Tevafuk
Günün mânâ ve ehemmiyeti üzerine gündelik okumalar yaparken, bir siyasi partimizin (HYP) web sitesinde Tülay Hergünlü isimli yazarın 14 Ağustos 2008 tarihli çok dikkate değer bir yazısıyla karşılaştım.
Bazı noktalama işaretleri dışında yazıyı olduğu gibi dikkatinize arz ediyorum.
*
Türk insanı yaşamının her anında birileri tarafından aldatılıyor ve kendisi de birilerini aldatıyor!.. Her geçen gün beyaz yalanlara başka beyaz yalanlar ekleniyor. Aldatmanın ve aldatılmanın en fazla İş ve siyaset çevrelerinde olduğunu söylersem abartmış sayılmam. Bir de din adına aldatmak ve aldanmak var! İşte birkaç örnek;
İş hayatında; ... "Kendisi toplantıda, ne zaman çıkacağını bilemiyoruz!" İstatistiklerde "2007 için kişi başına düşen millî gelir 9.269 USD oldu!" Kadın-erkek ilişkilerinde; "Hayatım, o benim için hiç bir değer ifade etmiyor!"
En kötü aldatma ve aldanmaların yeri ise siyaset ve siyasî ortamlardır. Birlikte yola çıkan, ya da çıktığını zanneden pek çok partili birbirini aldatır ve aldanır!.. Birbirlerinin gözünü oymak ya da oturduğu yerden kaydırmak için bin bir oyun sergilenir. Sözüm ona omuz omuza mücadele ettiğiniz partidaşınız bir de bakmışsınız sizi satıvermiş!.. Yüzünüze, "prensesim!" diyen dostlarınız arkanızdan sizi "köylü" olmakla suçlayıvermiş!.. Oy almak için neredeyse ... öpülen köylü vatandaşların köylülüğü hakaret malzemesi olarak kullanılır olmuş!..
Dedikodu, gıybet, riya ve ikiyüzlülük sınır tanımaz!.. "Ben" yaparım, "ben" bilirim zavallılıkları; kibir, yanındakini aşağılama, kasasına, makamına göre davranma, iş ve ihale kovalamacaları... Kısaca partiyi çıkarlara âlet etme çabaları... Lidere ya da cebi dolgun üyelere yanaşan seviyesiz genç kızlar, kadınlar...
Dinî siyasete âlet eden bir partideyseniz, partidaşlarınızı namaz kıldığınıza ya da oruç tuttuğunuza inandırmak zorundasınızdır... Bu tarz partilerde Atatürk'e sövmek moda olmuştur!..
Pek çok parti lideri ise en fazla aldatan olmuşlardır!.. Hiçbir şey yapmasalar, beyaz yalanlara başvururlar: "Türkiye'ye çağ atlatacağız" "İnsana önem veren, insan merkezli, insanı onur burcuna oturtan bir partiyiz" "Biz Anadolu insanını da biliriz, tezek kokusunu da", "Ben bu halka asla yalan söylemeyeceğim"
Elbette siyasî yalanları saymaya kalksak ciltler dolusu yer tutar. Siyasiler önce kendi üyelerini aldatır, sonra halkı. İlk anda aldanan halk ise miting meydanlarında ya da başka ortamlarda alkışladığı siyasilerden intikamını sandıkta alır!..
İlim sahipleri, aydınlar, aydın geçinenler de bir şekilde aldatır. İlmine, bilgisine güvenirsin, bir de bakarsın ki yaşadığı aynı şey değil!.. Bu en kötü aldanışlardan birisidir. Yüce Yaradan Şeytan'a da ilim vermiştir...
Günümüz medyasının büyük bir bölümü de aldatmaktadır. Tarafsız olmayan, yandaşlık ve kesedaşlık uğruna halkı aldatır, yanlış yerlere yönlendirir. Bilgi kirliliğine yol açar. Aldatan bir kez aldatır, aldanan da bir kez aldanır. Aldattığını zanneden ise aslında kendisini aldatmaktadır. Aldanan er ya da geç aldandığını anlar; uyanır, ayağa kalkar ve gereğini yapar. Peki ya aldatan?!
En acımasızı ise Allah ile aldatanlardır. Bugün Allah ile aldatılmanın faturasını tüm Türkiye ödüyor. Ama Allah ile aldatanlardan daha zalimi vardır; Allah ile aldatıldığımızı söyleyenler!..
İşte onlar en yaman aldatıcıdırlar!