“Diyarbakırlı” Kemalistler!..
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker’in davetine icabetle Diyarbakır’dayız.
Kendileriyle sohbetin ayrıntılarını bir sonraki yazıya bırakalım.
Bugün, Diyarbakırlıların hükümete, çözüm sürecine ve BDP’ye nasıl baktıklarını ele alalım istiyoruz.
Diyarbakır’da ilginç bir durum var…
Vatandaşların büyük bir bölümü, yani hemen hemen tamamı Diyarbakır’daki büyük değişimin, gelişimin farkında.
Nasıl farkında olmazlar…
Buralarda 10- 12 yıl önce, insanlar sokaklarda kesiliyormuş.
Sıkı güvenlik uygulamaları kol geziyor, yol kesiyormuş.
Bir yandan devlet diğer yandan da terör örgütü arasında sıkışıp kalmış insanlar…
Bir ailenin akşam 9’dan sonra bir yerden bir yere gitmeye kalkışması resmen delilik, kıraathaneler çok tehlikeli, her an ya güvenlikçilerin ya da teröristlerin baskın yapması beklenir, böyle bir hâl.
Şimdi, vatandaş gecenin 12’sinde 1’inde sokaklarda, dükkânlar geç saatlere kadar açık, gece gezmelerinden dönen ailelerin zihinlerinde korku yok.
Kız çocuklarının okutulması yönündeki arzu, hele başörtüsü yasağının da kalkmasından sonra iyice artmış durumda.
Evlat okutmak isteyip de maddi durum yetersizliğinden dolayı okutamayan yok; devlet eğitim görmek isteyenin yollarını alabildiğine açıyor.
Ağlayan analara yenileri eklenmiyor.
“Çözüm Süreci” buralardaki karamsar havayı iyice dağıtmış…
Hâl böyle iken, Diyarbakır’da “örgütçü” partinin mensupları belediye yönetimlerinde…
Vatandaş, hükümetten büyük ölçüde memnun ama bu memnuniyet Diyarbakır’daki vatandaşın siyasi tercihlerine çok da yansımış değil.
Bunun sebebi ne olabilir?..
Meslektaşım Bayram Zilan, Diyarbakırlı.
Diyarbakır’da İmam Hatip bitirmiş…
Bölgeyi ve şehri çok çok iyi biliyor.
Ona sordum:
“Vatandaşta memnuniyet hali var ama siyasi tercihler farklı yönde. Bunun sebebi ne olabilir sizce?”
Dedi ki:
“Kürtler Türklerle beraber çözüm sürecini satın aldı. Bu sürece sahip çıkıyorlar ve geri dönüşü asla düşünmüyorlar. Eski kötü günlere dönmek istemiyorlar. Silahların gölgesinden uzaklaştı bu halk.
Şiddet devre dışı kaldıkça siyasi tercihler de değişecek. Hâlâ tepki oyları var, bu da devlete olan tepkiden kaynaklanıyor ve oy olarak kendisini Kürt siyasi hareketi olarak öne çıkartan yapıya dönüyor. Bir anda değişim beklememek lazım. Büyük acılar çekildi. Kürtler şiddet ortamından yeni yeni çıkıyor. Biraz daha sabretmek gerekiyor. Bu iyileşme sürecinin devam etmesi gerekiyor”
•
Bayram Zilan bu sürecin hızlanması için bazı tavsiyelerde de bulunuyor…
Mesela:
“Bundan sonraki süreçte, AK Parti’nin Diyarbakır’daki ve diğer illerdeki Kürtler için daha fazla hak ve daha fazla özgürlük istediği yönündeki vurgunun daha güçlü bir şekilde yapılması gerekiyor. Kürt halkının özgürlüklerinin savunucusu gibi görünen, kendisini göstermek isteyen HDP’nin elinden bu yanıltıcı propaganda imkânı alınmalı. Çözüm sürecine, buradaki kanaat önderlerinin bir bölümü dâhil edildi ama kanaat önderlerinin etkisinden yeterince faydalanılabildiğini düşünmüyorum. Burada çok etkili olan çevreler var. Mesela medrese çevreleri var. Birçok grup var. Onların süreç içinde aktif olmaları ve vitrine çıkartılmaları gerekiyor.”
Bayram Zilan tam da burada çok ilginç bir ifade kullanıyor:
“Eğer bu yapılmazsa, Diyarbakır’daki ‘Kemalist Ruh’ daha da güçlenir.”
Ne demek bu, yani “Diyarbakır’daki Kemalist Ruh” ne demek?..
Şu demek:
“Kemalizm bu ülkede yekpare, homojen bir toplum oluşturma hedefi neyse HDP’nin de burada istediği o. HDP tek tip toplum oluşturmak istiyor. Çözüm Süreci bu çabalarına sekte vurdu ama yapılacak çok şey var. Buradaki kanaat önderlerinin çoğu seslerine yeterince kulak verilmediğini düşünüyor. Bu neredeyse bütün Güneydoğu illeri için böyle. Çözüm sürecine büyük katkıda bulunacak ‘antikemalist ruhlu’ oluşumlara, kanaat önderlerine daha fazla ağırlık verilmeli.”
•
Birtakım sıkıntılar var ama şunu görüyoruz ki Diyarbakır’da durum, 12 sene öncesiyle kıyaslanamayacak kadar iyi.
“Taban genişletildiği” takdirde, çok daha iyi olacak.
İhmal edilmiş kanaat önderleri meselesi çok önemli.