Ersoy Dede

Ersoy Dede

Can Dündar Sorunu

Can Dündar Sorunu

Türk basınının çok ciddi bir ‘Can Dündar’ sorunu olduğu tartışmasız ortadadır. Bazen köşesinden, bazen ise iyi kullandığı mikroblog ağlar üzerinden akıllara durgunluk verecek haberler yapıyor ve zerre gram da yüzü kızarmıyor.. Dün, vatan evladı konsolosumuz ve görev arkadaşları evlerine döndüğünde yazdığı yazıyı okudunuz mu?..  Bakın The Taraf, alçakça bir haber yapmış, rehin yurttaşlarımız karşılığında Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ni verdiğimizi iddia etmişti.. Habercilik açısından, Gırgır kadar Fırt kadar kıymeti olan bir gazete olduğu için üzerinde durmaya bile gerek görmüyorum. Kurulduğu günkü Taraf olsa amenna.. Ama bugünkü değeri ne ki?.. Şaka haberler yapan Zaytung’u daha fazla dikkate alıyorum. O kadar söyleyeyim.   

••

Gelelim Can Dündar’a.. 

‘Nasıl serbest kaldılar?’ diyor. Bunu soruyor. Cevap arıyor... ‘fidye’ imasında bulunuyor. Hatta bu konudan kendinden emin de, Ankara’yı açıklama yapmaya zorluyor gibi.. Yıllarını basına vermiş, meslekte bunca yıllık maziye sahip birinin, bütün kariyerini yerle bir edecek türden pervasızlık içinde, böyle kolayca nasıl atıp tuttuğunu merak ediyorum.. Işid’çilerin Türkiye’de tedavi edildiği gibi paralel medyanın uydurduğu, temeli-dayanağı olmayan bir bilgiyi köşesine açık kaynak verisi gibi taşıyor. Işid’e silah temin edildiği gibi ‘silah yüklü TIR’ palavrasının üzerinden yorum yapıyor. ‘Petrol karşılığında silah’ gibi, Amerikan Senatosu’nda dillendirilen, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin ‘kaçakçılık’ diye düzelttiği bir ihanet tezi üzerine kalem oynatıyor. Ne diyelim, Allah yardım etsin... Ben buradan baktığımda gördüğüm şu; Can Dündar artık yolun sonuna geldiğini hissetti ve intihar dalışı yapıyor.  

••

Faşist Gezi Kalkışması’ndan bu yana hiçbir yerde tutunamadığının kendi de farkındadır sanıyorum. Yıllarca yazdığı köşeyi koruyamadığı gibi en iyi yaptığı iş olduğunu söylediği televizyonda da neredeyse bir yıldır varlık gösteremedi. Artı 1 Tv’ye gitti olmadı, Tv Em’e gitti en kısa süren yöneticilik deneyimini cv’sine ekledi.. Eskiden sokaklarda pop yıldızı gibi insanların yanında resim çektirme yarışına girdiği Can Dündar’ı o çok sevdiği ‘Y Kuşağı’ndan neredeyse tanıyan yok.. E bunun tabii bilincinde kendisi de. Herhalde onun ortaya çıkardığı psikolojik bir durum olsa gerek.  

••

Yalan haber yapılmaz.. Olsa olsa yanlış haber yapılır. Bu mümkün. Kaynağınız yanlış bilgilendirir, farklı başka değişkenler neden olur, yanlış bilgiye dayalı haber yaparsınız. Sonra‘kardeşim haberiniz doğru değil’ dendiğinde düzeltirsiniz. Bakın Can Dündar mikroblog ağı Twitter’da, Cumhurbaşkanımız’ın eşi Emine Erdoğan’ın bir twitter hesabı açtığını iddia etti.. İddiasına göre hesabın kişisel bilgiler kısmında garip ve anlaşılmaz bir şekilde ‘mo’yazıyordu. Bu ‘mo’nun peşine düşen birileri (sanıyorum bu Can Bey’in kendisi değil), hesabın, ABD First Lady’si Michelle Obama’dan, olduğu gibi alındığını, o anlaşılmaz ‘mo’nun da, ABD First Lady’sinin ismi ve soyisminin baş harfleri olduğunu tespit etmişlerdi. Böylece Emine Erdoğan, taslağını kopyaladığı bir twitter hesabı açmış gibi göründü. Oysa Köşk hemen bir açıklama yaparak, Sayın Hanımefendi’nin sosyal ağlarda herhangi bir hesabı olmadığını açıkladı. Peki bu bilgiye rağmen, Can Dündar, twitter’daki o haberi değiştirdi ve özür diledi mi sanıyorsunuz?.. Aynı twitter’da biliyorsunuz, TRT Çocuk logosuyla Erdoğan’ı konuşurken gösteren bir fotoğraf da yayınlamıştı Dündar. Elbette böyle bir yayın hiçbir zaman olmadı. Peki o haber düzeltildi mi?. Elbette hayır. Saydığım zaman sayfalar tutar, yerimiz sınırlı. Neyse, sonuç; Türk basınının bir Can Dündar sorunu var ve sanıyorum yakın zamanda giderilecektir. Kalın sağlıcakla. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi