İhsanoğlu’nun Referansı Nazım Hikmet
Seçimlere az bir zaman kala söylenen sözler, alınan yahut alınamayan pozisyonlar belirleyicidir.. Öyle bir laf edersiniz ki yıllar boyu ilmek ilmek işlediğiniz emek verdiğiniz bir duruşu yerle bir edebilir.. Önceki gün Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başına tam da buna örnek sayılabilecek bir iş geldi.. Detaylarını biliyorsunuz.. İstiklâl Marşı’nın sözlerini okudu ve sonra kameralara dönüp dizelerin “Çanakkale Şehitlerine” şiirinden olabileceğini söyledi.. İlkokul tahsili yapmış Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümü İstiklâl Marşı’nın ilk iki kıtasını ezbere bilir.. Liseyi bitirmiş her yurttaş ise okunan sözlerin İstiklâl Marşı’nın “bir yerinden” olduğunu anlayabilecek durumdadır… Ekmeleddin İhsanoğlu formasyonunda bir ismin ise İstiklâl Marşı’nı ezbere tersten okuyabileceği varsayılır.. Demek ki değilmiş.. Bakalım kendisini aday gösteren MHP ve CHP ile onlara destek veren BBP ne diyecek bu duruma..
NAZIM MI AKİF Mİ?
Tam bu görüntüleri izleyip hayretlerden hayretlere sürüklenirken cep telefonuma bir mesaj geldi.. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ofisinden. Bayram tebriği.. “Çocuklarımız hep gülsün, şeker de yiyebilsinler” ifadesi geçiyor mesajda.. Çocukların öldürülmemesini isteyen milyonlarca şiir içinden Ekmeleddin İhsanoğlu bu dizeyi tercih etmiş.. Nazım Hikmet’in “kız çocuğu” şiirinin; “çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler” dizesini çağrıştıran o ifadeyi.. Milli şairimiz Mehmet Akif’in başyapıtını, bilmeyeceksin ama Nazım’ın şiirlerine bu kadar vakıf olacaksın.. Her hafta olduğu gibi, bu hafta da kafalarımızı karıştırmayı başardığını söylemeliyim..
•
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Bugünlerde “Ekrem Okutan”ın “Türkiye’de Siyasal Muhalefet” kitabını okuyorum.. Okutan, 1860 ile 1970 yılları arasını incelemiş.. Yazara göre 1970’ten bu yana kurulan partiler, öncekilerin devamı niteliğinde.. Kitaba baktığınızda bugünü mü okuyorsunuz 140 yıl evvelini mi okuyorsunuz anlamak güç.. Okutan diyor ki; “.. Türkiye’de siyasal muhalefet tarzı Batı’dakinin aksine demokratik mücadele şeklinde değil, iktidar olma şansının azaldığı, ümitlerin ortadan kalktığı hissi ile beraber illegaliteye sarılma, illegal örgütlere birlikte hareket etme şeklinde cereyan ediyor….” Tıpkı bugün gibi.. Özellikle muhalefeti temsil eden CHP’yi mercek altına alınca, demokrasi dışı yollardan iktidara heveslenme meselesinin, gen kodlarıyla ilgili olduğu sonucu çıkıyor ortaya.. Anlıyoruz ki, CHP geçmişte de günümüzde de seçkinlerden, asker, medya, sivil toplum kuruluşlarından aldığı destekle ya iktidarı gayri meşru yollarla indirtmeye tevessül etmiştir ya da iktidarda iken muhalefeti susturmayı tercih etmiş..
•
ESRA ELÖNÜ
“Işid’cilerle cinsel ilişkiye girmek cihad sayılır” diye yazmış dediler Esra Elönü için.. Nerede yazmış? Facebook’ta.. İyi de Facebook hesabı bile yok ki Esra’nın.. Bir gazeteci bu iddiayı “bu kadın kafayı yemiş” diye paylaşıyor twitter’da.. Bir kadın gazeteci ise buna cevaben “ahahaa bence adam bulamamış” diyor.. Doğru olduğu varsayımıyla yaptıkları dedi-kodudan devam etmeyeceğim.. Ama şu beni çok tedirgin etti; ilk refleks olarak “dememiştir canım böyle bir şey” diyemiyor insanlar.. Sorsan “gerçek olmadığını öğrenince özür diledik” diyorlar.. Zihniyetiniz özür dileyerek temizlenmez ki.. Evli bir kadın için aleni “adam bulamamış” dedikten sonra özür dilediğinizde sizin aslında ne kadar iyi insanlar olduğunuza mı inanacağız?..
•
ÖLDÜ AMA BİZDEN DEĞİLDİ
Dün Murat Göğebakan’ı kaybettik. Uzun zaman savaşını verdiği lösemiye yenik düştü. Allah rahmet etsin. Bazıları ünlü sanatçının ölüm haberini verirken; “Başbakan’a ‘uzun adam’ diye şarkı yapmıştı, hasta halinde Yenikapı’daki iftara da gitmişti” şeklinde başlık atmışlar.. Demek istiyorlar ki öldü ama bizden değildi, bilginiz olsun.. E insafınız kurusun… Kalın sağlıcakla.