Reis-i Cumhur
Erdoğan yüzde 52 nispetinde oyla sandıktan çıktığında “Bir Millet Devrim Yaptı” demiştik.. Sahiden bir devrim ama henüz tamamlanamamış bir devrim olduğunu görüyoruz şimdi. Yargıda, bürokraside, yerleşik yapılar içinde devrim tamamlanabilmiş değil. Ama bu bir mücadele ve devam ediyor.. Evet zafere gidiyor ama ‘Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer’e.. Şimdi çok önemli bir aşaması tamamlandı. Çoğu gitti azı kaldı.. 27 Ağustos’ta Ankara Arena’daki ve dünkü manzarayı izleyen müesses nizamın değişmez temsilcileri sinirden şapkalarını kemiriyor şu anda.. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan Reis-i Cumhur, Ahmet Davutoğlu Hoca ise Başbakan. Ve bugün kabine açıklanacak. Türkiye’yi büyük hedeflere götürecek olan Yeni Türkiye’nin yıldız kadrosu.. Rüya Takım. Bu ülkenin zencileri Büyük Türkiye’ye istikamet çiziyor. Bunu öyle hafife almayın a dostlar. Statükoya, vesayete karşı verilmiş bir mücadelenin sonuçlarıdır Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin başında olduğu bir ülke. Devrimin siyasi ayağı, bugünkü kabineyle birlikte de fiilen tamamlanmış olacak. Ondan sonra önümüzdeki hafta müzakere edilecek olan hükümet programı ardından da o programın uygulanması gelecek. Sesleri çıkmayan milyonların umudu Erdoğan Köşk’ün kapısından girdi ya, bundan sonra her şey olur.. Nasıl bu kadar kendimden emin biçimde söylüyorum onu da arz edeyim. Çünkü Erdoğan Köşk’e girerken kapıda bir şey bırakmadı. Çantasında ne varsa onunla girdi. ‘Az denge gözeteyim, biraz şunların gönlünü hoş tutayım, bir lokmacık şunlara şirin görüneyim’ gibi bir derdi olmadı. İsrail ise İsrail, PKK ise PKK, paralel ise paralel. 9 Ağustos’ta ne diyorsa Erdoğan, 11 Ağustos’ta da aynı şeyleri söylemeye devam etti. Dahası 27 Ağustos’ta Başbakan Davutoğlu da hem çözüm sürecinin kararlılıkla uygulanacağı hem de paralel yapıyla mücadelede bir saniye tereddüt etmeyeceklerini ilan etti.
ZENCİLER KAZANDI
Bu sabah güneş Yeni Türkiye’ye doğdu.. Gördünüz değil mi TBMM’de yaşanan rezaleti. Eski numaralardan öte marifeti olmayan dar ve çapsız zihniyetin neler yaptığını.. Diyorlar ki; ‘2001’de de kitapçık fırlatılmıştı darmadağın oldu Ecevit Hükümeti, şimdi bir daha fırlatalım bakalım ne olacak’.. Beyinlerinizi fırlatıp atmışsınız, bir içtüzük kitabının lafı mı olur?.. Ayrıca o gereksiz söz ve madde dizinlerinin yazılı olduğu kitaplara kutsiyet atfeden sizlersiniz. Bence de fırlatıp atalım yenilerini yapalım. İçtüzüğün de Anayasanın da.. Ama öyle kürsüye doğru fırlatarak kriz çıkarmaya gayret ediyorsanız boşuna hevesleniyorsunuz.. Bakın bilginiz olsun diye açıklayacağım. 10 Ağustos akşamı; Statüko kaybetti, yerleşik düzen kaybetti, para babaları, kapitalist rejimin temsilcileri, komprador burjuva aileler, yerleşik düzen, masonlar, Yahudi lobisi kaybetti, kendini bu ülkenin asıl sahibi zanneden egemen güçler, Kemalist rejimin devamından yana duranlar, namaz kılmayı suç sayan zihniyet kaybetti.. Ezanı yasaklayanlar, camileri ahıra çevirenler tarihin çöp sepetindeki hakkettikleri yeri aldılar. 2005’te Diyarbakır konuşmasıyla Kürt Meselesine neşter atan, 23 Nisan’da, 1915 Trajedisi için Ermenilerin acılarını paylaşan, CHP zihniyetinin yaptığı 1938 Dersim Katliamı için ‘devlet adına’ özür dileyen, Nazım Hikmet’in vatandaşlığını iade eden, hayat standartını yükselten, ekonomiyi doğrultan, Türkiye’yi özgürleştirenler kazandı.. Baskıcı rejim altında ezilen Aleviler, dindar Müslümanlar, Kürtler, öğrenciler, emekliler, emekçiler, işsizler kazandı.. Reis ve Hoca kazandı. Kalın sağlıcakla..