“Rehine”ler kurtuldu, gelsin yeni “belâlar!”
Emsalsiz güç ve ustalık gösterisiyle imza atılan “rehine kurtarma” başarısının “arka plânını” bu sütunda bilgilerinize arz ettikten sonra beklemeye başladık.
Piyasalar haftaya nasıl girecek?..
Milyonları sevince boğan ve ülkemiz üzerindeki büyük baskıyı ortadan kaldıran bu emsalsiz başarının yansımaları nasıl olacak?..
Gördük ki, piyasalar bütün ülkeyi mutlu eden bu önemli gelişmeden bile olumlu yönde etkilenmedi.
Bunda Türkiye’den kaynaklanan bir sıkıntı etkili olmadı, ne var ne yoksa dış dünyada.
•
FED’in faiz arttıracağına ve dolayısıyla paranın ABD’ye yöneleceğine dair sinyaller, bütün piyasaları zorluyor.
Bizler Türkiye’nin yüzde 3.3’lük büyümesini küçümsüyoruz ama yakın zamanlara kadar gıptayla baktığımız Avrupa, yılın ilk çeyreğinde yüzde 0.7’lik büyüme oranını güç belâ tutturdu.
OECD Avrupa için 2014 büyüme tahminini yüzde 1.2’den yüzde 0.8’e çekti.
Bizim kategorideki ülkelerden Brezilya için 2014 büyüme tahmini yüzde 1.8 idi, OECD yüzde 0.3’e düşürdü.
Türkiye yüzde 4 büyüyecek olursa, “eh işte” diyeceğiz…
Durumumuz kötünün iyisi, aslında çok çok iyisi…
Bu durum da, Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerin hırsını arttırıyor.
Takozların boyu gittikçe büyüyor!..
“SELDEN, DEPREMDEN ZOR!”
Sınırlarımızın dibinde korkunç bir IŞİD baskısı var.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 3 günde sınırı geçenlerin sayısının 130 bini aştığını ve yüzbinlerle ifade edilen yeni göç dalgalarının muhtemel olduğunu söyledi.
Sayın Kurtulmuş durumun ciddiyetini şu ifadelerle dile getirdi:
“Çok zor bir iş başarılıyor. Bu bir doğal afet değil. Sel olsa, deprem olsa olur biter ve sonra yaraları sarmaya başlarsınız. Kaç kişinin etkilendiğini en baştan bilir ve ona göre hareket edersiniz. Afetin boyutu, doğal bir afetin boyutundan daha riskli, daha bilinmezleri içeren bir durumdur.”
“PKK’YI SİLAHLANDIRALIM!..” DİYENE BAK!..
Türkiye’nin rehineleri büyük bir başarıyla kurtarmasından rahatsızlık duyan “Paralel Yapı”nın “Paralel Gazetesi” hem eski (AK Partili) Dışişleri Bakanlarından Yaşar Yakış’a “PKK yurt dışında silahlandırılmalı!” dedirtmiş.
Yaşar Yakış’a söyletilene bakın:
“PKK için ‘Bunlar terörist, bunlara silah vermeyin, IŞID’e karşı savaşmasınlar’ dersek, uluslararası camiayı ikna edici olamayız!”
•
PKK’nın Türkiye tarafından silahlandırılmasını ve IŞİD’le savaştırılmasını teklif ediyor Yaşar Yakış!..
Eski (AK Partili) Dışişleri Bakanı!..
•
“Paralel’in Paraleli” olarak işaret ettiğimiz yapılar kendiliğinden hareket ediyor değil; destekledikleri yapının nerelere, hangi “otoritelere” râm olduğunu herkes biliyor artık.
Bu izler, bizlere ne kadar büyük tezgâhlarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
“Rehine krizi”nden sonra hangi krizlere muhatap edileceğimizi tahmin etmeye çalışıyoruz.
“Ekonomik kriz” tezgâhı ufukta görülüyor.
Piyasalarda, dıştaki belirsizliklerin “tetiklediği” bir durgunluk havası hâkim.
Hükümet, hazırladığı çok geniş çaplı tedbirler paketi ile piyasanın çarklarını çevirmeye çalışıyor.
Devletin önemli mevkilerinden birinde bulunan bir milletvekili, ciddi daralma sinyalleri veren inşaat sektörünü hareketlendirmek için KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e hatta yüzde 1’e indirebileceklerini söylüyor.
(Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise “Konuttaki daralmaya karşı vergi indirimi sözkonusu değil!” diyor.)
Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerekse Başbakan Ahmet Davutoğlu, faiz ortamlarının yatırımların önünde engel olacak kadar yüksek olduğu görüşünde.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de yüksek faiz ısrarını sürdüren “başına buyruk” Merkez Bankası yönetimine tepkisini dile getiriyor, “Bu faiz oranlarıyla yatırım yapmak zor!” yollu yaklaşımlarla.
•
Sayın Erdoğan’ın son zamanlarda sık sık kredi derecelendirme kuruluşlarına “çatması” boşuna değil; Gezi, 17-25 Aralık darbe girişimleri ve IŞİD-rehine tezgâhının uzantısı olan güçlü bir “algı bozma” operasyonuna tepki gösteriyor.
Bu ekonomi meselesi çok çok önemli.
Parayı bulduğunda ve kaybettiğinde değerlerinden uzaklaşan nice insan gördüm.
Ekonomide işler tersine dönünce, en yakınlardan homurtular yükselmeye başlar.
Evdeki tencerenin kaynaması yetmez olur.
Toplum “konfor” bağımlısı olunca, “ağrı eşiği” düşer!..
•
Dış kaynaklı nice tehlike ve tehdidin baskısı altında, çok çok zorlu bir süreçten geçiyoruz.
Bu zorlu süreçte, “basit politik hesaplar” yapmak ülkeye ihanet olur.
Rehinelerin kurtarılmasının ardından muhalefetten birkaç küçük “olumlu” hareket gördük.
Devam etsin!..