Türkiye çok büyük devlet
Arka arkaya yaşadığımız iki büyük olay ile birlikte Türkiye’nin ne büyük bir devlet olduğunu sanıyorum herkes anlamış olmalı. Batı kamuoyu ve yöneticileri zaten biliyordu, Ortadoğu’daki liderler de farkındaydı da asıl içeridekilere söylüyorum ben. Türkiye, 24 saat içinde attığı iki önemli adımla çok ciddi proaktif bir pozisyon aldı.. İlk olarak, Suriye Kürtlerinin yaşadığı trajedi karşısında aldığı tutum.. “Etnik, dini, mezhebi kimliği aidiyeti-mensubiyeti ne olursa olsun, ölümden kaçıp sığınılacak yer olarak Anadolu’yu gören herkese bu kapılar açıktır” dedi ya Türkiye... Ne Avrupa yapabildi bunu, ne ABD... Hâlâ daha insani durum noktasında ellerini taşın altına koyamıyorlar. Kimsenin bir şey istediği yok. Ama sadece tampon bölge kurulması için BM eğer izin vermiş olsaydı, bu büyük göç dalgasıyla Türkiye karşılaşmaz, gerekli tüm operasyonu sınırın güney tarafında yapabilirdi. Bunu neye dayanarak mı söylüyorum? Diyor ki Beşir Atalay; “Tampon bölge için Dışişleri başvuruda bulundu ancak karar çıkmadı. Çıksaydı bu kampları oralarda kurardık”.. Çok net.. Hiç birbirimize yalan söylemeyelim. Böylesi bir insani durum karşısında bile hiçbir şey yapmayan batının, süper güç ABD’nin aksine Türkiye bir milyondan fazla komşusuna ev sahipliği yapıyor. Çok şükür ki yapıyor. Son olarak gelen ve anlaşıldığı kadarıyla gelmeye devam edecek olan Kürtler için de, can havliyle soluğu Türkiye’de alan Ezidiler için de bu kapılar açık. Başbakan’ın Azerbaycan’dan verdiği; “kapıları açın ve komşularımızı içeri alın” talimatının, ABD’den Uzak Asya’ya nasıl bir etki yaptığını yakın gelecekte hep birlikte göreceğiz..
••
Gelelim 46 Konsolosluk personelimizin evlerine dönüşüne. Önce soralım; MİT’in dış operasyon yapmasına muhalefet eden CHP ve Cemaat tayfası acaba şu an ne düşünüyor?.. Bölgesinde güçlü bir MİT’i kimlerin istemediğini anlamamız bakımından bu son operasyon tam bir turnusol vazifesi görecek. Bakın göreceksiniz. Türlü türlü dezenformasyonlarla gerek kafa kesen sapkın bir örgütün eline malzeme veren, gerekse o örgütü devlet zannederek;“neden gidip almıyorsunuz” gibi garip sorular soran zihniyetin bugün itibariyle susma vakti gelmiştir. Türkiye çok büyük ve çok güçlü bir devlettir. Ve bu niteliğini bir kez daha belirgin biçimde tescillemiştir..
••
Hiç şüphesiz bu başarıyı gölgelemeye kalkanlar çıkacaktır.. Bu zevzeklerin, “Ne verdik karşılığında?” türü sorularını birkaç gün daha duyacağız. Para mı, silah mı, tedavi ettiğimiz komutanlarını mı, Türbe mi?.. Bu akıl tutulması iddiaların tümünü okuyacaksınız. Hatta benim ufkumun almayacağı daha da fazlasını. Ama arz edelim sevgili okurlar. Değil. Türkiye büyük devlet ve bu büyük devlet olmanın gereğini yerine getirerek tereyağından kıl çeker gibi bir operasyonla, burunları bile kanamadan yurttaşlarımızı ailelerine kavuşturdu.. 101 gün kabul ediyorum kısa bir süre değil. Ama unutmayalım ki, Amerika Birleşik Devletleri, 600 günden fazla örgütün elinde tuttuğu iki gazetecinin infaz videosunu izletti ailelerine.. Birleşik Krallık daha dün, bir Sunday Telegraph muhabirinin turuncu bir tulum içinde örgüt propagandası yapmaya zorlanırkenki görüntüleriyle çalkalanıyor. Bunlar süper güçler ha.. Yanlış anlaşılmasın. James Folley ve Steven Sotlof için dünyanın en güçlü gizli servisi CIA’in kaç operasyon yaptığını bilmiyoruz bile.. Alabildi mi? Karşımızda bir devlet olsa, bir diplomasi yürütürsün, bir al-ver süreci işletirsin. Ama sapkın bir örgüt var karşında. Ve böyle bir operasyona imza atmışsın. Bugünden itibaren artık Türkiye için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kemal Kılıçdaroğlu ağlasa da, Devlet Bahçeli matematik formüllerine de boğulsa, Selahattin Demirtaş Kürt gençlerini IŞİD’le savaşa da sürmeye kalksa, Fethullah Gülen beddua da etse, durum bu.. Kalın sağlıcakla.