Kurtulmuş: “Ne olursa olsun, hareketin lideri Sayın Erdoğan’dır!..’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Kastamonu’da, yani memleketimizde bir araya geldik.
Kastamonu’nun muhteşem tarihi ve tabii güzellikleri arasında, “Böylesine muhteşem hazinelerle dolu bir şehir nasıl olur da bu kadar kıyıda köşede kalır?”ı tefekkür ettik.
•
Uzun yıllar boyunca tercihini “statüko”dan yana kullanmış olmanın faturasını ödeyen Kastamonu, son 12 yılda ve özellikle de son birkaç yılda önemli mesafeler kat etti.
Şehrin kültürel zenginliğine yakışmayan bir üniversitesi var, eğitim kurumları istenen durumda değil, hâlâ “en geri kalmış iller” arasında ama…
Bu durum inşallah kısa süre içinde değişecek.
Havaalanı, hızlı tamamlanan geniş yolları, her geçen gün artan yatırımcı ilgisi sayesinde, Kastamonu memleketin “yükselen yıldızı” olacak.
•
Kastamonu işleri özetle böyle.
Gelelim memleketin, özellikle de Ankara’nın işlerine.
Sayın Numan Kurtulmuş’la, muhteşem orman ikliminde sohbet ederken, konuyu oraya getirdik…
Dedik ki;
“Efendim, Sayın Erdoğan Köşk’e çıktığında sıkıntı olur- olmaz, bu tartışılıyor… Sonuçta insanların beklentileri var, hırsları var…”
Sayın Kurtulmuş’un altını çizdiği nokta çok önemli…
Şu sözleri:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu hareketin tartışmasız lideridir. Sayın Erdoğan hangi pozisyonda olursa olsun, bu hareketin lideri olacaktır.”
•
Bugünlerde bazı isimler telaffuz ediliyor.
Birileri “AK Parti’den kopmalarla yeni siyasi hareketlerin doğabileceğini” vesaire öne sürüyor.
Sayın Kurtulmuş ise böyle bir harekete başarı şansı vermiyor.
Diyor ki;
“30 Mart seçimlerinde elde edilen muazzam başarı, Sayın Erdoğan’ın milletimizin gönlündeki yerini ortaya koymuştur. Sayın Erdoğan Türkiye’deki değişim hamlelerinin öncüsüdür ve milletimiz kendilerini böyle gördüğünü 30 Mart yerel seçimde çok net bir şekilde ortaya koymuştur. 30 Mart bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi, ‘yeni bir model’ e geçişin en önemli kilometre taşlarından biri olacaktır. 2015 seçimlerinden çıkacak sonuç da Türkiye’nin önündeki birkaç 10 yılı için belirleyici olacaktır. Milletimiz, bütün bu süreçlerin lideri olarak çok net bir şekilde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı işaret etmiştir.”
•
Sayın Kurtulmuş’a “Ekmeleddin İhsanoğlu”nun “CHP, MHP, Paralel yapı koalisyonu” tarafından “çatı adayı” olarak öne çıkartılmasına ilişkin düşüncelerini de sorduk.
Rahmetli Ali Fuat Başgil’in generaller tarafından başına silah dayanmak suretiyle adaylıktan vazgeçirildiği günlere atıfta bulunan Sayın Kurtulmuş dedi ki;
“Birileri o günleri geri getirmenin çabası içinde olmuşlardır. Ama bu aziz millet her seferinde göstermiştir ki, o günler çok çok geride kalmıştır. Bu milletin şarkısı türküsü, çarşısı pazarı, tarihi kültürü, camisi mescidi ile problemi olan hiç kimse cumhurbaşkanı olamayacaktır. Bununla birlikte, görünen odur ki, siyaset dışından gelen biri de Cumhurbaşkanı olamayacaktır. Ben Ekmeleddin Bey’in seçilme ihtimalini çok çok düşük görüyorum. Sayın Ahmet Necdet Sezer gibi ‘emniyet sübabı’ niteliğinde olduğu düşünülen modellerin tutması pek mümkün görülmemektedir…Cumhurbaşkanımız, çok çok büyük bir ihtimalle AK Parti’nin işaret ettiği isim olacaktır.”
•
Sayın Kurtulmuş ile iki saat boyunca onlarca meseleyi konuştuk.
Şunu ifade edelim ki, Sayın Kurtulmuş’un gizli gündemi yok.
Kulis çabalarına prim vermiyor.
Ortamın hassasiyetinden istifadeyle AK Parti’nin ve dolayısıyla Türkiye’nin büyük kayıplara uğraması için “fitne” üretenleri gündemine almıyor.
Odaklandığı yegâne mesele, “Bütün kişi ve kurumların milletin emrine gireceği” bir modelin oluşturulmasına katkıda bulunabilmek.
Şu söylediklerinin altını özellikle çizmek istedim:
“Seçilmişlerin kullanması gereken siyasal erki kurumlara paylaştıran bu yapının mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir. Bu memlekette güçler ayrımı yoktur güçler parçalanması vardır. Yasama ve yürütme milletimizin denetim alanı içindedir ama yargı milletimiz tarafından denetlenememektedir. Meselemiz, bütün yapıları milletimizin denetimine almaktır. Milletimizin denetiminin dışındaki odaklar, hâlâ seçilmişlerin yetki alanına pervasızca müdahale edebilmektedir. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimlerinden arzu ettiğimiz neticelerle çıktığı takdirde problemlerinin büyük kısmından kurtulacaktır. Ülkemizin önünde böylesine büyük meseleler varken, kişisel meselelere yoğunlaşmak son derece yanlış olacaktır.”