Resulullah ile İrtibatlı Olmak
Müslüman Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile irtibatlı olmalıdır.
Ona biat ve itaat etmelidir.
Dünya nizamı ve hukuk sistemi olarak onun Şeriatını kabul etmelidir.
Bu Şeriatın emirlerini yerine getirmeli, yasaklarından kaçınmalıdır.
Peygamberin Sünnetini ve öğütlerini elinden geldiği kadar hayata tatbik etmelidir.
Peygamberi en güzel örnek ve model kabul etmelidir.
Peygamberin vekilleri, vârisleri, halifeleri olan rabbanî ve muhlis=ihlaslı ulemaya, fukahaya, meşayihe itaat etmelidir.
Peygamberin buyruğuna uyarak, Ümmet içinde ihtilaf zuhur ettiği zaman Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulunmalıdır.
Peygamberin yaptığı gibi beş vakit namazı itina ile kılmalıdır.
Geçerli şer’î özrü yoksa farz namazları cemaatle kılmalıdır.
Peygamberi kendi nefsinden, ailesinden, çoluk çocuğundan, en yakın dostundan daha fazla sevmelidir.
Peygamberin güzel ahlakı ile ahlaklanmalı ve ziynetlenmelidir.
Peygamberin kesin emrini tutarak, aralarında meşreb farklılıkları da olsa mü’min kardeşlerini sevmeli, onlara acımalıdır.
Zengin de olsa mütevazı ve kanaatkar yaşamalıdır.
Allahın kendisine verdiği paranın, malın, imkanın bir kısmını muhtaç kardeşleriyle paylaşmalıdır.
Bir iş yapacağı, bir karar vereceği zaman, acaba Peygamberimiz nasıl yapmamı, nasıl karar vermemi isterdi diye sormalı ve doğru cevabı aramalıdır.
Resulullahın en büyük önderimiz olduğunu bilmelidir.
Onun, Allahın izniyle yapacağı şefaate nail olmak için sebep ve vesilelere yapışmalıdır.
Peygambere getirdiği salat ü selamın ona ulaştırılacağını ve selamına mukabele edileceğini bilmeli ve bu fırsatı değerlendirmelidir.
Ev alırken, Resulullah nasıl bir ev almamı uygun görürdü diye düşünmelidir.
Evi dekore ederken, Resulullah nasıl bir döşeme isterdi diye sormalıdır.
Giyimde kuşamda sofrada hep Resulullaha sormalıdır.
Bir otomobil alırken…
Vakit ezanları okununca, şer’î bir özrü yoksa, arkasında namaz kılınabilecek bir imamın camiine gidip farz namazı cemaatle kılmalıdır.
Resulullahın hoşlanmadığı aşırılıklardan, taşkınlıklardan, fitne ve fesattan, bid’atlerden kaçınmalıdır.
Velisi bulunduğu kadın ve kızların Resulullahın Şeriatına göre tesettüre uymasını sağlamalıdır.
Şeytanî Avrupâî tesettüre karşı olmalıdır.
Resulullah efendimiz ihramlı olduğu zamanların dışında bir kere bile başı açık namaz kılmadığı için, namazlarda başını takke imame arakiye ile örtmeli, bu suretle sünnete ve edebe riayet etmelidir.
Kurtulmak için Resulullahı vesile edinmelidir.
Resulullaha itaatin Allaha itaat olduğunun bilincinde olmalıdır.
Resulullahıngönüllü ve ihlaslı askeri olduğunu bilmelidir.
Onu, yakınlarını, Ehl-i Beytini, Ashabını, dostlarını, Ümmetini sevmelidir.
Resulullahın zevcelerini anne bilmelidir.
Resulullah kesin şekilde haber vermiş olduğu için ibadetlerde, cihatta, hayır hasenatta ihlassızlıktan ve nifaktan uzak durmalı, her şeyi sadece Allah için yapmalıdır.
Her haliyle Resulullahın Ümmetinden, Milletinden bir Müslüman olduğunu güzel ahlakıyla, doğruluğuyla, dürüstlüğüyle göstermelidir.
Bir gün kesinlikle öleceğini, zeminde açılmış bir çukura “Bismillahi ve ’alâ milleti Resulillah” denilerek konulacağını, sorgu meleklerinin Rabbin kimdir, Nebin kimdir diye soracaklarını hiç aklından çıkartmamalıdır.
Muhammed Mustafa aleyhissalatüvesselamınbizim büyük önderimiz, halaskârımız, veliyyinimetimiz olduğunu bilmelidir.
Rabb olarak Allahü Teala hazretlerinden, kitap olarak Kur’an-ı Kerimden, din olarak İslamdan, resul olarak Muhammed aleyhissalatüvesselamdan, Şeriat olarak Şeriat-i Garra-i Ahmediyyeden, Ümmet olarak Ümmet-i Muhammed’den, ahlak olarak İslam ahlakından razı olmalıdır.
Necata, felaha, ebedî saadete götüren tek hedy onun yoludur.
Tanrılaştırmamak şartıyla onu ne kadar sevsek, ne kadar övsek azdır.
Sevenlerine selam olsun…
* (İkinci yazı)
Okullara Dikkat Merak Hâfıza Dersleri Konmalıdır
Okullara mutlaka merak, dikkat ve hafıza dersleri konmalı ve bu dersler ehliyetli ve liyakatli öğretmenler tarafından okutulmalıdır.
Meraksız, dikkatsiz, hafızasız insan bir işe yaramaz.
Altmış sene önce yabancı bir dergide şu mealde bir karikatür görmüştüm: Otuz yaşlarında biri, elinde çantası işine gidiyor. Kendi kendine şöyle söyleniyor, “Herkes bana bakıyor ama ben bir gariplik görmüyorum, acep nedendir?” Resimde adamın evden çıkarken pantolon giymeyi unuttuğu anlaşılıyor!..
Halkın, bilhassa iş görenleri dikkatsiz olan bir ülke iflah olmaz.
Otomobille bir yere gideceksin… Otomobilin yakıtını, suyunu, lastiklerini, frenlerini, akümülatörünü kontrol etmelisin… Ruhsatın, sürücü kimliğinin, sigorta kağıtların, diğer evrakın yanında olmalı… İlk yardım çantası, çekme halatı vs…
Markete alış verişe gittin. Gıda maddelerinin ambalajlarındaki son kullanım tarihine dikkat etmelisin.
Bir korudaki çay bahçesine gittin, yıkılabilecek çürük ağaçlara dikkat etmeli, onların altına oturmamalısın.
Deniz kenarına gittin, deniz bisikleti kiralayıp biraz eğlenmek istiyorsun. Meteoroloji haberlerine dikkat edeceksin. Fırtına bekleniyorsa o şeytan aletine binmeyeceksin. Binersen ölebilirsin.
Türkiye şu anda bir dikkatsizlikler ülkesi haline gelmiştir.
Kurallara dikkat edilseydi Soma faciası olur muydu?
Gökdelenin asansörü düşüp on kişiye mezar olur muydu?
Beykozdaki çürük ağaca dikkat edilmiş olsaydı ölümlü facia yaşanır mıydı?
Okullarda dikkat, merak, hafıza dersi verilsin demek çok kolay da, bunu hayata geçirmek çok zor, belki de imkansız.
Bu dersleri ancak, doğru dürüst psikoloji bilen uzmanlar verebilir.
Öğretmenin hafızası kuvvetli değilse, çocuklara nasıl hafıza dersi verecek?
Hafıza gelişebilen veya körleşebilen bir yetenektir.
Bir bilgiyi öğrenmek için insanda dört çeşit hafıza vardır:
1. Okumak suretiyle göz hafızası… 2. Okurken hafif sesle telaffuz ederek lisan=dil
hafızası… 3. Bunu duyan kulağın hafızası… 4. Bu esnada bilgiyi deftere yazarak el hafızası…
Genç nesiller dikkatsiz, meraksız, hafızasız yetişiyor. Bunun sonu felakettir, bir sürü uğursuzluktur, kazadır, faciadır, yıkımdır…
Sadece dikkat, merak ve hafıza ile bitmez… Onun yanında ehliyet, liyakat, ahlak, doğruluk, dürüstlük olması gerekir… Yine bitmedi… Dikkatsizlik yüzünden facialar, kazalar, yıkımlar, çöküşler olursa sorumluların, başkalarına ibret olacak şekilde cezalandırılması gerekir.
Somada 300 küsur kişi öldü de ne oldu? Suçlular ceza gördü mü?
Devlet, vatandaşları dikkatli, meraklı, hafızalı yetiştirmekle yükümlüdür. Bunu yapmazsa, yapamazsa sorumlu ve suçlu olur.
Bugünkü dikkatimizle nükleer santralıselametli ve güvenli bir şekilde çalıştırabileceğimize inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum.
Çocuklarını dikkatli yetiştirmeyen bir ülke dikkatsizlik facialarının kurbanı olmaya mahkumdur.
20.09.2014