Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Din insanlar içindir

Din insanlar içindir

Maymunlara ne peygamber gönderilmiştir, ne de kitab...
Hayvanat takımı dine inanacak akla sahip değiller... Ne yazık ki bazı insan kılıklı canlılar, akılları basmasa da dini konulara eleştiri atışı yapmaktan geri durmazlar...
Ne güzel demiş şairin biri:
"Dinime dahleden bari müselman olsa..."
Müslümanlık herkesin taşıyabileceği kadar hafif bir çanta olmadığı gibi, din muhaliflerinin batarya atışlarıyla yıkılacak derecede zayıf bir yapıya sahip olmadığını bilelim...
Bugüne değin, çok geri zekalıdan, İslâm yontuculuğu yaptıklarına şahit olduk...
Amma kervan durmadı, yürüdü...
"Lütfen bir kadeh sayın Başbakan" çağrısı yapan meşhur tarassut köpeği, aklınca Başbakan'ı içkiye zorluyor... İçki olmasa bile içkiye benzer bir kadehle medya karşısında poz vermeye çağırıyor...
Hani, "Boynuz kulağı geçer" sözü yabana atılacak bir söz değil... Acaba fırıldak Hakan mı öğretiyor bu cinlikleri diye aklıma gelmiyor değil...
Dindar kalemler "Sen de bir gün sabah namazına katıl" davetinde bulunuyorlar...
Cevaba bakar mısınız?
"Namaz içkinin muadili midir?.."
Ben, mukabil çağrıda bulunanları da anlamış değilim... Sırf öfkelerini tadmin için "namaza çağırdıkları" kanaatındayım...
50 yıldır içe içe alkol küpü olmuş birisini cami içine sokarak, o kutsal mekânı kirletmek mi lazım?
Her zaman söylerim;
İsteyen istediği gibi düşünür, istediği gibi inanır, istediği yerlere gider... Kimsenin müdahele hakkı olmamalı...
Amma bizim din karşıtı zevat galiba kendilerini müstesna sayıyorlar...
Din nedir? Allah var mıdır? Peygamber gelmiş midir?
Hiç birisini bilmezler veya bilseler de şeytanlıklarından cevabını vermezler, fakat medya poligonunda dine batarya atışı yapmaktan da geri durmazlar...
Ramazan yaklaştı...
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte kaç çeşit dolap çevrileceği, kaç türlü yalan savrulacağı, kaç çeşit iftiralar gündeme taşınacağını yakında göreceğiz eğer sağ kalırsak...
Kırk yıldır namaz kılmadığını ikrar eden adama, "Bir sabah namazına gel" çağrısı yapmak hatalıdır.
Hani derler ya:
"Kırk yıllık Kani, olur mu yani?"
Herhalde olmaz... çünkü nasırlaşmıştır inançsızlıkları...
Şeytan iğvasına kapılmayanları medya iğvası ile yoldan çıkarmanın mücadelesini veren kişiler neyin peşindedirler?
Galiba buldum cevabını:
Ya patronlarının ihale çıkarları, ya da şeytani sonuçlar çıkacak bir belirsizliğe sevketmek...
Her ikisi de tehlikeli ve günah yolları...
İki kadeh içki çekerek kafası dumanlanan insan, herhalde getireceği zararı düşünemez...
Amma içmedikçe şeytanla mukavelesi olamaz...
Allah göstermesin içki içmeyen birilerini meyhane kapısına kadar çekerek resimlemeleri onlar için bir kazançtır...
Başbakan zaaf gösterir mi, bilemeyiz...
Eline kadeh almasa da makamında ağırladığı kartel meddahlarıyla her yapacağı röportaj mutlaka aleyhinde kullanılacaktır...
Ermeni evlatlıklar şu anda taarruza kalkmış vaziyetteler... Gerilere dönüş yapanların secerelerini öğrenebilsek, belki bizler için faydalı olur...
Her müzmin meselenin "demokrasi içinde çözüleceği" fetvasıyla maruf 9. zat ile giyeceğimiz ayakkabının, yiyeceğimiz ekmeğin ne gibi şartlar taşıması gerektiğine dair sayın Sabih Kanadoğlu hukukçumuza sorarsak, sağlıklı bir cevap alabilir miyiz acaba?
Sağolsunlar her konuda ahkâmcıdırlar... Bizi kırmazlar...
Tescilli saldırgansın, tescilli yalancısın
Sözlerin meşbû değil, git ne dersen de gayri.
Hırsızlık üstadısın, doymaz bir talancısın
Tükettin herzeleri, var ne yersen ye gayri.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi