IŞİD’in ortaya çıkarttığı foyalar…
IŞİD, henüz Irak ve Suriye’de hâkimiyetini tam sağlayamasa da küçük küremizde manşetleri, ekranları ve köşeleri çoktan ele geçirdi denebilir. Günlük, hatta anlık yaşamaya müptelâ medya için bu durum bulunmaz bir nimet. Haber bültenleri aranan kanı buldu sonunda!
Meselenin kötü yanı IŞİD üzerinden analizler yapılırken ‘düne dâir’ ne varsa üzerine sünger çekilerek yapılması. IŞİD’e uzaydan gelip dünyayı istila etmeye hazırlanan garip yaratıklar ordusu muamelesi yapılması müthiş bir algı operasyonunun ve İslam Dünyasındaki korkutucu hafıza zafiyetinin ve fikir fakirliğinin neticesi.
IŞİD vesilesiyle 11 Eylül’ün 13. yılında yeniden küresel bir gerilim üretmeyi başaran malûm odaklar bir taşla birçok kuş vurmak üzere programlarını çoktan yapmışlar anlaşılan. Esed, Caferi, Maliki, Sisi ve Netanyahu’nun yaptığı, izin verdiği, yol açtığı yüzyılın katliamlarını geçmişin karanlığına, beşerin unutkanlığına mahkûm edip bölgede yıllardır akan kanın ‘intikamını’ ve kararan hayatların ‘kısasını’ IŞİD’den alma retoriğiyle sözde koalisyon kurmak için kolları sıvayan aynı odaklar kuralı koyup oyunu oynayan taraf.
Bugüne kadar Afganistan ve Irak’ta ne olduysa bu kaosu Suriye’ye taşıyıp bölgede üç yıldır peşinden koşulan, uğruna şehitler verilen, mücadele edilen ‘bahar’ı kışa çevirmek, meşruiyet rüyalarını kâbusa dönüştürmek, direniş ve diriliş devrimini çalmak bu girişimlerin esas gayesi.
Hâl böyle olunca Türkiye’de de “Bugüne nasıl geldik?” sorusundan daha çok “Şimdi ne olacak?” tahlilleri daha çok para ediyor. “IŞİD nasıl doğdu ve motivasyonları neler?” sorusunu soracak feraset ve cesaretten mahrum çevreler, “IŞİD nasıl etkisiz hale getirilir?” sorusuna üçüncü, dördüncü, beşinci kaynaklardan cevaplar bulma peşindeler… Nâfile çabalar! Meyvesiz meşakkatler!
Bu çevrelerin ne ümmet davası ne mü’minlerin kardeşliğini gibi inançları var. Maalesef bu kifayetsiz muhteris medya kâhyaları “Bir olay çıksa da manşet yapsak!” veya “keyfimiz bozulmasın yeter” kafasındaki tipler! Haberi alınca “Ölü var mı ölü? Kafa kesme görüntüsü var mı?” diye iştahlanan ahmak tayfasından ne hayır gelir ülkeye? Yahut tüm siyasetini Erdoğan ve Ak Parti muhalifliğine bağlamış, “Benim bahçeme yağmur yağmayacaksa varsın tüm ülke yansın!” bencilliğindeki seküler ve paralel yapıların ne IŞİD öncesi ne de IŞİD sonrası ülke ve bölge menfaatine tek bir hizmetini, hareketini, çalışmasını bilen var mı?
Her fırsatta “IŞİD’i niçin tenkit etmiyorsun? IŞİD’i kınasana! IŞİD’e niçin terör örgütü demiyorsun?” gibi saçma sapan sorularla kendi ahmaklıklarını örtbas etme peşindeki bu kesimlerin bu soruları sorma hakları ve hadleri yok! Zira elleri kanlı! Zihinleri ihanet tertipleriyle dolu!
Aklı başında olan herkes IŞİD’i ve yaptıklarını tasvip etmez. Ama aklı başında ve insaflı olan herkes, şayet hakikatin peşindeyse önce şu soruların cevaplarını arar: “IŞİD’i ne doğurdu? Neler oldu da IŞİD gibi bir yapıya zemin hazırlandı? IŞİD’in yaptığının çok daha dehşetlisini ve fazlasını yapan câni ve vahşi teröristlere arka çıkan, kollayan, destekleyenler ne oldu da şimdi IŞİD bahanesiyle bölgeyi ateşe atmak istiyor? Bölgede mezhep savaşını isteyen, bugüne kadar bunun için Iraklıları, Suriyelileri, Türkmenleri, Kürtleri ve Türkleri tahrik eden, bundan kazançlı çıkanlar kimler?”
IŞİD, yıllardır ekilen rüzgârın biçilen fırtınası. Sebep değil sonuç. Yılların tepki patlaması. Batı için kullanışlı bir oyuncak. Ama İslam Dünyası için de tehlikeli bir tuzak. Doğru okunursa ve gerekli tedbirler alınabilirse avantaja dönüşebilecek bir tuzak. Hele ortaya çıkarttığı foyalar iyi tespit edilirse geleceğin inşâsında yol gösterici bile olabilir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.