Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Asıl olan bundan sonrası

Asıl olan bundan sonrası

Kılıçdaroğlu garibim iyice köşeye sıkıştırıldı.

 “Erenler, bir garip yolcuyu nereden buldun getirdin?”

Nereden bulacak?

Acısı ile hacısı ile Pensilvanyası ile buldurdular...

MHP de aynı istasyondan mazot aldığı için o da bu vagona bodoslamadan takıldı.

Bir lokomotif arkasında renk renk vagonlar, seyret gümbürtüyü...

Erdoğan, hiç kuşkusuz yakında çok yetkili cumhurbaşkanı.

Bu durumda sen hancı Kılıçdaroğlu yolcu.

Hazır silah Mustafa Sarıgül tetikte bekliyor, belki de proje hazır, oyunla gelen oyunla gidebilir. Sarıgül, hem İsa’dan, hem de Musa’dan olmasını pek iyi becerenlerden.

Rejimin rengine uygun tam da bir politikacı.

Hatta Ekmeleddin beyefendi ile huyları yakın.

Üstelik sağ olsunlar Hocaefendi kendisini evladı gibi severmiş...

Daha ne kaldı geriye!

Çatı dedin mi al sana hartamalı çatı.

Biri genel başkan, diğeri de yedek başkan.

Cemaatçiler de yalınayak peşlerinde...

Eskiden dam derlerdi, dam aktı mi ailenin de yüreği akardı.

Şimdi ise işi çatıya çevirdiler.

Çatı “çatlamaktan” geliyor, Erdoğan köşke çıktığı gün çatlayacaklar.

Hadi onlar eskiden beri çatlaktırlar...

Cemaatten olup da olup bitenler karşısında hâlâ Pensilvanya diyenlere ne demeli.

Bakıp da görmeyen gözler, duyup da işitmeyen kulaklar...

Yine de ben sormuş olayım.

Samanyolu televizyonlarını hiç izlemezler mi?

Her iki Zaman Gazetesi’nin “sol kesime kıyak iktidara dayak” nevinden yazılarını hiç okumazlar mı? Ülkeyi yurtdışında nasıl kötülediklerini hiç mi kulakları duymuyor?

Genç kızları sahnelerde zıplatmanın, teşhir ettirmenin fetvasını kim verdi?

Haramı teşhir ettirme adına var mı öyle bir İslamiyet?

Varsa biz de bilelim, değilse bu kervanı kim yürütüyor?

Hem o sahneler ne işe yarayacak?

“İşte Müslümanlık budur mu” diyeceğiz?

Yoksa Papa’ya şirin görünmek mi?..

Biz bunları beş yıl öncesinde yazdık ve ikaz ettik.

Demiştim ki, birileri cemaati cemaatleştirip iktidarla kapıştırma hazırlığında.

Hatta ileride açacakları cephenin başlığı “iktidar cemaat kavgası” olacak.

Devamında laikçilerle İslâm’ı kesimin vuruşmasını hazırlıyorlar...

Giderek o günlere yaklaşıyoruz.

Uzun yıllar tutuklu kaldıktan sonra serbest kalanlar soruyor, “bizi neden tutukladınız, neden saldınız”? Bu sorular basit cevaplarla geçiştirilemez.

Kızıştırdılar şimdi de kapıştıracaklar...

Bunları çokça konuşacağız da biz şimdi yarına bakalım.

Seçim sonrası AK Parti bölünsün diye önemli bir ismi öne çıkaracaklarını umut ediyorum.

Muhalefet “hele o bir gitsin gerisi kolay” diyorsa da, Başbakanın “yetkilerimi kullanacağım” şeklindeki açıklaması bu kesimi kara kara düşündürüyor...

Yetkili bir cumhurbaşkanı sokak muhalefeti yapanlara ters geleceğinden bu sefer de “diktatör” kozunu kullanacaklar. O bakımdan geleceğin zorlukları geçmişten farklı olmayacağını düşünüyorum.

Devlet işi zor iştir, hele de her şeyini ithal ettiğimiz bir devlet yapılanmasında taşlar iyice yerine oturmadığından tuğlayı çektin mi arkası gelirse bir işe yaramaz.

Bu bakımdan, Başbakan’ın yükü oldukça ağır.

Bundan sonrasında başbakan hatta parti başkanı kimin olacağı oldukça önemli.

Yetkilerini kullanacak bir cumhurbaşkanı ile her başbakan çalışamaz.

Bunun da ötesinde, sen yapmazsın ama seni kendi haline rahat bırakmazlar.

Abdullah Gül, dışlandığında o yaşta siyaset dışı kalacağını sanmam.

Her şey olabilir.

Ne var ki sağlam kadrolar her zaman ilerler, sakat kadrolar kısa mesafede çöker.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi