Sayın Ahmet Davutoğlu “doğru tercih” mi?..
Bu soruya verdiğim karşılığa gelmeden, matrak muhabbete şöyle bir değineyim.
Sayın Binali Yıldırım, Sayın Davutoğlu’nun Genel Başkanlık için ilanının ardından “Bir sonraki gün sabah 11’de basın toplantısı” düzenleyeceğini açıklayınca fitne cephesinde bir heyecan bir heyecan...
Bunların sosyal medyada “avni”leri mi neleri var; fenomenmiş, her şeyi bilirmiş!..
“Kılavuz karga”larından alıntıyla “Bu kez tamam!” dediler,
“Binali Yıldırım kendisine sahip çıkılmadığını, verilen sözün tutulmadığını” filan söyleyecek.
“Çatlak” yapacak!..
Bizim okuyucular, yoğun bir şekilde mesaj gönderince...
Twitter tarafından yazdım:
“Merak etmeyin, Sayın Yıldırım hem Sayın Erdoğan hem de Sayın Davutoğlu’na desteğini ilan edecek ve bunların heveslerini kursaklarında bırakacak!”
Dün...
“Rüyadan kesilmiş” fitneci takımıyla dalgasını geçe geçe desteğini açıkladı.
“Hevesinizi kursağınızda bıraktığım için üzgünüm!” yollu ifadeler kullandı.
Fena halde dalgasını geçti Sayın Binali Yıldırım:::J))
Yazzzzzııkkk bu fitnecilere!
VE DAVUTOĞLU TERCİHİ
Evet geldik oraya...
Ankara’da herkesin kendisine göre hesabı var.
Bilhassa da küçük hesapların müzmin kölesi “klâsik muhafazakar” tipinin!..
Gri binaların şehrinde, öncelikle “güç” hesabı yapılır.
Güncel bir misal; düne kadar “paralel yapı”nın kapısında yatan, “paralel vakfı” ikinci adres belleyen, “temsilci”lerinin kuyruğunda dolaşan birçok zatın bugünlerde “paralel yapı ile mücadele kahramanı” pozisyonunu alması.
Yarın öbür gün başka bir “güç” öne çıkacak olursa, o “yeni güce” râm olacaklardır şüphesiz.
Ankara’nın klâsik muhafazakârı, şairin “ilk busede başlayacak talihinden şikâyete” ve “en ziyade mütemayil hıyânete” dizeleriyle tarif ettiği tiplerin arasında bir yerdedir.
“Şikâyet” ile “hıyânet” arasında bir yerde!
•
Bu tip çalışırken mızmızdır, çalışmamak için sürekli olarak bahane üretir.
Amma velâkin çıkarına dokundunuz mu birden harekete geçer; ihanet için gecesini gündüzüne katar; o sinik, pısırık, elleri göbeğinin aşağısında bağlı tip birden bire dikilir, tehditlere başlar.
Şantajlara başlar!..
•
Ankara’nın klâsik muhafazakârı eziktir; içinden çıktığı kesimin mensuplarından ziyade bir zamanlar, “köyünde, kasabasında” televizyon izlerken “erişilmez” gördüklerine ilgi gösterir.
Sosyeteye girmeye çalışan Türkan Şoray, kafada kitap yürüme eğitimleri!..
•
Ankara’nın klasik muhafazakârı okumaz, yazmaz, hal, hatır saymaz...
Yazarsa birilerine yazdırır.
Sayarsa para sayar!..
•
Bu tipin nice misali son zamanlarda önümüzden geçiyor.
Bu ülke için elini değil, kafasını taşın altına koymuş Recep Tayyip Erdoğan’ın ellerinden tutup bir yerlere taşıdığı kimi kifayetsiz muhteris tiplerin yaptıklarına bak; Allah’a “şükür”den, Kul’a“teşekkür”den uzak tipler.
Omurgasız.
Karaktersiz.
Vefasız.
•
Ankara’da “klasik muhafazakâr” tipinden uzak bir Müslüman gördüm mü ilgiyle izliyorum.
Rahmetli Erbakan Hoca’ya, Rahmetli Muhsin Başkan’a duyduğum sevgi ve saygının temelinde bu var.
Sayın Erdoğan’ı da en çok bundan dolayı takdir ediyorum.
Ezilmediği için.
Dik durmayı bildiği için.
Komplekse düşmediği için.
•
Benim için “Yeni Başbakan”ımız Ahmet Davutoğlu da böyle bir isim.
Tanıyabildiğim kadarıyla “kompleksi” yok.
Bu çok çok önemli, zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Başbakan’ın uyum içinde çalışmalarını engellemek için sürekli olarak tahkir ve tezyiflerde bulunacaklardır.
Yeni Başbakan’ı milletin gözünden düşürmek için daha şimdiden “Ahmet verme Tayyip’e Zahmet!” yollu rezil sloganlar üretmeye başladılar!..
Bu türden sataşmalar kendisinden şüphe duyan bir şahsı etkiler, Sayın Ahmet Davutoğlu ise “duruşu sağlam”, “kendinden emin” bir Devlet Adamı olarak bunlara bıyık altından gülüp geçecektir.
•
Sayın Ahmet Davutoğlu, “stratejik derinlik” yaklaşımıyla günün birinde mutlaka alt edilecek olan “gücün” değil, “Hak” ve “Adalet”in peşinde olan bir devlet adamıdır.
Ömrünü mazlumları savunmaya vermiştir, Dışişleri Bakanlığı boyunca da “mazlumlara destek olduğu” için zalimlerin hedefine yerleştirilmiştir.
•
Sayın “Başbakan”ın birçok meziyeti vardır.
“Engin birikim”i bu dönemde çok önemli, iç ve dıştaki muhataplarını bu yönüyle elbette etkileyecektir.
Günlerce uykusuz kalmaya dayanabilecek hale getirdiği bünyesi, çok ağır yüklerin altında –inşallah- ezilmeyecektir.
Birçok önemli vasfı var.
Bence en önemlisi “güvenilirlik.”
Sayın Erdoğan’ın çevresinde az sayıda “itimat” edilebilir isim vardı.
Bunların önde gelenlerinden Sayın Davutoğlu, “diğer faktörlerin” de etkisiyle tercih edilen oldu.
•
Çok zor bir dönemden geçeceğiz.
Şu 2015 seçimlerini sağ salim atlattı mı ülke, uzunca süre gerginlik yok.
Yol açık Allah’ın izniyle.
Sayın Davutoğlu “doğru tercih” gibi.
Allah utandırmasın.