Bu ihale ertelenmeli
Nüfus ve vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğü, yeni T.C. Kimlik kartı için bugün ihaleye çıkıyor. Eski Tübitak Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ın hazırlattığı ihale şartnamesine bakacak olursak, Amerikan merkezli tek bir firma dışında hiçbir firmanın şansı yok.. O firmanın da Türkiye’de hangi güçlerle ilişki içinde olduğunu bilmiyoruz... Dolayısıyla ciddi bir güvenlik riskiyle karşı karşıyayız.. Çünkü ihaleyi kazanan firma, otomatik olarak hepimize ait en mahrem bilgilere sahip hale gelecek.. İki gün evvel Hasan Karakaya, bütün riskleriyle beraber bu ihalenin neden iptal edilmesi gerektiğini açıkça yazdı.. İnternette taratınca, daha evvel Sabah ve Yeni Şafak Gazeteleri’nde de konuya ilişkin ikazların yapıldığını gördüm.. Ancak ilginç bir şekilde ihaleden geri adım atılmış değil..
•
Sevgili okurlar, paralel yapı dediğimiz oluşumun ana çalışma prensipleri arasında bir veri bankası oluşturmak olduğunu biliyor muydunuz? Sadece benim hakkımda hiç sebep yokken onlarca suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurularının bir kısmı davaya dönüştü bir kısmı dönüşmedi. Ancak davaya dönüşsün dönüşmesin, kimlik tespiti, adres tespiti, gelir bilgisi, iş ve aile durumu gibi bütün kayıtlar veri bankalarında güncellendi.. Bugüne kadar yapılan suç duyurularına bakıyor ve şaşkınlıktan yorum yapamıyordum. Cezası ‘kapı girişinde tek ayak üstünde beklemek’ bile olamayacak kadar basit meseleler için neden binlerce lira masraf yapıp da suç duyurularında bulunuyorlar diye.. İşte tam da bu yüzden.. Yani bir veri bankasına ihtiyacı var paralel devletin.. Bunu da bu yolla yapmaya çalışıyordu.. Dikkat etmediniz mi? “Bunda suç olacak ne var?” dediğiniz yüzlerce dava.. Kazanabilme ihtimali yok.. Deli gibi harç parası yatırıyor, avukatlara servet ödüyor.. Niye?.. Yıllar boyu süren telefon dinlemeleri, günlerce devam eden kameralı izlemeler... Hepsi bir veri bankasına sahip olabilmek için.. Kimsiniz, nerede oturuyorsunuz, çocuğunuz nerede okuyor, ne iş yapıyorsunuz vs..Tüm bu verileri toplayıp arşivlemeye çalışıyordu paralel yapı.. Telefon dinlemelerine bakın.. Binlerce ilgili-ilgisiz kişi dinlenmiş seneler boyu.. Birini dinlemişler, onun telefonla konuştuğu ikinci kişiyi de dinlemişler onun telefonla konuştuğu kişileri de.. Neden peki? Çünkü bu yolla veri elde ediyorlardı.. Oysa bunun daha pratik bir yolu olmalıydı.. Birisi dosya içinde anahtar teslim 80 milyon yurttaşın en mahrem bilgilerini yahut bu bilgilere ulaşabilme anahtarını teslim etmeliydi bu yapıya.. İşte kimlik kartı ihalesine bu açıdan bir daha bakmanızı öneririm..
•
Benim kaygılarım nereden kaynaklanıyor, onu da arz edeyim.. İhale şartnamesini, TÜBİTAK’ta, 17/25 Aralık Darbe Girişimi sürecinde şaibe altında kalan bir ekip hazırladı.. Bu ekibin paralel yapının bir unsuru olduğu ifade ediliyor. Ve o paralel yapı şu anda yasadışı dinlemeler ve casusluk suçlamasıyla soruşturuluyor.. Şimdi o şartnameye baktığımız zaman, bu işi yapacak olan firmanın ABD merkezli “M2SYS” isimli firmayla çalışır hale getirdikleri sisteme uyumlu olması gerektiğini görüyoruz...
•
Kişisel bilgilerimin, hangi gizli servisle yatağa girdiğini bilmediğim bir yapıya teslim edileceğine duyduğum kaygıyı dile getiriyorum sadece.. Tatmin edecek de bir yanıt arıyorum.. Aralarında MİT Başkanı’nın, Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’nın da bulunduğu yurttaşların tümüne ait en mahrem verilerin, bu güvensiz ortamda böylesine tartışmalı bir şartnameyle ihale ediliyor olmasından dolayı kaygılıyım.. Mevcut paralel soruşturmasının neticesini görmeden, bağlarını bağlantılarını ortaya çıkarmadan, yurtdışı ilişkilerini faş etmeden böyle bir ihalenin yapılması, açıkça intihar dalışıdır.. Kalın sağlıcakla.