Recep Tayyip Erdoğan hesap versin ama karışmasın!..
Dolar ve enflasyonun bir miktar tırmanmasını gerekçe göstererek haftalık repo faizini yüzde 4.5’tan yüzde 10’a tırmandıran...
Yani “Twitleri” katlayan...
Pardon, faiz oranlarını katlayan Merkez Bankası bugün ne yapıyor?..
Dolar ve enflasyonun dibe vurduğu, bütün verilerin kaymak kıvamında geldiği bu dönemde, “faiz indirimine” bir türlü yanaşmıyor...
İşte, onca tepki, onca isyan; geçtiğimiz günlerde lütfen “yarım puancık” bir indirime gittiler.
Sen faizi bir anda yüzde 4.5’tan yüzde 10’a tırmandır ve sonra, yüzde 10’dan “yarımşar puan” indirmeye başla...
Malı yabancı/yerli “faiz lobisi” götürsün.
Gezicileri tasmalayarak sokaklara süren “faiz dışı gelir kaynaklı vergi rekortmenleri” götürsün.
Öküzler, boğalar götürsün!..
Esnaf batsın.
Çiftçi batsın.
Reel sektör batsın.
Faizdeki her bir puanlık artışın maliyeti 1 milyar dolar; ülke batsın.
Bu nasıl iştir?
Enflasyon düştü, dolar düştü, cari açık düştü ama faizler bir türlü düşmüyor.
E, Merkez Bankası bağımsız.
Twitter kararından sonra You Tube kararıyla da parmak ısırtan Anayasa Mahkemesi de bağımsız.
Sayın Haşim Kılıçdaroğlu da öyle.
Herkes bağımsız.
Bir hükümet bağımlı.
Bir Recep Tayyip Erdoğan bağımlı!..
Ülkenin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan karışmayacak hiçbir şeye.
Recep Tayyip Erdoğan, sekiz seçim üst üste rakiplerini ezim ezim ezecek, sürüm sürüm süründürecek ama ülke yönetiminde söz sahibi olmayacak.
“Risk” tamamen Recep Tayyip Erdoğan’da olacak ama kararı başkaları verecek.
Davul Recep Tayyip Erdoğan’ın boynunda olacak ama tokmağa “bağımsız” organlar vuracak!..
Ülke ekonomisi bozulduğunda hesabını Recep Tayyip Erdoğan verecek ama kritik kararlarda Recep Tayyip Erdoğan etkisi olmayacak.
Bir kurul toplanacak ve faiz oranlarını “üçe” katlayacak.
Sen...
Şöyle hafiften “olmuyor ama” dediğinde birileri ayağa kalkıp...
“Hoooop!” diyecek;
“Hesabını ver ama gidişata karışma!”
Ne yani;
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Türkiye Belediye Başkanı mı oldu?..
Bir Başbakan, faiz oranlarına karışmayacak da neye karışacak?..
Bir Başbakan, yönettiği ülkenin üreticisine kan kusturan kararlara müdahale etmeyecek de neye müdahale edecek?..
¥
Merkez Bankası’nın “faizleri katlamasının” ardından yaşananlara bakın...
Sonuçlara bakın.
Neydi temel hedef; Dolar/TL kurunu geriletmek.
Merkez Bankası “Twitleri” pardon “faizleri” katlayınca, dolar ilk anda biraz duruldu.
Sonra...
Yeniden artış eğilimine girdi.
Sonra yeniden düştü.
Hızla düştü.
Dolar’ı gerileten Merkez Bankası’nın “faizleri katlaması” olmadı.
Ya ne oldu?..
Bu aziz milletin yerel seçimde, iradesini hiçe saymak isteyenlere indirdiği ağır darbe oldu!..
Millet vurdu, dolar düştü.
Millet vurdu, enflasyon düştü.
¥
Merkez Bankası ise direniyor.
Niçin?..
Belli değil.
Merkez Bankası yönetimi bağımsız, kimse laf edemez.
Bir gecede “faizleri üçe katlayanlar”ın maaşları maaş, lojmanları lojman, makam arabaları o biçim, sekreterleri uzman.
Faizler üçe katlandığında olan üreticiye olur.
O üretemez.
Üretemezse çalıştıramaz.
Çalıştıramazsa...
Ben işsiz kalırım.
Kararı verenler işsiz kalmaz!..