıyıksızı yüzlerce vatan evlâdı, vur patlasın çal oynasın!..
•
Sayın Bülent Arınç çok iyi yaptı çok…
Umarız, bu insanların kollarını kaldıramayacak kadar sarhoş olmalarının sebebine ve manevi hastalıkların tedavi yollarına ilişkin tefekkür çabamıza katkı sağlar bu çıkışı.
Zararın neresinden dönsen kâr!..
GEÇMİŞ OLSUN SAYIN ARINÇ
Yazımızda sözlerine geniş yer ayırdığımız Sayın Bülent Arınç, safra kesesinden başarılı bir ameliyat geçirdi.
Kendilerine geçmiş olsun dileğimizi iletir, sağlık ve afiyet temenni ederiz.