Delikanlı NY Times bunu da yazsana
New York Times ve Today’s Zaman’ın, IŞİD’den Türkiye’ye katılımlar haberi için tercih ettiği o fotoğrafı biliyorsunuz.. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun, Hacı Bayram Camii’nden çıkarken çekilmiş fotoğrafı.. NY Times, o fotoğraf için bir düzeltme yayınlayarak özür diledi.. “… Caminin ve Cumhurbaşkanı’nın camiyi ziyaretinin IŞİD’in savaşçı devşirdiğinin anlatıldığı makaleyle bir ilgisi yoktur…” dedi.. Ancak nedense Zaman bu açıklamayı görmezden gelerek; “……NY Times’tan Erdoğan’a cevap: Haberimizin arkasındayız..” türü kaynağı belirsiz bir haber yaptı.. Sadece bu bile her iki gazetenin referans noktasının benzer özellik arz ettiğinin kanıtı olsa gerek… Bakınız düzeltmenin tesiri, ana yayınla karşılaştırılmayacak kadar zayıftır.. Birkaç örnek verirsem daha iyi anlaşılır.. “Verdimse ben verdim, 1 koyup 3 alacağız, benim memurum işini bilir” gibi sözler siyaset tarihimize geçmiştir.. Doğru mu?.. Peki bu sözler ve bunun gibi onlarca söze karşılık yapılan düzeltmeleri biliyor musunuz?. Tamamı tekzip edildi bu sözlerin. Ama ne fayda.. Bu resim de onun gibi. İstediğin kadar düzelt.
•
Bütün bu işlerin başında aslında Newsweek dergisinin Avrupa edisyonunda çıkan bir haber yatıyor.. Haberin başlığı şu; “ISIS starts recruiting in Istanbul’s vulnerable suburbs”.. ‘…. IŞİD İstanbul’un savunmasız banliyölerinden, varoşlarından eleman topluyor…’ Ne zaman yapıyor bu haberi?.. Mükemmel İngilizcesiyle bir ABD’li gazetecinin kafasını kesen cihatçının görüntülerinin konuşulduğu günlerde. Neden?.. Çünkü batı kamuoyu, aylardır ülkelerinden IŞİD’e katılan savaşçıları tartışıyordu. Son olarak video görüntüleri de çıkınca bu algıyı değiştirmek için medyayı kullanması gerekiyordu. Öyle de yaptı. Newsweek’te bu haber çıkmadan bir hafta önce, önemli İngiliz dergilerinden biri olan Week, IŞİD’e katılan İngilizleri yazmış ve “Terör ihraç eden ülke olduk” diye de başlık atmıştı. İşte bu algıyı kırmak ve yerine başka bir algı tesis etmek için bu habere ihtiyaç vardı.
O haberin içinde birtakım tanıklıklara da yer verilmişti. Bunlardan biri eşini ve iki çocuğunu IŞİD’e kaptırdığını iddia eden bir genç kadın.. Deniz Şahin.. Şahin, eski kocasının iki çocuğunu da alarak IŞİD’e katıldığını ve o günden beri çocuklarını görmediğini söylüyor.. Hikayesi çok trajik. Alkolik bir adam. İki çocuğuyla birlikte genç karısını ortada bırakıp gidiyor. Bir süre sonra dönüp, çocuklarını da yanına alıyor ve kayıplara karışıyor. Bir iz bulmuş kendince. Kocası ve çocuklarının Suriye’de olduğunu öğrenmiş. Anlaşılıyor ki adam ikinci bir evlilik yaptı, çocuklarını da yanına alarak gitmiş… Gerçek bir ‘parçalanmış aile’ dramı… Kadın haklı olarak (koca neyse de) çocuklarını istiyor… Deniz Hanım’a tavsiyem. Bu tip ciddi politik dergiler ve tv programlarından sonuç alamazsınız. Gidin Müge Anlı’ya, anlatın derdinizi. Ertesi gün çocuklarınız kucağınızda. IŞİD-MIŞİD, boş verin bu işleri…
GELELİM SANA NEW YORK TIMES
Son söz algı operasyonunun bel kemiği batı medyasına. Biz biliyoruz ki 49 vatandaşımızın can emniyeti adına kontrollü bir yayın yapmamız gerekiyor. Ama batı medyası bu garip haberlerle bizi köşeye sıkıştırıp bir şeyler söyletmeye çalışıyor. Biz de o vakit soralım. Başta NY Times olmak üzere bütün Amerikan gazete ve dergilerine.. Bu öldürülen iki gazetecinin kaçırıldığını ve terör unsurlarının elinde olduğunu 2 yıldır bilmiyor muydunuz?..Amerikan gizli servisinin, ailelere nasıl baskı yaptığını bilmiyor muydunuz?. Babaların, durumu uluslararası medyaya duyurmasınlar diye nasıl baskı altında tutulduklarını. CIA, gazeteleri nasıl durdurdu?.. ‘Gazetecilerimiz terör gruplarının elinde esir’ başlıklı bir tek haber bile yapılması nasıl engellendi?. CIA operasyon yapıp, almaya çalıştığında bile Amerikan medyasında haber olmadı bu adamların durumu. Delikanlı NY Times, hadi yazsaydın ya bunu.. Kalın sağlıcakla.