Adalet Yılından Geride Kalanlar
Bir yanlışın üzerine diğer bir yanlışı da eklerseniz sonucun kime yarayacağını oturup düşünmek lazım. En kritik dönemde en kritik görev yapanlar asıl “başlarını dik tutmalı” ve de ortamı gerçek şekilde tavırlarda bulunmamalıdırlar.
Cumhuriyet diyorlar, kutlamalarına katılmıyorlar.
Halkçılık diyorlar, halkın iradesine saygı göstermiyorlar.
Başı bay muhalefet Kılıçdaroğlu çekiyor.
Tabiki sürekli kaybetmenin hırçınlığı…
Durduk yerde Cumhurbaşkanını tebrik etmem, görüşmem tavrının tek bir anlamı hasetlik, çekememezlik olabilir. Kedinin uzanamadığı ciğere mundar demesi gibi.
O da her şeye mundar diyor.
Cumhurbaşkanlığı neticede bir makam, o makam kimsenin tapulu malı değildir.
Gitti biri geldi öbürü.
Yarın da bir başkası gelecek...
Adli Yıl kutlamalarına gelince, buradan da demokratik düzen gerekli dersini almış oldu. Kimin elinin kimin cebinde olduğunu pek anlayamadık.
Cumhurbaşkanı’nın törene katılmama haklılığı var.
Diyor ki Cumhurbaşkanı, “Barolar Birliği Başkanını çağırırsan ben gelmem.”
Bir önce ki Danıştay töreninde bu kişinin takındığı tavrı gördük.
Adam sırf iktidara çatmak için törenlere geliyor.
Yani bir nevi karıştırıcı…
O kişinin karşısında oturup da fırça yemek herhalde akıl kârı değil.
Kaldı ki burasını Yargıtay Başkanı Ali Alkan düşünmeliydi.
Başbakanla Cumhurbaşkanını törene çağırıp fırçalatmak yerine ortamı bozan Barolar Birliği Başkanını çağırmamak hem akıllılık hem de gidişatın gereğiydi.
Hakimlere “başınızı dik tutun” diyenler kendi başlarını dik tutamadılar.
Hakime “tarafsız ol” diyenin kendisi ne kadar tarafsız!
Bir süre önce Yargıtay seçimlerinde ki ittifak olayını gördük.
İktidar hırsını ruhundan bir türlü atamayanlar bir araya gelerek seçim ittifakı yaptılar.
Şimdi de Yargıtay Başkanlar Kurulu çoğunlukla almış olduğu kararı Yargıtay Başkanı’nın uygulamaya koyması bence büyük bir hata.
Doğrusu değil eğrisi yapıldı.
Pireden sebep yorgan yakılır mı?
Gider ayak benim de sınıf arkadaşım olan Ali Alkan’ın takındığı tavırı hiçte uygun görmedim. Sade ben değil, tarafsız gözle bakanlar da uygun görmediler.
Nedeni ise gayet açık.
Ortalığı sürekli karıştıran Barolar Birliği Başkanı yüzünden hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan, hem Adalet bakanı harcanmaz.
Buna tarafsızlık değil, taraflılık denir.
O bakımdan, bırakalım geride kalanlar kalsın.
Türkiye ilelebet yaşayacağına göre bundan sonrasına beyaz bir sayfa…
Yıkmaya değil, yapmaya bakalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.